ANKARA – Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) açıkladığı verilere göre, 1 Ocak 2015’ten bu yana üniversitelerden kaydını sildiren öğrenci sayısı 1 milyon 400 bini aştı. Bu rakam, nüfus bakımından İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirler dışındaki 66 ilin tamamını geride bıraktı.
Veriler, yalnızca üniversite kapılarından geri dönenleri değil, aynı zamanda ülkedeki derinleşen ekonomik ve sosyal krizin gençler üzerindeki yıkıcı etkilerini de gözler önüne seriyor.
YÖK verileri çarpıcı: Her ay 11 bin öğrenci okul bırakıyor
YÖK’ün açıkladığı rakamlara göre, son 10 yıl 9 ayda kendi isteğiyle kaydını sildirenlerin toplam sayısı 2 milyon 806 bin 779. Bunun 1 milyon 405 bini, başka bir programda kaydı bulunan öğrencilerden oluşuyor. Dolayısıyla, yükseköğretimden tamamen kopan öğrenci sayısı 1 milyon 400 bin 949.
Başarısızlık, ders kaydını yenilememe ya da belge eksikliği gibi nedenlerle üniversite tarafından kaydı silinenlerle birlikte bu sayı 4 milyon 398 bin 166’ya ulaşıyor. Bu tabloya göre, her ay ortalama 11 bin öğrenci üniversite hayatına veda ediyor.
Ekonomik kriz ve işsizlik gençleri okuldan koparıyor
Eğitimden kopuşun en önemli nedenleri arasında ekonomik kriz, işsizlik ve gelecek kaygısı öne çıkıyor. Ailesinden destek alamayan, burs ve krediyle geçinmeye çalışan birçok öğrenci artan barınma, ulaşım ve beslenme maliyetlerini karşılayamadığı için üniversiteyi bırakmak zorunda kalıyor.
Mezuniyet sonrası iş bulamama korkusu da öğrencilerin okulu terk etmesinde belirleyici. Nitelikli işsizlik oranlarının artması, diplomaların iş güvencesi sağlamaması, gençlerin üniversiteyi bir çıkış kapısı olarak görmemesine yol açıyor.
10 yılda eğitimden kopuş, milyonları buldu
Veriler, 2015’ten bu yana 10 milyon 65 bin öğrencinin mezun olduğunu gösteriyor. Ancak aynı dönemde, mezun sayısına yaklaşan milyonlarca öğrenci ya kayıt sildirdi ya da üniversite tarafından kaydı düşürüldü. Ayrıca 11 bin 598 öğrenci vefat nedeniyle kaydını kaybetti.
Bu tablo, yalnızca bir eğitim sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir gelecek sorunu. Üniversiteyi bırakan gençler, eğitimden kopmanın ötesinde, iş gücü piyasasında vasıfsız hale geliyor; bu da sosyal eşitsizliklerin ve güvencesizliğin derinleşmesine neden oluyor.
Eğitimden uzaklaşan gençlik: Bir kayıp kuşak mı?
Uzmanlara göre, üniversiteyi bırakan öğrencilerin sayısının bu denli yüksek olması, Türkiye’de bir kayıp kuşak riski yarattığını gösteriyor. Eğitim hakkına erişemeyen, üniversiteye başlayan ancak sürdüremeyen milyonlarca genç, hem bireysel geleceklerini hem de ülkenin toplumsal gelişimini tehdit eden bir tablo ortaya koyuyor.
Kısacası, üniversiteyi bırakanlarla kurulacak hayali bir kent, aslında umutları ertelenmiş, hayalleri yarım kalmış milyonların kenti. Bu kent, Türkiye’de yükseköğretimin geldiği noktanın en acı göstergesi olarak karşımızda duruyor.