Türkiye’nin AB Algıları araÅŸtırması, halkın dış politikaya ve AB’ye bakışını ortaya koyuyor. Sonuçlara göre Türkiye’nin AB’ye katılması için düzenlenecek bir referandumda evet diyecek olanların oranı yüzde 61.
DW Ankara Muhabiri Batu Bozkürk’ın haberine göre, Türkiye’nin Avrupa BirliÄŸi’ne (AB) üyelik süreci son yıllarda gündemden düşmüş olsa da konuyla ilgili çeÅŸitli araÅŸtırmalar yapılıyor. The German Marshall Fund (Marshall Fonu), 2-26 Mart tarihleri arasında 27 ilde, 2 bin 180 kiÅŸiyle yüz yüze görüştü. Katılımcılara Türkiye’nin müttefikleri, karşılaÅŸtığı tehditler, AB üyeliÄŸi ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi gibi konularda sorular yöneltildi. AraÅŸtırmanın sonuçlarını Ä°stanbul Bilgi Ãœniversitesi Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. Emre ErdoÄŸan kamuoyuyla paylaÅŸtı.
“En önemli ortak Azerbaycan, en büyük tehdit ABD”
Katılımcıların yarıya yakını Türkiye’nin dış politikada en önemli ortağının Azerbaycan olduğunu söyledi. Bu soruya en çok verilen ikinci yanıtın yüzde 18 ile Katar olması dikkat çekti. Üçüncü sıradaki ülke yüzde 15 ile Almanya oldu. Rusya’nın oranı ise 2021 yılına göre yüzde 18’den yüzde 13’e düştü.
“Türkiye’nin milli çıkarları için hangi ülke en büyük tehdittir” sorusuna katılımcıların yüzde 58’si Amerika BirleÅŸik Devletleri (ABD), yüzde 31’i Rusya, yüzde 29’u Ä°srail yanıtını verdi. AraÅŸtırmada çeÅŸitli ülkelerden bahsedilip “Bu ülkelerle ilgili olumlu düşünüyor musunuz” sorusu yöneltildi. Almanya yüzde 16 ile ilk sırada yer aldı, onu yüzde 7 ile Ä°ngiltere ve yüzde 6 ile BirleÅŸik Arap Emirlikleri (BAE) takip etti. Rusya yüzde 5’te, ABD ise yüzde 3’te kaldı.
En güvenilen kurum AİHM ve AB
Katılımcıların 3’te 1’i “Türkiye kiminle en yakın iÅŸbirliÄŸi içinde olmalı” sorusuna “AB ülkeleri” yanıtını verdi. 18-24 yaÅŸ arası gençlerde “AB” cevabı yüzde 44’e ulaÅŸtı. Katılımcıların yüzde 21’inin “Hepsi”, yüzde 24’ünün “Hiçbiri” demesi dikkat çekti.
Katılımcılara bir dizi uluslararası kuruluş ismi verildi ve bunlara ne kadar güven duydukları soruldu. En çok güvenilen kuruluş yüzde 48 ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AB oldu. Bunları yüzde 45 ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) takip etti. NATO’ya duyulan güven yüzde 39, Birleşmiş Milletler’e (BM) duyulan güven yüzde 35’de kaldı.
Türkiye’nin OrtadoÄŸu, Balkanlar ve Kuzey Afrika’daki rolü sorulan katılımcıların yüzde 37’si buralarda etkin rol oynanması gerektiÄŸini savunurken yüzde 63, “Türkiye önce kendi iç sorunlarını halletmeli” dedi.
Yüzde 61 AB’ye katılıma evet diyor
Katılımcıların yüzde 58’i Türkiye’nin AB’ye katılmasının iyi, yüzde 26’sı ise kötü olacağını söyledi. AB’ye üyelik konusunda yapılabilecek bir referandumda “Evet oyu veririm” diyenlerin oranı yüzde 61’e ulaÅŸtı. Gençlerde bu oran yüzde 75’e çıktı.
Bunların aksine katılımcıların yüzde 43’ü “Türkiye asla AB’ye tam üye olamayacaktır” ÅŸeklinde görüş bildirdi. 5’te 1’lik bir kesim ise “Türkiye 15 yıldan önce üye olamaz” yanıtını verdi. Buna paralel olarak katılımcıların yüzde 53’ü, AB’nin Türkiye’yi kabul etme niyeti olmadığını, oyaladığını öne sürdü.
Araştırmada Avrupalılar hakkında görüşler de sorulurken, katılımcıların yüzde 60’ı Avrupalılara olumlu, yüzde 35’i olumsuz baktığını dile getirdi. Gençlerde olumlu bakma oranı yüzde 77’ye ulaştı. Katılımcıların yüzde 45’i Avrupalı biriyle tanıştığını, yüzde 39’u arkadaşlık kurduğunu dile getirdi. AB ülkelerini ziyaret oranının yüzde 11’de kalması ise dikkat çekti.
Almanya’da eğitim isteği en önde
“ÇocuÄŸunuzun Avrupa’da eÄŸitim almasını ister misiniz” sorusuna katılımcıların yüzde 55’i “Evet”, yüzde 42’si “Hayır” yanıtını verdi. “Hangi ülkede eÄŸitim almalarını istersiniz” sorusuna ise yüzde 29 Almanya, yüzde 13 Ä°ngiltere, yüzde 6 Fransa, yüzde 3 ABD yanıtı geldi.
“AB üyeliÄŸi Türkiye’ye ne katkı saÄŸlar” sorusuna katılımcıların yüzde 22’si, “Ekonomi geliÅŸir, iÅŸsizlik ve hayat pahalılığı azalır” yanıtını verdi. Yüzde 16’sı vize serbestisinin üzerinde durdu. “Ãœyelik AB’ye ne katkı saÄŸlar” sorusuna ise “Türkiye pazarı Avrupalı firmalara açılır” yanıtı yüzde 29, Türkiye’nin genç nüfusuna deÄŸer biçenler yüzde 26 oldu.
“Avrupa Türkiye’yi bölüp parçalamak istemektedir”
Türkiye’nin Avrupa devletleri ile ilgili algıları hakkında ise dikkat çekici bulgular ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 70’i “Avrupa, Türkiye’de PKK gibi bölücü örgütlerin güçlenmesine yardım etmiÅŸtir” dedi. Yüzde 62, “Avrupalı devletler, geçmiÅŸte Osmanlı Devleti’ni bölüp parçaladıkları gibi, ÅŸimdi de Türkiye’yi bölüp parçalamak istemektedirler” görüşünü paylaÅŸtı. “Avrupalıların Türkiye’ye karşı tutumlarının arkasında Haçlı ruhu yatmaktadır” diyenlerin oranı yüzde 52 oldu.
“Türkiye ile AB iliÅŸkilerini iyileÅŸtirebilecek adımlar nelerdir” sorusuna yüzde 56 “AB ülkelerine seyahatin kolaylaÅŸtırılması”, yüzde 41 “terörizmle mücadelede iÅŸbirliÄŸi” yanıtını verdi.
Katılımcıların yüzde 79’u, “Ãœye ülke vatandaÅŸlarının serbest dolaşımını saÄŸlamak” açısından AB’nin baÅŸarılı olduÄŸunu söyledi. Yüzde 67, “Ãœye ülkelerin vatandaÅŸlarını zenginleÅŸtirmek” açısından Birlik’i baÅŸarılı bulduÄŸunu söylerken “Dünya barışına katkıda bulunmak” açısından baÅŸarılı bulanlar yüzde 44’te kaldı.
Kıbrıs, Suriye ve Ukrayna sorunları
Katılımcılara Türkiye’nin dahil olduÄŸu uluslararası sorunlar da soruldu. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaÅŸla ilgili yüzde 43 “Türkiye uzlaÅŸmacı bir rol oynamalıdır”, yüzde 40 “Türkiye çatışmadan uzak durmalı ve tarafsız kalmalıdır” dedi. “Türkiye Ukrayna ile birlikte hareket etmelidir” diyenlerin oranı yüzde 8, “Rusya ile birlikte hareket etmelidir” diyenlerin oranı yüzde 4 oldu.
Yüzde 39’luk bir kesim Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye katılmasıyla, yüzde 32 ise Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs’ın iki ayrı devlet olarak varoluşlarını sürdürmeleri ile Kıbrıs sorununun çözülebileceğini ifade etti.
Suriye konusunda katılımcıların yarısı, Suriye devletinin bütünlüğünü koruması ancak Beşar Esad’ın yönetimi bırakması gerektiğini dile getirdi. 5’te 1 ise Esad liderliğinde iç savaş öncesindeki duruma dönülmesini savundu.
“Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi ekonomik dizayn nedeniyle gündemde”
Katılımcılara iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile ilgili sorular da yöneltilirken “YavaÅŸ bir ekonomik büyümeye ve iÅŸ kayıplarına sebep olsa da çevreyi korumaya öncelik verilmelidir” diyenlerin oranı 4’te 3 oldu. Yaklaşık 5’te 1’lik bir kesim ise “Çevre zarar görse bile ekonomik büyüme ve iÅŸ imkanları yaratmak öncelikli olmalıdır” dedi.
AraÅŸtırmada yüzde 77’lik kesim “Ä°klim krizinin sürdürülemez boyuta ulaÅŸması” nedeniyle bu konunun gündemde yer aldığını söylerken, yüzde 41 “Zengin devletlerin ekonomik sistemi yeniden tasarlamak istemesi” nedeniyle konunun öne çıkarıldığını savundu.
Katılımcıların yüzde 52’i iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadelede en büyük rolün iÅŸletmelere/fabrikalara düştüğünü, yüzde 37’si ise bireylere düştüğünü dile getirdi. “Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸinin sebebi insanların faaliyetleri deÄŸildir” diyenler yüzde 11, “Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi diye bir ÅŸey olduÄŸuna inanmıyorum” diyenler yüzde 2 oldu.
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024