Öğretilmiş Çaresizlik, Öğrencilerin Akademik Başarısını Nasıl Etkiliyor? 

“Okullar, öğrencilere baÅŸarılı olma fırsatı sunmalıdır, deÄŸilse onlara öğretilmiÅŸ çaresizlik aşılar.”

Okullarımızda öğrenciler öğretilmiÅŸ çaresizlikle dolu. Türkiye’de okullarda öğretilmiÅŸ çaresizlik oranının ne kadar olduÄŸuna dair kesin bir veri yoktur. Ancak, yapılan araÅŸtırmalar, Türkiye’de öğretilmiÅŸ çaresizlik oranının oldukça yüksek olduÄŸunu göstermektedir.

ÖrneÄŸin, 2019 yılında yapılan bir araÅŸtırma, Türkiye’de lise öğrencilerinin %70’inin öğretilmiÅŸ çaresizlik yaÅŸadığını göstermektedir. Bu araÅŸtırma, öğrencilerin %60’ının kendi baÅŸarıları üzerinde kontrol sahibi olmadıklarını, %55’inin bir ÅŸey baÅŸarmak için yeterli olmadığını ve %45’inin hata yaptıklarında baÅŸarılı olamayacaklarını düşündüklerini göstermektedir.

Öğretilmiş çaresizlik, bir kişinin kendi geleceğini kontrol edebileceğine inanmaması durumudur. Bu, kişinin başarısız olduğunda veya olumsuz sonuçlarla karşılaştığında, bu sonuçlardan kaçınamayacağı veya değiştiremeyeceğine inanmasına neden olabilir.

Okullarda öğretilmiş çaresizliğe yol açabilecek birçok faktör vardır. Bunlardan bazıları:

Öğrenciler, sınavlarda başarılı olmak için çok fazla baskı hissedebilirler. Bu baskı, başarısız olduklarında kendilerini yetersiz veya değersiz hissetmelerine neden olabilir.

Sınıf ortamı, öğrencilerin kendi fikirlerini ifade etmelerine veya soru sormaya cesaret edemedikleri katı veya baskıcı bir ortamsa, bu da öğretilmiş çaresizliğe yol açabilir.

Öğretmenlerin öğrencilerle iletişim kurma şekli, öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerine dahil olmalarına ve özerklik kazanmalarına yardımcı olabilir veya engel olabilir. Öğretmenler öğrencilerini yetersiz veya değersiz hissettiren bir tutum sergilerse, bu da öğretilmiş çaresizliğe yol açabilir.

Öğretilmiş çaresizliğin olumsuz etkileri :

Öğrencilerin akademik başarısını olumsuz etkileyebilir. Öğretilmiş çaresizlikten muzdarip öğrenciler, başarılı olmak için daha az çaba gösterebilir ve zorlukları daha kolay pes edebilirler.

Öğrencilerin öz güvenini ve özsaygısını olumsuz etkileyebilir. Öğretilmiş çaresizlikten muzdarip öğrenciler, kendilerini yetersiz veya değersiz hissedebilirler.

Öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir. Öğretilmiş çaresizlikten muzdarip öğrenciler, depresif, anksiyete veya öfke gibi duygusal sorunlar yaşayabilirler.

Öğretilmiş çaresizliği azaltmak için yapılabilecekler:

Öğrencilerin sınav baskısını azaltmak için, sınavların gerçek yaşamdaki önemini vurgulamak ve öğrencilerin başarılı olmaları için ihtiyaç duydukları desteği sağlamak önemlidir.

Öğrencilerin kendi fikirlerini ifade etmelerine ve soru sormaya cesaret etmelerine yardımcı olmak için, sınıf ortamını daha demokratik bir hale getirmek önemlidir. Demokratik bir sınıf ortamı, öğrencilerin fikirlerine ve görüşlerine değer verilen, herkesin saygı duyulduğu ve herkesin söz hakkının olduğu bir ortamdır. Demokratik bir sınıf ortamında öğrenciler, sınıf kurallarını belirleme, öğrenme etkinliklerine katılma ve öğretmenleriyle işbirliği yapma konusunda söz sahibidirler.

Öğretmenlerin öğrencilerine güven vermeleri ve onların öğrenmelerini desteklemeleri önemlidir.Öğretmenler, öğrencilerine güven vererek onların akademik başarılarını, öz güvenlerini ve sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyebilirler.

Öğretilmiş çaresizlik, öğrencilerin akademik başarılarını, öz güvenlerini ve sosyal ve duygusal gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek ciddi bir sorundur. Sosyal ve duygusal gelişim, bir kişinin kendi duygularını ve başkalarının duygularını anlama, yönetme ve onlarla başa çıkma becerilerini geliştirme sürecidir. Bu, kişinin kendisi ve çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilmesi için gerekli olan bir beceri setidir.Öğretmenler, bu sorunun farkında olmalı ve öğrencilerinin öğretilmiş çaresizlikten kurtulmalarına yardımcı olmak için stratejiler geliştirmelidirler.

Öğretmenler, öğrencilerinin öğretilmiş çaresizlikten kurtulmalarına yardımcı olmak için aşağıdaki stratejileri kullanabilirler:

Öğrencilerin başarılarını kutlamak.Öğrencilerin başarılarını kutlamak, onların akademik başarılarını, öz güvenlerini ve sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemenin önemli bir yoludur. Öğrencilerin başarılarını kutlamak, onlara güvenlerini artırmaya, çaba göstermeye devam etmelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur.

Öğrencilere hata yapmanın normal olduğunu ve hatalardan ders almanın önemli olduğunu öğretmek. Öğrencilere hata yapmanın normal olduğunu söylemek, onların hata yapmaktan korkmamalarını ve hatalarından ders almalarını sağlamanın önemli bir yoludur. Hata yapmaktan korkan öğrenciler, yeni şeyler denemeye ve risk almaya isteksiz olabilirler. Bu da onların akademik başarılarını ve sosyal ve duygusal gelişimlerini olumsuz etkileyebilir.

Öğrencilere kendi öğrenme süreçlerine dahil olma fırsatı vermek, onların özerklik kazanmalarına ve başarılı olma olasılıklarını artırmaya yardımcı olur. Öğrencilere özerklik kazandırmak, onların kendi seçimlerini yapabilme, kendi kararlarını verebilme ve kendi sorumluluklarını üstlenebilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Özerklik, öğrencilerin akademik başarılarını, öz güvenlerini ve sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyen önemli bir beceridir.

Arslan ÖZDEMİR