Türkiye’de açlık ve yoksulluk: Ekonomik zorluklar ve toplumsal etkiler

Türkiye, son yıllarda ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış ve bu durum, toplumun her kesimini etkileyen açlık ve yoksulluk gibi ciddi sorunları daha da derinleÅŸtirmiÅŸtir. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÃœRK-Ä°Åž) tarafından yapılan araÅŸtırmalara göre, 2024 yılında Ankara’da yaÅŸayan dört kiÅŸilik bir ailenin saÄŸlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 15.048,89 TL’ye yükselmiÅŸtir. Aynı ailenin gıda ile birlikte diÄŸer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 49.019,19 TL’ye ulaÅŸmıştır.

Bu rakamlar, Türkiye’deki ekonomik gerçekliÄŸin sadece bir yansımasıdır. Mutfak enflasyonunun yıllık ortalama %79,44 oranında arttığı göz önüne alındığında, birçok ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı anlaşılmaktadır. TÃœRK-Ä°Åž’in Åžubat 2024 araÅŸtırmasına göre, açlık sınırı bir önceki aya göre %8,03 oranında artarak 16.257 TL’ye çıkmış, yoksulluk sınırı ise 52.955 TL’ye yükselmiÅŸtir. Bekar bir çalışanın aylık yaÅŸama maliyeti ise 21.189 TL olarak belirlenmiÅŸtir.

Tüketici Hakları DerneÄŸi’nin 2023 yılı raporuna göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık %60’ı, yani 51 milyon 600 bin kiÅŸi açlık sınırının altında yaÅŸamaktadır. Bu durum, ülkenin karşı karşıya olduÄŸu sosyal ve ekonomik sorunların boyutunu gözler önüne sermektedir.

Açlık ve yoksulluk, sadece bireylerin yaşam kalitesini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere erişimi de zorlaştırır. Özellikle çocuklar ve gençler için bu durum, gelecek nesillerin potansiyelini kısıtlayan ciddi bir engel teşkil etmektedir.

Türkiye’deki açlık sorunu, Global Açlık Endeksi 2023 raporunda düşük skor alan ülkeler arasında yer alsa da, bu durum sorunun ciddiyetini azaltmıyor. Özellikle kırsal kesimlerde açlık, hala önemli bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Yoksulluk oranının daha yüksek olduÄŸu bu bölgelerde, insanlar günlük besin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.

Ekonomik zorluklar ve sosyal etkilerin bu denli iç içe geçtiÄŸi bir dönemde, Türkiye’nin karşı karşıya olduÄŸu bu sorunları aÅŸmak için kapsamlı ve çok boyutlu stratejiler geliÅŸtirmesi gerekmektedir. Bu stratejiler, ekonomik istikrarı saÄŸlamak, enflasyonla mücadele etmek, iÅŸ gücü piyasasını canlandırmak ve sosyal koruma aÄŸlarını güçlendirmek gibi önlemleri içermelidir. Ayrıca, eÄŸitim ve saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸimi artırmak, kırsal kalkınmayı desteklemek ve sürdürülebilir tarım politikalarını teÅŸvik etmek de bu stratejilerin temel bileÅŸenleri arasında yer almalıdır.

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm bulmak için ulusal ve uluslararası düzeyde iÅŸ birliÄŸi ve dayanışma içinde hareket etmesi, bu zorlukların üstesinden gelmek için hayati önem taşımaktadır. Toplumun her kesiminin katılımıyla oluÅŸturulacak kapsayıcı politikalar, Türkiye’nin geleceÄŸini ÅŸekillendirmede kritik bir rol oynayacaktır.

NHY, Eda Kaya