Türkiye ve Dünya da demokrasi algısı ve seçmen şüpheciliği 

Demokrasi, dünya genelinde birçok ülke için ideal yönetim biçimi olarak görülse de, son yıllarda seçmenlerin demokrasiye ve seçim süreçlerine olan güveni sarsılmış durumda. Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü’nün (IDEA) raporları, Amerika BirleÅŸik Devletleri, Hindistan, Ä°ngiltere ve Avrupa BirliÄŸi gibi birçok ülkede seçmenlerin yarısından azının son yapılan seçimlerin özgür ve adil olduÄŸuna inandığını gösteriyor. Bu durum, demokratik kurumların meÅŸruiyetine ve etkinliÄŸine yönelik ciddi bir inanç krizini iÅŸaret ediyor.

Türkiye özelinde bakıldığında, demokrasi algısı ve seçmen şüpheciliÄŸi konusunda benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz. Türkiye, 1980’lerden itibaren hızlanan ve 2000’lerde derinleÅŸen bir dönüşüm süreci yaÅŸamaktadır.

Bu süreç, siyasetten ekonomiye, dış politikadan güvenliÄŸe, kültürden yaÅŸam tarzına ve toplumsal iliÅŸkilerden günlük yaÅŸama kadar geniÅŸ bir yelpazede etkisini göstermektedir. Ancak, bu dönüşüm sürecinin demokrasi ve birlikte yaÅŸama boyutlarında ciddi eksiklikler gösterdiÄŸi de bir gerçek. Türkiye’de demokrasi algısında farklılaÅŸma yaratabilecek bölgeler, kimlikler, kadınlar ve gençler, ve meslek grupları arasında odak grup çalışmaları yapılması gerektiÄŸi vurgulanmaktadır.

Türkiye’deki seçmen şüpheciliÄŸinin altında yatan nedenler arasında, siyasi kutuplaÅŸma, kurumsal kavga ve siyasal haklar ile sivil özgürlükler alanında artan kaygılar bulunmaktadır. Özellikle, seçim süreçlerine yönelik yanlış suçlamalar ve dezenformasyon, seçmen güvenini olumsuz etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır. Türkiye’nin AB ile iliÅŸkileri ve küresel görünürlüğü, dönüşüm sürecinin önemli nitelikleri olarak görülürken, aynı zamanda bu sürecin risklerini de oluÅŸturmaktadır.

Demokrasiye olan şüpheci yaklaşım, sadece Türkiye’de deÄŸil, dünya genelinde de otoriter yönetim biçimlerine yönelik bir eÄŸilimi artırıyor. IDEA raporuna göre, 19 ülkenin 8’inde seçmenlerin “parlamento ya da seçimlerle uÄŸraÅŸmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere” olumlu bakanların sayısı olumsuz bakanlardan daha fazla. Bu durum, demokratik süreçlere olan güvenin azaldığını ve otoriter eÄŸilimlerin güçlendiÄŸini gösteriyor.

Türkiye’de ve dünya genelinde demokrasi algısı ve seçmen şüpheciliÄŸi, demokratik kurumların ve süreçlerin güçlendirilmesini gerektiren kritik bir konu haline gelmiÅŸtir. Seçmenlerin demokrasiye olan inancını yeniden tesis etmek, sadece ulusal deÄŸil, aynı zamanda uluslararası düzeyde de demokrasinin saÄŸlığı için hayati önem taşımaktadır.

Demokratik kurumların ve liderlerin, halkın şüpheciliğine yanıt vermek için yönetişimi geliştirmeleri ve dezenformasyonla mücadele etmeleri gerekmektedir. Bu, demokrasilerin karşı karşıya olduğu zorluklarla başa çıkabilmesi için elzem bir adımdır.

NHY/ Euronews, Sabancı Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi