Türkiye’de Kalıcı Yaz Saati Israrı

9 yıldır devam eden uygulama, çocuklardan emekçilere kadar milyonlarca yurttaşı zifiri karanlıkta güne başlatıyor; enerji tasarrufu iddiası verilerle çürütüldü.

Evrensel Gazetesi yazarı Hasan Can Bilici, Türkiye’nin 2016’dan bu yana uyguladığı kalıcı yaz saati uygulamasının sonuçlarını mercek altına aldı. Bilici’ye göre, 9 yıldır süren ve torba yasayla kanunlaşan bu ısrar, yurttaşların kış sabahlarını karanlıkta karşılamasına neden oluyor ve enerji tasarrufu sağlama iddiasını yalanlıyor.

Karanlık sabahlar kabusu nasıl başladı?

Kalıcı yaz saati uygulaması, 2016 Eylül ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “kış saati uygulanmayacak” kararıyla hayata geçti. Uygulama, özellikle kış günlerinde sabah karanlığında işe ve okula giden milyonlarca kişi için ciddi sorunlar yarattı. Bilici, çocuklar ve emekçi kadınların en büyük mağdurlar arasında olduğunu vurguluyor.

İlk yıllarda Bakanlık, günde 40-50 civarında şikayet aldığını ve konuyu değerlendireceğini açıklamıştı. Ancak beklenen değişiklik yapılmadı. Dönemin bakanı Berat Albayrak, kalıcı yaz saati uygulamasının “bilimsel raporlarla enerji tasarrufu sağladığı ispatlanan” bir uygulama olduğunu belirterek taviz vermeyeceklerini ifade etmişti.

Saat önce Resmi Gazete’de, sonra torbaya girdi

27 Ekim 2017’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı, uygulamanın bir yıl daha sürdürülmesini kararlaştırdı. 7 Kasım 2017’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Torba Kanun’un 6. maddesi ile 697 sayılı Günün Yirmidört Saat Taksimine Dair Kanun’a değişiklik yapılarak Bakanlar Kurulu’na bir saati aşmamak koşuluyla ileri saat uygulama yetkisi verildi.

Son karar ise 2 Ekim 2018’de Resmi Gazete’de yayımlandı ve kalıcı yaz saati uygulamasının her yıl sürdürülmesi kararlaştırıldı. Bilici, bu düzenlemeyle milyonlarca insanın kış sabahlarını karanlıkta geçirmek zorunda kaldığını belirtiyor.

Enerji tasarrufu iddiası verilerle çürütüldü

Enerji Bakanlığı, uygulamanın enerji tasarrufu sağlayacağını öne sürse de Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) verileri farklı bir tablo çiziyor. 2016 öncesi kış döneminde elektrik tüketimi 111,9 milyar kWh iken, uygulamanın ilk yılında 119 milyar kWh’ye yükseldi. Bu fark faturaya yaklaşık 3 milyar TL olarak yansıdı.

Bilici’ye göre, elektrik tüketimindeki artış özelleştirilmiş dağıtım şirketlerinin kasasına kâr olarak yansıdı. 2022’de dört büyük şirketin toplam kârı 16 milyar 444 milyon TL’yi buldu. Bu veriler, kalıcı yaz saatinin hem tasarruf sağlamadığını hem de yurttaşlar için mali yük yarattığını ortaya koyuyor.

Karanlıkta başlayan hayatlar: Çocuklar ve emekçiler

Bilici, geçtiğimiz Aralık ayında işçi aileleri ve temizlik işçilerinin çalışma alanlarını ziyaret ederek, uygulamanın sosyal boyutunu da gözler önüne serdi. Zifiri karanlıkta okula giden çocuklar ve 2,5 saat karanlıkta çalışmak zorunda bırakılan işçiler, kalıcı yaz saatinin günlük yaşam üzerindeki olumsuz etkilerini aktardı.

Bu durum, enerji tasarrufu gerekçesiyle başlatılan uygulamanın yurttaşlar üzerinde yarattığı “günlük yaşam maliyetini” görünür kılıyor. Bilici’ye göre karanlık sabahlar yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve sosyal etkileri de olan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.


Kaynaklar:

Hasan Can Bilici, “Türkiye kalıcı yaz saatinde ısrar ediyor, karanlık sabahlar devam ediyor”, Evrensel Gazetesi, Ekim 2025.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) verileri, 2016–2022.