Kamu-Özel İş Birliği Anlaşmaları: Ekonomik Bir Karadelik mi?

Türkiye’nin ekonomik yapısında kamu-özel iş birliği anlaşmaları, uzun süredir tartışma konusu… Bu anlaşmalar, özellikle yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilen projeler, ekonomik bir karadelik olarak nitelendiriliyor. Hükümetin bu eleştirilere kayıtsız kalmayı sürdürmesi, anlaşmaların gizliliği ve ticari sır kapsamında sorulan sorulara cevap verilmemesi, ülkeye olan ekonomik etkilerinin tam olarak bilinmemesine yol açıyor.

Esfender Korkmaz’ın Yeni Çağ Gazetesi’nde yayımlanan “Yüzde 30 Vergi ile 157,8 Milyar Doları Kurtaramayız” başlıklı köşe yazısı, bu konuyu derinlemesine ele almakta ve Türkiye’nin ekonomik durumunu analiz etmektedir. Korkmaz, kamu-özel iş birliği anlaşmalarının ve yap-işlet-devret modelinin sıklıkla karıştırıldığını ve siyasi iktidarın bu konuda bilinçli hatalar yaptığını savunmaktadır.

Korkmaz’a göre, ekonomik kırılganlık, Türkiye’yi iç ve dış şoklara karşı savunmasız bırakmakta ve finansal istikrarı tehlikeye atmaktadır. Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için yapısal sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayan Korkmaz, demokratik, hukuki ve kurumsal yapıların güçlendirilmesinin önemini dile getirmektedir.

Sığınmacı sorunu, ekonomik ve sosyal krizlere yol açmakta ve hükümetin ekonomide zaman kazanma çabaları, uzun vadede sorunları çözme noktasında yetersiz kalmaktadır. Korkmaz, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için demokrasinin ve sosyo-ekonomik sistemlerin halkın katılımıyla yönetilmesinin zorunlu olduğunu belirtmektedir.

Elektrik dağıtımının devlet tarafından yapılması gerektiğini ve kamuda tasarruf önlemlerinin yeterli olmadığını savunan Korkmaz, Türkiye’nin geleceği için en büyük riskin eksen kayması olduğunu ifade etmektedir. Ekonomik krizlerin toplumu değişime zorladığını, ancak siyasi, sosyal ve ekonomik risklerin toplumun geleceğini tehdit eden bir seviyeye ulaşması durumunda, sistemin değişime zorlanacağını öne sürmektedir.

Korkmaz’ın analizine göre, sürdürülebilir büyüme için demokrasinin ve ekonomik yapıların güçlendirilmesi şarttır. Bu bağlamda, kamu-özel iş birliği anlaşmalarının şeffaflığı ve hesap verebilirliği, ekonomik istikrarın sağlanması için kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin ekonomik geleceği, bu tür anlaşmaların etkin bir şekilde yönetilmesine ve kamu yararına uygun bir biçimde uygulanmasına bağlıdır.

Esfender Korkmaz’ın köşe yazısının tamamını Yeni Çağ Gazetesi‘nde bulabilirsiniz.