Eğitim Sen, Zorla Dayatılan Öğretmenlik Meslek Kanun Teklinin Geri Çekilmesini İstiyor

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak tarafından başlatılan nöbet eyleminin temel amacı, öğretmenlik meslek kanunu teklifinin geri çekilmesini sağlamaktır. Irmak, bu kanunun ve yeni müfredatın Türkiye kamuoyunda meşruiyetini yitirdiğini belirterek, öğretmenlerin ve eğitim camiasının taleplerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Öğretmenlik meslek kanunu teklifi, öğretmenlerin sözleşmeli atanmasını ve ‘Milli Eğitim Akademisi’ kurulmasını öngörmekte, ayrıca öğretmenlere yönelik çeşitli ceza düzenlemeleri getirmektedir.

Bu teklifin eğitim sistemine ve öğretmenlerin iş güvencesine zarar vereceği endişesiyle başlatılan nöbet eylemi, eğitim camiasının ve sendikaların geniş çaplı desteğini almıştır. Eğitim-Sen, öğretmenlik meslek kanununun zorla halka dayatılamayacağını savunmakta ve bu kanunun geri çekilmesi için mücadele etmektedir. Kemal Irmak, öğretmenlerin seslerinin duyulması ve eğitim sisteminin iyileştirilmesi için bu tür eylemlerin önemini vurgulamaktadır.

Nöbet eylemi, sadece öğretmenlerin değil, öğrencilerin ve velilerin de daha kaliteli bir eğitim sistemi talebiyle desteklediği bir hareket olarak öne çıkmaktadır. Öğretmenlerin sözleşmeli atanmasının, onların iş güvencesini zayıflatacağı ve eğitim kalitesini düşüreceği endişesi taşınmaktadır. Bunun yanı sıra, ‘Milli Eğitim Akademisi’ gibi yapıların kurulması ve öğretmenlere yönelik ceza düzenlemeleri, eğitim camiasında büyük tepkilere yol açmıştır.

Eğitim-Sen ve nöbete katılan öğretmenler, bu kanunun geri çekilmesi ve eğitim sisteminin iyileştirilmesi için taleplerini yinelemeye devam etmektedir. Öğretmenlerin mesleki haklarının korunması ve eğitim kalitesinin artırılması, nöbet eyleminin en temel hedefleri arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, Eğitim-Sen ve diğer eğitim sendikaları, öğretmenlerin ve öğrencilerin daha iyi bir eğitim sistemi için mücadelesini sürdürmektedir.

Erteleme Kararının Değerlendirilmesi

Kemal Irmak, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin görüşmelerinin ekim ayına ertelenmesinin, eğitim emekçilerinin sürdürdüğü nöbet eyleminin doğrudan bir sonucu olduğunu belirtiyor. Eğitim emekçileri, bu teklifin geri çekilmesi için kararlı bir duruş sergileyerek önemli bir yol aldılar ve bu eylemlerinin yankı bulması, teklifin ertelenmesinde büyük rol oynadı.

Öğretmenler ve eğitim emekçileri, kanunun geri çekilmesi yönünde kararlı bir mücadele sergilerken, hükümetin erteleme kararı alması, çeşitli şüphelerin doğmasına neden oldu. Bu şüpheler arasında, erteleme kararının, hükümetin zaman kazanma stratejisi olabileceği de yer alıyor. Ancak, bu hamle bile kanunun toplum nezdinde kabul görmediğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Erteleme kararı, eğitim emekçileri ve onların taleplerinin dikkate alınmak zorunda kalındığını gösteriyor. Eğitim emekçileri, bu süreçte birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, kanunun geri çekilmesi için kamuoyu oluşturmayı başardılar. Bu durum, öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin toplumsal bir güç olarak ne kadar etkili olabileceğini bir kez daha ortaya koydu.

Cemaat ve Tarikatlarla İttifak

Kemal Irmak, hükümetin eğitim alanında cemaat ve tarikatlarla sürdürdüğü ittifaklara dikkat çekiyor. Bu ittifakların eğitim sistemine olumsuz etkilerinin olduğunu belirten Irmak, özellikle gerici ve ırkçı bir eğitim müfredatının oluşturulmaya çalışıldığını ifade ediyor. Irmak’a göre, bu tür ittifaklar eğitim sisteminin tarafsızlığını ve bilimselliğini zedeliyor.

Irmak, öğretmenlik meslek kanununun, hükümetin cemaat ve tarikatlara yakın kadrolar oluşturma çabalarının bir parçası olduğunu öne sürüyor. Bu kanun teklifi ile eğitimde liyakat yerine sadakat esas alınarak, ideolojik yakınlık gösteren kişilerin tercih edilmesi amaçlanıyor. Bu durum, eğitim kalitesinin düşmesine ve öğretmenlerin mesleki bağımsızlıklarının zedelenmesine yol açabilecektir.

Irmak, gerici ve ırkçı müfredat değişikliklerinin genç nesiller üzerinde ciddi olumsuz etkileri olacağını savunuyor. Bu tür müfredat değişiklikleri, bilimsel düşünceden uzaklaşılmasına ve toplumsal kutuplaşmanın artmasına neden olabilir. Eğitimde barış ve hoşgörüyü esas alan bir anlayış yerine, ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir yaklaşım benimsenmesi, ülkenin geleceği için büyük bir risk taşımaktadır.

Son olarak, Irmak, hükümetin cemaat ve tarikatlarla yaptığı ittifakların ve bu ittifakların eğitim sistemi üzerinde uygulamaya koyduğu politikaların, ülkenin geleceği için büyük bir ihanet olduğunu dile getiriyor. Eğitimde nitelikli ve tarafsız bir yaklaşım benimsemek gerektiğini vurgulayan Irmak, öğretmenlerin mesleki bağımsızlıklarının korunmasının önemine dikkat çekiyor. Eğitimde ideolojik yaklaşımlar yerine, bilimsel ve evrensel değerlere dayalı bir sistemin oluşturulması gerektiğini savunuyor.