Suriye ve Irak’ta IŞİD’in düzenlediği saldırılar, çıkardığı yangınlar yeniden artış gösterdi. Bölgeyi izleyen uzmanlara göre koronavirüs salgınından ve bölgesel anlaşmazlıklardan faydalanan IŞİD yeniden güç kazanıyor.
Kuzey Irak alevler içinde. Buğday tarlalarından yükselen dumanlar yangının ne denli büyük olduğunun işareti. Terör milisi IŞİD tarafından çıkarılan bu yangının amacı, bölge halkını korkutmak. Vermek istediği mesaj ise “hiç kimsenin devlet kurumlarıyla işbirliği yapmaması.”
Kuzey Irak’ta IŞİD militanları haftalardır baskınlar düzenliyor, bubi tuzakları kuruyor ya da canlı bomba olarak kendini patlatıyor. 28 Nisan’da yaşandığı gibi. Irak’ın kuzeyindeki Kerkük kentindeki gizli servis binasına girmeye çalışan bir canlı bomba güvenlik güçleri tarafından fark edilmiş ve militan binaya ulaşmadan üzerindeki bombayı patlatmıştı. Cihatçıların daha önce özellikle geceleri ve merkezden uzak bölgelerde ortaya çıkmasının ardından Kerkük’deki bu saldırı, örgütün strateji değişikliğine gittiğinin bir işareti oldu.
Bu strateji değişikliğinin bir işaret olarak Bağdat’ta Mayıs ayında düzenlenen saldırı örnek gösteriliyor. IŞİD militanları 1 Mayıs’ta da Bağdat’ın kuzeyinde Iraklı bir milis grubun savaşçılarına doğrudan saldırdı ve bu saldırıda Halk Seferlik Güçleri adlı milis gruba bağlı 10 kişi hayatını kaybetti. IŞİD, saldırıyı farklı noktalarda yer alan gruplarla düzenlemişti. Ölüm sayısını artırmak için yolların etrafına önceden bombalar yerleştirilmişti.
Uluslararası Kriz Grubu’nda Ortadoğu gelişmeleri Beyrut’tan izleyen Sam Heller’e göre bu tür koordineli ve karmaşık saldırılar, örgütün yeniden güç kazandığının bir göstergesi. Heller, gelişmelerle ilgili hazırladığı raporda, IŞİD’in Iraklı güvenlik güçleri ile artık daha sık ve daha uzun çatışmalara girdiğine ve eski asimetrik saldırıların yerine daha karmaşık eylemleri benimsediğine dikkat çekiyor.
Bölgede ne kadar IŞİD savaşçısı var?
IŞİD, bundan yaklaşık 14 ay önce Mart 2019’da Suriye’nin Bagus beldesinde kontrolü altındaki son bölgeyi kaybetmiş, kendini “halife” olarak adlandıran örgüt lideri Ebubekir Bağdadi de Suriye’nin kuzeyindeki İdlib vilayetinde Ekim 2019’da ABD’nin özel güvenlik güçlerince düzenlenen bir operasyonda öldürülmüştü. Bağdadi’nin öldürülmesi, IŞİD’e vurulan en ağır darbelerden biri olarak görülüyordu.
Ancak Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne 20 Mayıs’ta sunulan raporla IŞİD’in tamamen yok edilemediğine dair ilk ciddi uyarı yapıldı. Raporda IŞİD’in hem Irak’ta hem de Suriye’de yeniden gücünü toplamaya başladığı ve giderek daha cesur saldırılar düzenleyebileceği belirtildi. Raporda örgütün 2017’de Irak’ta yaşandığı gibi Suriye’de de yeraltına inen ağını yeniden düzenlediği ve daha önce sakin olan bölgelerde düzenlenen saldırıların sayısında da artış olduğu ifade edildi.
Dünya genelinde cihatçı hareketlere bakıldığında IŞİD’in hâlâ en güçlü terör örgütü olduğu değerlendirmesini yapan terörizm uzmanı Guido Steinberg, örgütün Irak ve Suriye özelinde de hâlâ güçlü olduğuna işaret ediyor. Steinberg, “IŞİD en büyük çıkışını 2013/2014 yıllarında yapmıştı. 2010 yılında sadece 700 savaşçı vardı. Bugün ise Irak ve Suriye’de 2 biner, 3 biner savaşçısı var. Bu da bize tehlikenin boyutunu bize gösteriyor” diyor.
Öte yandan militan sayısına ilişkin daha yüksek tahminde bulunanlar da var. Örneğin IŞİD’le mücadele koalisyonunun ABD’li özel temsilcisi James Jeffrey’e göre Suriye ve Irak’taki IŞİD savaşçılarının sayısı 14 bin ila 18 bini buluyor.
Örgütün mali kaynakları
Tahminler örgütün toprak kaybetmesine rağmen mali açıdan da iyi durumda olduğu yönünde. Bu konuda da ABD Birleşik Ortak Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekatı’nın 11 Mayıs tarihli raporu fikir veriyor. Raporda ABD’li mali kuruluşlardan edinilen bilgilere göre IŞİD’in hala yüzlerce milyon dolarlık mali kaynağa erişimi olduğu belirtiliyor. IŞİD’in kriminal eylemlerle para kazandığı vurgulanan raporda, kuryeler aracılığıyla da mali sistemlere giren IŞİD’in parayı bölgede kolayca dolaştırdığı ifade ediliyor. Raporda IŞİD’in faaliyetlerinin şu anda düşük yoğunluklu bir direniş seviyesinde bulunduğu, yeniden toprak kazanabilecek güçte olmadığının da altı çiziliyor.
Ancak Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) Direktörü Dan Smith’e göre IŞİD bölgede güvenli şekilde faaliyette bulunmayı tamamen imkansız hale getiriyor. Smith, “IŞİD şu anda daha çok gerillla gibi hareket ediyor, beş yıl önce kendini hilafet ilan etmesinden farklı olarak” diyor.
IŞİD’in iki müttefiği
Cihatçıların bölgede şu anda iki müttefiki var: Biri koronavirüs salgını, diğeri de bölgede devam eden anlaşmazlıklar. Nitekim IŞİD, uluslararası toplumun dikkati koronavirüsle mücadeleye çevrilmişken geçen Mart ayında taraftarlarına saldırılarını artırması çağrısı yapmıştı. Doğal Kararlılık Harekatı’nın raporunda da bu çağrıya işaret edilerek IŞİD’e karşı mücadelenin “önemli ölçüde ihmal edildiği” belirtiliyor.
Ağırlıklı olarak Kürt savaşçılardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri de (SDG) son aylarda askeri operasyonlarını neredeyse tamamen durdurmuş durumda. Irak’ta Alman ordusunun da katıldığı güvenlik güçlerinin eğitilmesi projesine de artık devam edilmiyor.
IŞİD, bölgesel anlaşmazlıklardan da büyük ölçüde fayda sağlıyor. Özellikle de Türkiye ve Suriyeli Kürtler arasındaki sürtüşmeden, ayrıca ABD ve İran arasındaki gerginlikten. SIPRI Direktörü Smith, bu yılın başında IŞİD’in en büyük düşmanı olarak adlandırılan İranlı general Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından bölgede yükselen tansiyona işaret ediyor. Aynı saldırıda İran yanlısı Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in öldürüldüğünü vurgulayan Smith, bu olaydan sonra Irak’taki Amerikan birliklerinin varlığının sorgulanmaya başlandığını hatırlatıyor. Süleymani’nin öldürülmesinden sonra bölgedeki Amerikan hedeflerine düzenlenen saldırılar artış göstermişti.
ABD’nin geri çekilmesi
Bunun sonucunda da ABD Irak’taki dört üssü terk etti, iki askeri üssünden de askerlerini geri çekti. Amerikalıların Irak’ta artık eskisi gibi Iraklı güvenlik güçleri ile birlikte hareket etmediğini söyleyen Guido Steinberg, Suriye’de de ABD’nin sadece birkaç yüz kişiyle temsil edildiğini ifade ediyor. Steinberg, ABD’nin artık daha sonra Suriye ve Irak üzerinden gelen yabancı savaşçılara dikkatini yönlendirdiğine işaret ediyor.
Steinberg, buna Suriye’nin kuzeyinde SDG’nin kontrolündeki cezaevlerinde 2 bin kadar yabancı savaşçının da dahil olduğunu ifade ediyor. IŞİD lideri Bağdadi, öldürülmeden önce yayınlanan bir video kaydında tutuklu IŞİD militanlarının “kurtarılmasını” birincil öncelik olarak tanımlamıştı. Kürtlerin kontrolündeki cezaevlerinin güvenliği ise zaten tartışmalıydı. Türkiye’nin geçen Ekim ayında Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği ve “Barış Pınarı” adı verilen askeri harekat sırasında cezaevlerindeki güvenliğin daha da kötüleştiği ve bu şekilde yüzlerce tutuklunun da kaçtığı ifade ediliyor. Bunun sebebi olarak da Kürtlerin kaynaklarını Türkiye ile yaşanan gerginliğe karşı kullanması ve bu yüzden cezaevlerinde yeterli sayıda gardiyan bulunduramaması gösteriliyor.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024