Yemen ve Hicaz bölgelerinde valilik yapan Osman Nuri Paşa’nın girişimiyle Hamidiye Alayları ile aynı dönemde Aşiret Mektebi kuruldu. Osman Nuri Paşa saraya sunduğu layiha/tasarı, bölgedeki Arap aşiretlerinin eğitim yoluyla kazanılabileceğini, eğitilen çocukların babalarından sonra aşiretlerine şeyh olmaları yerine bölgelere kaymakam, memur, kaza müdürü gibi görevlere atanarak bölgedeki kabilelerin daha kolay kontrol alına alınabileceğini öngörüyordu. İslam Birliği politikasıyla örtüşen bu projeyi benimseyen Abdülhamit, Aşiret Mektebi açılması için hazırlıkların yapılması görevini Osman Nuri Paşa’ya verdi. Osman Nuri Paşa’nın mektebin açılış amacını, ders programını ve idari yapısı konusunda hazırladığı raporu 22 Haziran 1892’de Meclis-i Mahsusa’da görüşüldükten sonra 27 Haziran 1892’de saraya sunuldu. Bizzat Abdülhamit tarafından incelenen layiha/tasarı 28 Haziran 1892’de onaylanarak yürürlüğe girdi. (1)
“Mekteb-i Aşiret-i Hümayun” adıyla kurulan Aşiret Mektebi, bölgede açılacak yeni okullara öğretmen ve idari görevlilerin yetiştirilmesi için planlanmıştı. Buna göre aşiretlerin muteber ailelerinden “zihnen” ve “cismen” kabiliyetli olan 12’den 16’yaşına kadar olan çocuklar alınacaktı. 4 ya da 5 yıllık ve yatılı olması düşünülen mektebin mevcudunun aşiretlerin sayısı ve ne derecede okula alınacakları tespit edildikten sonra belirlenecekti. Okul kıyafetleri ve genel disiplini Mekteb-i Harbiye ve Mekteb-i Mülkiye örnek alınarak hazırlanacaktı. Osman Nuri Paşa mektepte okutulacak dersleri Osmanlı Maarif müfredatına göre sıraladıktan sonra, bu derslerden özellikle Tarih-i İslam ve Tarih-i Osmani üzerinde durulması gerektiğini vurgulamış ve bu bağlamda Osmanlı Devleti’nin ve İslam alemi için yaptığı büyük hizmetlerin anlatılacağı bir ders kitabı yazılmasını da önermişti. Paşa bu öneriyi Abdülhamit’in İslam Birliği ve Halifelik politikaları için gerekli bir argüman olarak düşünmüştü. (2)
11 Temmuz 1892’de yayınlanan 12 maddelik Nizamname’de mektebin Arap aşiret halkının “talim ve terbiyesi için” açıldığı, toplam eğitim süresinin 5 yıl olduğu, ilk iki yılı kapsayan ders cetveli hazırlandığı, öğrencilerin bekar olması gerektiği, okul masraflarının devlet tarafından karşılanacağı ve öğrencilere kişi başına her ay 30 kuruş harçlık verileceği açıklanmıştı. Nizamnameye göre mektebe Suriye, Halep, Bağdat, Basra, Musul, Trablusgarb, Yemen, Hicaz ve Diyarbakır vilayetleri ile Bingazi, Zor ve Kudüs livalarından öğrenci alınacaktı. Mektebin bir müdürü ve bir katibi olacak, ayrıca gerektiği kadar öğretmen, memur ve hademe görevlendirilecekti. Nizamname’nin 9. maddesinde hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde okulun amacının Arap aşiretlerinin devlete bağlılığını sağlamak ve güçlendirmek olarak vurgulanmıştı. (3)
Aşiret Mektebi’nin açılışı için önceden İstanbul’a getirilen talebeler, okul için düzenlenen “Mevlüd-i şerife” katıldı. O sırada camiye gelen Abdülhamit, vekili Ahmet Efendi aracılığıyla çocuklara selam yolladı ve onların istirahatlarının sağlanması için emir verdi. Gerekli hazırlıkların ardından Aşiret Mektebi, 4 Ekim 1892’de dönemin Maarif Nazırı Zühtü Paşa’nın katılımıyla Akaretler’deki yerinde açıldı. Nazır Zühtü Paşa, açılış konuşmasında, “kebail ve aşair-i Arabi’nin eğitim nimetlerinden uzak kaldığını, halbuki Padişah nezdinde tüm tebaasının eşit olduğunu” vurguladıktan sonra, okulun Arap kabile ve aşiretlerin çocukları için açıldığını, idarenin Maarif Nezareti’nde olduğunu, Türkçe ve Arapça eğitim yapacağını söyledi. Birinci yıl Akaretler’de eğitim veren Aşiret Mektebi ikinci yıldan itibaren Kabataş’taki Esma Sultan yalısına taşınarak eğitimini sürdürdü. (4) Aşiret Mektebi’nin iç idaresi ve güvenliği Arap ve Kürt öğrenciler arasında çıkan kavga nedeniyle Maarif Nezareti’nden alınarak 8 Şubat 1895’den itibaren Umum Mekteb-i Askeriye Nezareti’ne bağlandı.
[bs-quote quote=”Aşiret Mektebi yemek beğenmeyen öğrencilerin isyanı bahane edilerek Şubat 1907’de kapatıldı. Ancak okulun kapatılmasının ana nedeni, öğrencilerin İkinci Meşrutiyet’in öngünlerinde hızla yükselmekte olan mensup oldukları milletlerin ulusal demokratik hareketlerine karşı gösterdikleri ilgiydi. ” style=”style-13″ align=”left”][/bs-quote]
Nizamnamesinde belirtildiği gibi esas olarak Arap Aşiret’leri için kurulan Aşiret Mektebi için Kürt illerinden sadece Diyarbakır vilayetinden öğrenci getirilmesi planlanmıştı. Kürt aşiretler için kurulan Hamidiye Alayları bağlamında bu alayları oluşturan aşiret çocuklarının İstanbul’a getirilerek askeri okullarda eğitilecek ve mezuniyetlerinden sonra da zabitlik rütbesiyle kendi aşiretlerinden oluşan alaylara tayin edileceklerdi. Bu uygulama nedeniyle Kürt aşiretlerinden çocukların Aşiret Mektepleri’ne alınması düşünülmemişti. Ancak Aşiret Mektepleri’nin kuruluşuyla birlikte Hamidiye Alayları’na mensup aşiretlerden kendi çocuklarının da bu mektebe alınması yönünde istekler gelmeye başladı. Zilan Aşireti reisi Eyüp Paşa ile 5. ve 6. Hamidiye Alayları kumandanları Hasan ve Ali Beyler saraya telgraf çekerek 14 Hamidiye Alayı’nın her birinden senede ikişer çocuğun Aşiret Mektebi’ne alınmasını talep ettiler. Bu talebi geri çevirmenin doğru olmayacağını düşünen Saray isteği kabul ederek Hamidiye Alayları’na mensup olan Kürt aşiretlerin çocukları da Aşiret Mektebi’ne alınmasını kararlaştırdı. (5) 1902 yılında Osmanlıcılık fikrine yakınlık gösteren Müslüman Arnavut aşiretlerin çocukları da Aşiret Mektebi’ne alındı. Böylelikle Aşiret Mektebi’nin bileşenleri Arap, Kürt ve Arnavut öğrencilerden oluştu. Bu üç ulusa tanınan bu ayrıcalığın altında yatan asıl neden gayrimüslüm milliyetlere karşı, imparatorluğa bağlı Müslüman milliyetlerin devlet ve toplum hayatındaki konumunu güçlendirmekti.
Eğitim müfredatının Kuran-ı Kerim, fıkıh, ilmihal gibi din bilgileri yanında, zamanın fen bilgileri, Fransızca, Türkçe, Arapça (uygulanan asimilasyon politikası nedeniyle Kürtçe dil eğitimi yoktu), coğrafya, tarih, edebiyat, matematik ve askerî derslerinden oluşan mektebin eğitim düzeyi ibtidaiye ve rüşdiye düzeyindeydi. Okuldan mezun olanların bir kısmı Harbiye ve Mülkiye mekteplerine gönderilerek askeri ve sivil bürokraside yükselmeleri sağlandı. Bu bağlamda 1896‘da bu mektepten mezun olan 26 öğrencinin 23’ü, harbiye ve mülkiye mektebine nakledildi. 15 yıl içerisinde ortalama 600 öğrenci mektebe alındı, bunların 400’ü mezun oldu. Mezunların büyük çoğunluğu yüzbaşı, sivil memur, kaymakam, nüfus müdürü, zaptiye subayı ve polis komiseri oldu. Sonraki yıllarda mezunlardan 2’si paşa oldu ve 5’ide Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na milletvekili olarak girdi. Mektepte eğitim gören Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal, Azadi hareketi lideri Halit Cibranlı ve İhsan Nuri Paşa gibi bazı Kürt öğrenciler, sonraki yaşamlarında Kürt Ulusal demokratik mücadelesinde yer aldı. Aşiret Mektebi yemek beğenmeyen öğrencilerin isyanı bahane edilerek Şubat 1907’de kapatıldı. Ancak okulun kapatılmasının ana nedeni, öğrencilerin İkinci Meşrutiyet’in öngünlerinde hızla yükselmekte olan mensup oldukları milletlerin ulusal demokratik hareketlerine karşı gösterdikleri ilgiydi. (6)
İkinci Meşrutiyet’den sonra iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Partisi, Aşiret Mektebi’ni yeniden açmadı. Ancak Abdülhamit’in İslam Birliği politikasını sürdürmeye devam etti. 1910 tarihli yeni bir Nizamname ile Hamidiye Alayları’nın adını “Aşiret Hafif Suvari Alayları” şeklinde değiştirerek kuruluş amacına yönelik görevini sürdürmesini sağladı.
Kaynaklar:
1) Alişan Akpınar, Osmanlı Devletinde Aşiret Mektebi, s.21-22, Göçebe Yayınları, İstanbul-1997
2) Age, s.23-24
3) Age, s.27
4) Age, s.32
5) Age, s.38-39
6) Yrd.Doç.Dr. Bekir Biçer, Sultan II.Abdülhamid’in Kürt Politikası, Türk Tarihi Makaleleri, 2 Kasım 2017, Erişim 6 Mayıs 2020
- Siyasal Önderlikler ve Sosyalizm Anlayışı – Şaban İba - 14 Haziran 2024
- Eğitimde müfredat sorunu! - 26 Mayıs 2024
- Solun Durumunu Yeniden Düşünmek! - 20 Mayıs 2023