Türkiye’nin ulusalcıları ve bazı sosyalistleri IMF’yi kapitalist emperyalist sistemden ayrı bir yaptırımcı kurum/devlet/iktidar gibi görüyor. Bu nedenle kapitalist emperyalist sistemin baskı, sömürü ve tahakküm biçimlerini irdelemek, cepheden karşı çıkma ve IMF’nin kuruluş amacını sorgulama zahmetine bile katlanmak istemiyor. Yaşanmakta olan ağır ekonomik kriz nedeniyle yeniden gündeme gelen IMF sorunu üzerinde durmak istiyorum.
Uluslararası Para Fonu (IMF) adıyla kurulan bu finanssal kurum kapitalist emperyalist sistemin krizlerini küresel düzeyde çözümlemek veya çözümlenmesine yardımcı olmak için 1945 yılında kuruldu. Küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak; aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan IMF, Türkiye dahil 189 ülkenin üye olduğu ve yıllık aidat ödediği uluslararası mali ve siyasi bir organizasyondur. IMF’nin amacı, tüm dünyada parasal alanda işbirliğini güçlendirmek, finansal istikrarı sağlamak, uluslararası ticarete destek olmak ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye yardımcı olmaktır.
IMF’nin ödeme bilançoları açık veya fazlalık veren ülkelere düzenleyici müdahale yapma imkanı var. Uluslararası para sisteminin istikrarının sağlanması ve krizlerin önlenmesi amacıyla IMF, ulusal, bölgesel, küresel ekonomik ve finansal gelişmeleri gözetim olarak bilinen formel bir sistemle takip ediyor. Üyelerini ekonomik istikrara katkıda bulunacak, ekonomik ve finansal krizlere karşı dayanıklılıklarını arttıracak politikalar uygulamayı teşvik ediyor. Ödemeler dengesinde sorun yaşayan üye ülkelere, bu sorunları aşmaları için ihtiyaç duyacakları finansmanı sağlarken, harcamaları da kontrol ediyor. Üye ülke yönetimleri de IMF ile yakın işbirliği içinde çalışarak finansal desteğin devamı için IMF programlarının uygulanmasını sağlıyor.
IMF borç verme sitemini, ülkelerin değişen ihtiyaç ve kapasitelerine göre sürekli olarak düzenlemektedir. IMF, üye ülkelerin talebi üzerine ödemeler dengesi ihtiyaçları için mali destek sağlar. Bir üye ülkenin kredi talebini takiben IMF ekibi hükümet ile ekonomik ve mali durumu değerlendirmek için görüşmelerde bulunur. Borç verme sürecinden önce Imf ve hükümet belirli bir politika üzerinde anlaşmaya varırlar. Yapılan görüşmeler sonucunda ekonomik program belirlenir ve bir “Niyet Mektubu” ile beraber IMF’nin İcra Kurulu’na sunulur.
İmtiyazsız krediler ise esas olarak Standby Düzenlemeleri, Esnek Kredi Hattı, İhtiyati Likidite Hattı ve daha çok orta ve uzun vadeli gereksinimler için kullanışlı olan Uzatılmış Kredi Kolaylığı aracılığıyla sağlanabilir. IMF Hızlı Finansman Aracı ile ivedi ödemeler dengesi gereksinimleri ile karşılaşan üyelerine acil durum yardımı da sağlayabilmektedir. Erişim limiti olarak adlandırılan bir ülkenin IMF’den borç alabileceği miktar, kredinin tipine bağlı olarak değişiklik göstermektedir, fakat normalde bu ülkenin IMF kotasına göre hesaplanmaktadır.
Arşivimden Türkiye’nin IMF’ye verdiği 13 Mayıs 2005 tarihli bir Niyet Mektubu’nu buldum. Bu mektuptan IMF’nin verdiği kredi karşılığında Türkiye’den hangi taahhütleri aldığı daha kolay anlaşılıyor. Çünkü IMF verdiği borcun geri ödemesi için belirli koşullar istiyor. Borcunun alamazsa yeni borçlar vererek ilgili ülkeyi boğazına kadar borca sokuyor. Bu “Niyet mektubu, 19 vaat içeriyor: Reformlar ve sıkı mali politikalar sürecek” başlığı ile Radikal Gazetesi’nde yayınlanmıştı. 19 alanda yapısal reform taahhüdü içeren bu Niyet Mektubu’nun altında Devlet Bakanı Ali Babacan ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin imzası bulunuyordu. IMF İcra Direktörleri Kurulu’nun onayını alan Türkiye’nin IMF’ye verdiği Niyet Mektubu özetle şöyleydi:
“* Kamu kesimi alacakları için yeni af getirilmemesi (Sürekli Performans Kriteri).
* Uzman pozisyonları ve atıl istihdamın giderilmesinde hedefleri aşan işletmelere yönelik sınırlı istisnalar hariç her bir işletmede işten çıkarılanların en fazla yüzde 10’u kadar yeni personel alımı yapılması. (Yapısal Kriter).
* Maktu vergilerin ve KİT fiyatlarının 2005 yılı program varsayımlarıyla uyumlu olması. Bu düzenleme programda vergi ve fiyat artışı varsa söz konusu tarihe kadar tamamlanması anlamına geliyor (Yapısal Kriter, Haziran 2005 sonu).
* Emeklilik reformu kanunu tasarısının TBMM tarafından onaylanması (Perfomans Kriteri, Haziran 2005 sonu).
* Sosyal güvenlik reformuna ilişkin idari yapılanma yasasının TBMM tarafından onaylanması (Yapısal kriter, Haziran 2005 sonu).
* Kamu Mali Kontrol Yasasında belirtilen ikincil yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesi (Yapısal kriter, Eylül 2005 sonu).
* KİT’lerin kurumsal yönetişiminin güçlendirilmesine ilişkin yasal düzenlemenin TBMM’ne sunulması (Yapısal kriter, Eylül 2005 sonu).
* Sağlık harcamalarının izlenmesi ve orta vadeli eğilimlerinin öngörülmesine ilişkin çerçevenin oluşturulması. (Yapısal kriter, Eylül 2005 sonu).
* Gelir vergisi reformuna ilişkin yasal düzenlemenin hazırlanması (Yapısal kriter, Eylül 2005 sonu).
* Gelir İdaresi kapsamında büyük vergi mükellefleri biriminin kurulması (Yapısal kriter, Aralık 2005 sonu).
* Kamunun istihdam ve ücret yapısının gözden geçirilmesinin tamamlanması (Yapısal kriter, Aralık 2005 sonu).
* Bankacılık Kanunu’nun TBMM tarafından onaylanması (Performan kriteri, Haziran 2005 sonu).
* Kamu bankalarına ilişkin spesifik stratejilerin hükümet ve kamu bankaları yönetim kurulları tarafından kabul edilmesi (Yapısal kriter, Haziran 2005 sonu).
* Kamu bankalarına özgü imtiyaz ve yükümlülüklerin aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik takvimin hazırlanması (Yapısal kriter, Haziran 2005 sonu).
* BDDK’nın, İmar Bankası olayından hareketle bankacılık sektörünün gözetim ve denetimine ilişkin olarak yapılan çalışmanın bulgularını dikkate alarak planladığı reformları açıklaması (Yapısal kriter, Eylül 2005 sonu).
* Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun, bankanın dahil olduğu risk grubuna açılan krediler dışındaki kalan tüm alacaklarının ihale yoluyla satılması (Yapısal kriter, Aralık 2005 sonu).
* Vakıfbank’ın halka arzının başlatılması (Yapısal kriter, Aralık 2005 sonu).
* Finansal sektör denetiminin entegre yapıya kavuşturulması ihtiyacını değerlendirmek için bulguları Mart 2006 sonuna kadar sunulacak şekilde bir komite oluşturulması (Yapısal kriter, Mart 2006 sonu).
* Bankacılık Kanunu’nun uygulama yönetmeliklerinin tamamlanması (Yapısal kriter, Haziran 2006 sonu).
*TMSF’nin batık banka alacakları sorununun giderilmesine stratejisi kapsamında 5.5 milyar doları 2007 sonuna kadar olmak üzere toplam 6.2 milyar dolar tahsilat hedeflendi.
* Devralınan bankaların eski sahiplerinin 11’iyle TMSF’ye olan borçların nasıl ödeneceğine ilişkin protokoller halihazırda imzalanmış bulunmaktadır. Temerrüt durumunda TMSF vakit kaybetmeksizin ilgili süreci başlatacaktır.
* Devralınmış bankalara ilişkin devam eden tüm temerrüt durumlarında, banka sahipleri hakkında yasal süreçler 2005 yılında işletilecektir.
* İlk alacak satış ihalesi başarılı bir şekilde sonuçlanan TMSF, bankanın dahil olduğu risk grubuna açılan krediler dışındaki kalan tüm alacaklarını ihaleler vasıtasıyla 2005 yılı sonuna kadar satışa sunacaktır. Bu kategorideki kredilerin nominal değeri toplam olarak yaklaşık 1 milyar ABD Doları’dır.
* Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketlerdeki hisselerini ve devraldığı diğer varlıkları rekabetçi ihale yöntemiyle 2007 yılı sonuna kadar elinden çıkaracaktır. Bu strateji aynı zamanda varlıkların satılmasıyla birlikte TMSF’nin operasyonel yeniden yapılandırılması sürecini de içerecektir. Şemsiye banka Bayındırbank’ın çözüme kavuşturulması süreci 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacak.
* Hazine Müsteşarlığı’nın bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması ve batık banka zararlarının karşılanması nedeniyle TMSF’den olan alacaklarıyla ilgili sorun 2005 yılının eylül ayı sonuna kadar çözüme kavuşturulacak.”
- Siyasal Önderlikler ve Sosyalizm Anlayışı – Şaban İba - 14 Haziran 2024
- Eğitimde müfredat sorunu! - 26 Mayıs 2024
- Solun Durumunu Yeniden Düşünmek! - 20 Mayıs 2023