Etiyopya’ya drone satışı Türkiye-Mısır diyaloğu tehlikeye atabilir

Ankara’nın Libya ve Dağlık Karabağ ihtilaflarındaki müttefikleri için ezber bozan Türk yapımı Bayraktar TB2 İhA’lar, Afrika semalarında daha fazla gösteri yapmaya mahkum görünse de, başta Mısır’la çit tamiri yapmak için yeni başlayan hedefi olmak üzere Türkiye’nin dış ilişkilerini karmaşıklaştırma riski olmadan değil.

Etiyopya’nın – Uzun zamandır Mısır ile Mavi Nil üzerindeki dev bir baraj üzerinde kütük kafalı – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadına ait bir şirket tarafından üretilen ve bu nedenle yaygın olarak bir aile şirketi olarak kabul edilen TB2 İhA’larının potansiyel Afrikalı alıcısı olarak Cezayir, Fas, Nijerya ve Ruanda’ya katıldığı bildiriliyor. Reuters geçen hafta, Türkiye’nin Etiyopya ile yedek parça garantileri ve eğitimleri de içerebilecek bir anlaşma müzakere ettiğini bildirdi. Her iki taraf da konuyla ilgili sessizliğini koruduğu için ayrıntılar bilinmezliğini koruyor.

Bu arada yerel basında çıkan haberlere göre, Fas ilk partisini Mayıs ayında 12 TB2 sipariş ettikten ve yaz aylarında eğitim için Türkiye’ye personel gönderdikten sonra Eylül ayı ortasında aldı.

Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri normalleştirme arayışının ortasında Etiyopya’ya silahlı insansız hava araçları tedarik etme niyeti, satışın arkasındaki stratejik bilgelik konusunda soru işaretlerine yol açıyor. Ankara, Kahire ile diyaloğunu baltalayacak düşüncesizce bir hamle mi yapıyor? Yoksa Etiyopya ile askeri işbirliğini Mısır’a imtiyazlar için baskı yapma taktiği olarak mı görüyor? Yoksa Kahire’nin Tigray’daki çatışmayı -İhA’ların potansiyel kullanım alanı- Etiyopya’nın bir iç meselesi olarak gördüğü göz önüne alındığında, satışın Mısır’la sürtüşmeye yol açmayacağına mı inanıyor?

Reuters’e konuşan iki Mısırlı güvenlik kaynağı, Kahire’nin ABD ve bazı Avrupa hükümetlerinden Türkiye ile Etiyopya arasındaki herhangi bir insansız hava aracı anlaşmasını dondurması için yardım istediğini, üçüncü bir Mısırlı yetkilinin ise ikili görüşmelerde konunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini söylediğini belirtti. Bu arada Türk hükümetine yakın bir kaynak Al-Monitor’a verdiği demeçte, anlaşmanın beklenenden daha hızlı ilerlediğini belirterek, Ankara’nın Kahire’nin ikili diyaloğu rayından çıkacak şekilde tepki vereceğini tahmin etmediğini vurguladı.

Addis Ababa’nın Ankara ile yakınlaşması iki büyük çıkmazın perde arkasında ilerledi. İlk olarak, on yıldır Mısır ve Sudan ile su paylaşım sırasını körükleyen Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’nı (GERD) tamamlamaya kararlıdır. Krizi çözmek için diplomatik çabalar beyhude oldu. İkincisi, Addis Ababa, Tigray bölgesindeki ayrılıkçı isyancıları bastırmak için askeri yeteneklerini artırmaya çalıştı. Addis Ababa, Türkiye ile askeri işbirliğinin önünü açma çabası olarak görülen bir hareketle, Ankara’nın 2016 darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen hareketi tarafından yönetilen okulların Türk hükümetine bağlı bir vakfa devredilmesi yönündeki Türk çağrılarına kulak verdi. Buna karşılık Erdoğan’a, Etiyopya ile yakınlaşma, Afrika’ya açılma politikasını ilerletmek için bir fırsat sundu.

Kahire’nin bakış açısından, Türk-Etiyopya ilişkilerinde askeri bir boyut, Mısır’ın bölgedeki askeri caydırıcılığını zayıflatabilecek istenmeyen bir gelişme olacaktır. Kahire’yi bu yılın başlarında Ankara’nın normalleşme teklifini kabul etmeye zorlayan en önemli faktör, Türkiye’nin Trablus hükümetine destek vererek Libya’da kazandığı belirleyici pozisyondu. Kahire için Libya’daki Türk varlığı bir ulusal güvenlik sorunu haline geldi.

Baraj krizinde Etiyopya’nın moralini bozacak bir Türk duruşu da Kahire için benzer şekilde zorlayıcı olacaktır. Türkiye’nin Etiyopya’ya silahlı insansız hava aracı satma planının Eylül ayında Türk ve Mısırlı yetkililer arasında yapılan normalleşme görüşmelerinin ikinci turunda gündeme gelip gelmediği henüz bilinmiyor.

Mısır için Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki çatışmalara müdahil olması temel bir endişe konusu haline gelmiştir. Ankara ise çatışma bölgelerine silah satma konusunda hiçbir tereddüt göstermedi. Örneğin bu yılın başlarında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Ukrayna’ya insansız hava aracı satışı konusunda Rusya’nın uyarılarına Karşı Türkiye’nin Rusya’ya da insansız hava aracı satmaya hazır olduğunu söyleyerek karşı çıktı.

Konu Mısır ile müzakerelerde gündeme gelirse Ankara da benzer bir tutum sergileyebilir. Ve Ankara’daki iyimserliğe rağmen, Etiyopya’ya insansız hava aracı satışına devam etmesi durumunda Mısır ile normalleşme süreci riske girebilecek. Hükümete yakın isimler, Türkiye’nin GERD krizine herhangi bir müdahalesine karşı olduğunu defalarca savundular.

Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliği eski ticaret ataşesi Aydın Sezer’e göre, Ankara, Addis Ababa ile yapılan insansız hava aracı görüşmelerini bir baskı kozu olarak görürse Kahire’ye karşı güçlükle koz elde edebilir. Yetkili, Ankara’ nın Kahire’ yi sıkıştıran bir strateji ortaya çıkarama kapasitesinin yetersiz olduğunu savundu.

Al-Monitor’a konuşan Sezer, normalleşme görüşmelerine atıfta bulunarak, “Türk tarafı zayıf bir konumda.” dedi. “Bırakın taviz vermeyi, Mısırlılar hiç bir şey çıkarmaya çalışmıyorlar. Daha çok Türk tarafını dinliyorlar ve Ankara’nın atacağı adımları görmek istiyorlar. Süreç, büyükelçilerin karşılıklı atanmasından uzak olmaya devam ediyor.” diye de ekledi.

Dahası, Ankara’nın Kahire’ye yaklaşımının kusurlu olduğunu belirten Sezer, Türkiye’nin Mısır’ın Doğu Akdeniz’de KıbrısLı Rumlaryerine Türkiye ile deniz sınırlandırma anlaşması yapmış olsaydı daha büyük bir ekonomik bölge kazanacağı savını işaret etti. “Bu Mısırlıları büyük ölçüde rahatsız etti. ‘Aptal olduğumuzu mu düşünüyorsunuz yoksa üçüncü sınıf bir ülke mi?’ gibi tepki gösteriyorlar ve Mısır Dışişleri’nin Türk muadilinden öğrenecek bir şeyi olmadığını söylüyorlar.” dedi.

Mısır’ın şüpheleri, Türkiye’nin Etiyopya ile yakınlaşmasının zamanlaması ile de ilgilidir, bu da Ankara’nın 2013 yılında Müslüman Kardeşler’in devrilmesi üzerine Kahire ile olan suçlayıcı serpintisinin ardından başlamıştır. Süreç, Türkiye’nin baraj inşası ve sulama uzmanlığını Etiyopya ve Mısır’ın Rönesans Barajı’nın arkasında Türkiye ve İsrail’in olduğu iddialarıyla paylaşma tekliflerini gördü.

Etiyopya’nın ayrılıkçılarla savaşmak için İhA’ları kullanma olasılığına gelince, bu argümanın Mısır’ın endişelerini ortadan kaldıracağına dair herhangi bir beklenti fazla iyimser görünüyor.

Temmuz ayında, Tigray’da artan çatışmalar sırasında, Addis Ababa’nın Ankara’dan 10 gözetleme İhA’sı aldığına dair haberler yayıldı ve bu iddia Türkiye Büyükelçiliği tarafından yalanlandı.

Tigray’daki isyancı güçler Haziran ayında bölgesel başkent Mekelle’i ele geçirmiş ve bu da Etiyopya hükümetini Türkiye ile daha yakın ilişkiler kurmaya ve TB2’leri sahadaki askeri dengeyi bozacak verimli ve düşük maliyetli bir silah olarak talep etmeye sevk etmişti. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ağustos ayında Ankara’ya yaptığı ziyarette askeri işbirliği konulu üç anlaşma imzaladı.

Reuters’in haberine göre, Etiyopya’ya türk savunma ve havacılık ihracatı 2021’in ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemindeki 203 bin dolardan 51 milyon dolara yükseldi. Daire, rakamlar belirtmeden Ağustos ve Eylül aylarında bir sıçrama bildirdi.

Etiyopya’nın Tigray’da Türk silahlı insansız hava araçlarını kullanması, Kahire ile yaşanan potansiyel gerilimin ötesinde Türkiye’nin dış ilişkilerinde yeni sorunları tetikleyebilir. Eylül ayında Etiyopya konulu BM toplantısının ardından İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD, Tigray’daki düşmanlıklara son verilmesi, müzakerelerin yeniden başlaması ve bölgeye engelsiz insani erişim çağrısında bulunmuştu. Washington yaptırımların seyrini yükseltti. Gerginliği daha da körükleyen bir hareketle Addis Ababa, Tigray’a insani yardımı engellediği yönündeki eleştirilere misilleme olarak yedi BM yetkilisini sınır dışı etti.

Her şeyden önce, Etiyopya Ortodoks Kilisesi patriği hükümetin Tigray’daki eylemlerini“soykırım”olarak nitelendirdi.

Tüm bu gelişmeler, Ankara’nın Addis Ababa’ya silahlı insansız hava aracı satmaya devam etmesi durumunda uluslararası topluma cevap vermesi gereken zor sorular olacağını gösteriyor.

Benzer şekilde, Türkiye’nin Fas ile askeri işbirliği, iki Kuzey Afrika ülkesi Batı Sahra’nın tartışmalı toprakları konusunda anlaşmazlıklarını sürdürdükçe Cezayir ile ilişkilerini bozabilir.

17 Ekim’de Erdoğan, silahlı insansız hava araçlarının tekrar gündeminde olması beklenirken Angola, Togo ve Nijerya turuna çıktı. Erdoğan’ın ziyareti öncesinde konuşan Nijerya’nın Zamfara eyaleti valisi, Türkiye’den silahlı insansız hava araçları satın alma planlarını açıkladı. Nijerya, mühimmat almak için Türk şirketi Roketsan ile de görüşmelerde bulunuyor.

Kaynak: Al-Monitor