Ecevit’in Demokratik Sol’u: Komünizmle Mücadelenin Sol Ayağı

Mevzu, tam da Ecevit’in Başbakanlığı döneminde geçiyor. 1974 yılı Ocak ayının sonlarında Bülent Ecevit’in Başbakanlığında 37. Hükümet kurulmuştur. Bu hükümetin ömrü uzun olmayacak ve Ecevit, aynı yılın 17 Kasım’ında yerini Sadi Irmak’a bırakacak; daha doğrusu, bırakmaya çalışacaktır. Çünkü Irmak’ın, 450 milletvekilin sadece 18’inden güvenoyu alabilen hükümetinin hiçbir zaman kurulamadığını söylesek bile yanlış olmaz. Bu gelişme üzerinde Demirel diğer sağ partilerden aldığı destekle, tarihe Milliyetçi Cephe Hükümetleri olarak geçecek olan ilk hükümetini kuracaktır.

Bu tarihten 1980’e kadar ülkeyi Milliyetçi Cephe Hükümetlerinin yönettiğini söylemek ,teknik açıdan değilse de, siyasi açıdan doğrudur. Demirel liderliğindeki ilk Milliyetçi Cephe Hükümeti 1975 Nisandan 21 Haziran 1977’ye kadar görevde kalacaktır. Bu hükümeti, yine bir Bülent Ecevit hükümetinin takip ettiğini görüyoruz. Sadece bir ay (21/06/1977 21/07/1977) görevde kalan Ecevit’ten sonra Demirel, İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni kurar. İkinci Milliyetçi Cephe iktidarı 1978 yılı başına kadar görevde kalır. Bu hükümeti yine bir Bülent Ecevit iktidarı izler ama talihsizlikler yine Ecevit’in peşini bırakmaz. 1978 yılında kurulan Ecevit hükümeti (42. Hükümet) 1979 Kasım’ına kadar görevde kalabilir.

1980 darbesi öncesinin son hükümeti yine bir Milliyetçi Cephe hükümetidir. Ancak bu sefer, Milliyetçi Cepheyi oluşturan partiler hükümet bileşiminde yer almak yerine, onu dışarıdan destekleyerek hükümeti teşkil ederler.

                                                                                   ***

1974 yılına geri dönelim. Ecevit CHP Genel Başkanlığı’na seçileli, yaklaşık iki yıl olmuştur. 1965 seçimlerinin hemen öncesinde partide gündeme taşınan Ortanın Solu düşüncesi, artık, hem İnönü’nün yüklediği anlam ve işlevden çok farklı bir mecraya akmış hem de bir fikir olmaktan çıkarak Demokratik Sol adıyla CHP’nin yeni politik yöneliminin atını çizmeye başlamıştır. Artık ne İnönü’nün, kitleleri, güçlenmeye başladığı sezilen Türkiye İşçi Partisi’ne kaptırmamak adına ortaya attığı Ortanın Solu’ndan eser vardır, ne de İnönü’nün kendisinden:  Bir seçim taktiği olarak gündeme gelen Ortanın Solu Demokratik Sol’a evrilirken, Ecevit de İnönü’nün yerine parti genel başkanlığına seçilmiştir.

İnönü için Ortanın Solu, bir siyasi mücadelenin fikri cephanesi değildi; ama Ecevit için de hiçbir zaman CHP’nin sola temayülünün ifadesi haline gelmedi.Ecevit, 1980 sonrasında Demokratik Sol Parti’yi kurduktan sonra da onlarca kere dile getirdiği gibi, Demokratik Sol düşünceyi, komünizmle mücadelenin en etkili yolu olarak sunmayı tercih etti.

Ecevit’in Demokratik Solu’nun bir Komünizmle Mücadele hareketi olduğu fikrinin benim analizim değil, bizzat Ecevit’in değerlendirmesi olduğunun altını çizmek isterim.  Ecevit’in açıklamalarına dair aşağıda sunulan haber buna ilişkin 1980 öncesinden verilebilecek en nadide örneklerden biridir.

DSP liderliği döneminde Demokratik Solun, sosyalizmin panzehiri olduğuna ilişkin Ecevit’in ifadelerinden oluşan bir antoloji yapılsa hayli ilgi çekici olabilirdi. Ancak yine de, Ecevit’in Demokratik Sol ve sosyalizm arasında kurduğu önleme/engelleme ilişkisinin en çok, sosyalizmi değil 1980 sonrasının sosyal demokrasi düşüncesini yaraladığını söylemek gerekiyor. Sosyal demokrasi düşüncesi Türkiye’de Kemalizm’in bir yan ifadesi, bir “diet-sosyalizm”, bir “şekersiz-komünizm” şeklinde anlaşıla geldiyse bunda Ecevit’in açtığı bu yolun (koruyucu sol/Demokratik Sol) etkisi olduğunu da belirtmek gerekiyor.

                                                                                 ***

5 Ekim 1974 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile haftalık olağan görüşmesini yapmak üzere Çankaya Köşkü’ne çıkar. Bu sırada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Başbakan, “AP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in sol ve komünizm karşısında bir hükümet kurmak için girişimlerde bulunduğunu” hatırlatan gazeteciye “Demokratik solu biz bir tehlike olarak” görmüyoruz dedikten sonra, sözlerine şöyle devam eder: “…komünizmi önlemenin en etken yolunun da demokratik sol yönünden tedbirler olduğuna inanıyoruz.”  (Milliyet 6 Ekim 1974, s.1,10)

Demokratik Sol’un kendini solun karşısında bir tedbir ve önlem olarak meşrulaştırmaya gayret ettiği, solun, solun prezervatifliğini yapmaya heveslendiği bir ülkede herkese

Keyifli Pazarlar

Mete Kaan KAYNAR