DİSK, Yargı kararına dayanarak, TÜİK’ten enflasyon sepetini açıklamasını istedi…

DİSK, TÜİK’ten enflasyon sepetine ilişkin bilgi talebinde bulundu, ancak reddedildi. DİSK daha sonra yasal yollara başvurdu ve mahkeme TÜİK’in talebi reddetmesini hukuka aykırı buldu. DİSK, bu karar ışığında TÜİK’ten Haziran 2022’den bu yana gizlenen enflasyon sepeti listesini vermesini istedi.

DİSK, konunun sadece teknik olmadığını, TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranlarından doğrudan etkilenen milyonlarca insan için hayati önem taşıdığını vurgulayan açıklaması şöyle:

Bilindiği üzere TÜİK tarafından enflasyon madde sepetine ilişkin bilgi edinme talebimizin reddedilmesi üzerine 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde hukuki yollara başvurulmuştur. Bilgi talebimizin TÜİK tarafından reddedilmesi sonucunda zorunlu olarak Adalet Bakanlığı’na açılan davada esas muhatabımız TÜİK’tir. Ve sonuçta idare mahkemesi bilgi talebimizin reddedilmesini oy birliğiyle hukuka aykırı bulmuş, ret işleminin iptaline karar vermiştir. Yargı kararı açıktır: TÜİK’i lafı dolandırmaya değil görevini yapmaya çağırıyoruz.

Ankara 6. İdare Mahkemesi oybirliği ile aldığı kararın gereği olarak TÜİK’in Haziran 2022’den itibaren gizlediği enflasyona esas madde fiyat listesinin tarafımıza verilmesi için 27 Nisan 2023’te (bugün) TÜİK’e yeniden başvuruda bulunduk.

Açtığımız davanın sonucuna dayanarak bugün yaptığımız başvuruya TÜİK’in ivedilikle yanıt vermesini bekliyoruz. Enflasyon madde sepetinin Haziran 2022’den itibaren açıklanmasının durdurulması ve buna paralel olarak yaşamlarımızda karşı karşıya kaldığımız fiyat artışlarıyla TÜİK tarafından açıklanan enflasyon arasındaki farklar, bu köklü kurumun güvenilirliğini sarsmıştır. Bir kamu kurumu olan TÜİK’e dair bu güven krizinin bir hukuk krizi ile derinleşmemesi için ilgili mahkeme kararının uygulanmasını bekliyoruz.

Konu teknik bir mesele değildir, konu milyonlar için yaşamsal bir meseledir. TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranları işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin ücretlerini doğrudan etkilemektedir. Görevini doğru ve şeffaf yapmayarak enflasyonu düşük hesaplamak, milyonların ekmeği ile oynamak anlamına gelmektedir.

Emek gelirleriyle yaşamını sürdüren on milyonlarca insanımız TÜİK’in sepetindeki soğanın, peynirin, makarnanın, etin, sütün, domatesin fiyatları ile kendi alışveriş sepetlerindeki fiyatları karşılaştırmak istemektedir.

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki TÜİK “enflasyonla mücadele kurumu” değildir, enflasyonu bastırmak, düşük göstermek gibi bir görevi yoktur. Enflasyonla mücadele etmek hükümetin işidir. TÜİK, kamusal bir veri toplama kurumudur ve görevi enflasyonu doğru ölçmektir. Halka doğru bilgi vermektir. Bu, 85 milyon yurttaş adına yerine getirilmesi gereken kamusal bir sorumluluktur.

TÜİK yöneticilerinin yapması gereken şey, mahkeme sürecinin taraflarına dair demagoji yapmak değildir; TÜİK yöneticilerinin yapması gereken şey yargı kararına uymaktır. Yüzyıllık geçmişi ve birikimi olan bu kurumu daha fazla ayaklar altına almamalı, daha da şaibeli hale getirmemeli ve hukukun gereğini yapmalıdır.

Düşük gösterilen enflasyon rakamlarıyla işçi sınıfının yoksullaştırılmasına karşı DİSK nasıl görevini yapıyorsa, TÜİK önünde şeffaflık çağrısı yapıyor, yargıda hakkını arıyorsa TÜİK de bir kamu kurumu olarak görevini yapmalıdır. Şeffaf olmalı, hukukun gereğini yapmalı ve enflasyona esas madde fiyat listesini tarafımıza iletmelidir.

DİSK olarak, işçi sınıfının haklarını savunmak adına sonuna kadar sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bir kez daha ilan ederiz.