Son günlerdeki geliÅŸmeler, Türkiye’de eÄŸitim alanında yaÅŸanan ciddi bir sorunu gün yüzüne çıkardı: din dersi dayatması ve eÄŸitimin dinselleÅŸtirilme çabaları. Bu durum sadece anayasal bir suç teÅŸkil etmekle kalmıyor, aynı zamanda çocuk haklarını, pedagojiyi ve laikliÄŸi de ihlal ediyor.
AÄŸustos 2023’te Milli EÄŸitim Bakanlığı TebliÄŸler Dergisi’nde yayınlanan düzenlemeye göre, ilkokul, ortaokul ve 9. ile 10. sınıflardaki öğrenciler için “din, ahlak ve deÄŸer” seçmeli ders grubundan en az bir ders seçmek zorunlu hale getirildi. Bu dersler arasında “Kur’an-ı Kerim“, “Hz. Muhammed’in Hayatı“, ve “Temel Dini Bilgiler” gibi dersler bulunuyor. Bu uygulama, öğrencilerin din eÄŸitimi almasını zorunlu hale getirerek, diÄŸer seçmeli ders gruplarından (“insan toplum ve bilim“, “kültür, sanat ve spor“) uzaklaÅŸtırıyor.
Bu düzenleme, anayasanın 24. maddesine aykırıdır. Anayasa, din ve ahlak eÄŸitiminin ilke ve esaslarını belirlerken, “herkesin vicdan, ibadet ve din özgürlüğüne saygı gösterilmesi” ÅŸartını koymaktadır. Ayrıca, “kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kiÅŸisel çıkar yahut nüfuz saÄŸlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan ÅŸeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” hükmünü içermektedir. Bu hükümler ışığında, siyasi iktidarın din derslerini zorunlu kılması, hem öğrencilerin vicdan özgürlüğünü hem de anayasanın laiklik ilkesini ihlal etmektedir.
Bu düzenleme aynı zamanda çocuk haklarını da ihlal etmektedir. Çocuk Hakları SözleÅŸmesi’nin 14. maddesi, çocukların “düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne” sahip olduÄŸunu belirtmektedir. Bu özgürlük, “çocuÄŸun kendi görüşünü serbestçe ifade etmesi“ni içermektedir. Dolayısıyla, çocukların din eÄŸitimi alıp almayacaklarına kendilerinin karar vermesi gerekmektedir. Devletin bu konuda bir dayatma yapması, çocukların haklarını çiÄŸnemek anlamına gelmektedir.
Son olarak, bu düzenleme pedagoji prensiplerini de göz ardı etmektedir. Pedagoji bilimi, eğitimin amacının bireyleri bilimsel düşünmeye teşvik etmek olduğunu vurgular. Eğitimde bilimsellik ilkesi, öğrencilere eleştirel bir bakış açısı kazandırmayı ve bilgiyi sorgulamayı amaçlar. Ancak din dersleri, bu ilkeye aykırıdır. Din dersleri, öğrencilere dogmatik bir bakış açısı sunar ve bilgiyi sorgulamaktan uzaklaştırır. Bu, eğitimin niteliğini düşürmektedir.
Bu uygulamalar, hem anayasanın hem de çocuk haklarının ihlaline yol açmaktadır. Eğitim, bilimsellik ve çocukların özgür düşünce haklarına saygı çerçevesinde şekillenmelidir.
- NHY/ Deniz Çınar
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- AkÅŸener, ErdoÄŸan’dan Ne Ä°stedi? - 7 Haziran 2024