Aynaları Temizlemek Lazım

Bugün Sevgililer Günü
Bence sevgi kavramı insanlık tarihinde hiç bu kadar ele ayağa düşmemişti.
Hiç bu kadar küçülmemişti!
Sevmek duyguları özgürleştirirdi, üretken kılardı.
Şiir yazdırır, resim yaptırırdı, birbirlerini bulan insanlara.
Sevgili olmak, hiç ‘Sevgili yapmak’ diye tanımlanıp, kabul görmemişti!
İmkansız, karşılıksız aşkından yataklara düşen, hayatına son veren,
önemli ve sıradan insanlarla dolu tarih sayfaları.
İnce hastalığa tutulan, melankoli olan, kendinden vazgeçen, kendini unutan…
Ancak sevdiğini kıskandığı ya da kendisinden,ayrılmak istediği için onu öldüren adam,
sanırım hiç bu kadar hoş görülmemişti!
Dahası ve pahası, sevgiyi göstermenin ince ayarı olmadığı dönemlerde, aşkını anlatmak için,
ayna verilirdi sevgiliye.
“Senin güzelliğine layık, sana verecek, senden daha güzel bir hediye bulamadım” demekti.
Günümüzdeki gibi sevginin ispatı için alınan hediyeye 12 ay taksit hiç ödememişti!
Şirin için dağları delen Ferhat,
Leyla için aşkından çöllere düşen Mecnun’un hikayelerindeki ‘sen’cil aşk,
‘ben’cil aşka dönüşmemişti!
Belki de insanlar bu kadar hırslı değildi
Ve aynalar bu kadar kirlenmemişti!
Oysa, aslında herkes bilir ki sevmek,
ne bağımlı olmak, ne kıskanmak, ne de sevdiğinden korkmaktır.
Sevmek özgür olmak, özgür kılmaktır.
Leyla’yla Mecnun’ların,
Ferhat’la Şirin’lerin her devirde varlıklarını koruduklarını bilmektir.
Belki de bugünün Mecnun’u, Ferhat’ı,
sevdiğini boyasız, cilasız,
her haliyle güzel bulan,
değiştirmeden, dönüştürmeden sevebilendir.
Leyla’sı, Şirin’i ise,
Ev, yat, kat,statü hesapları yapmadan,
yani sevgisini paraya dönüştürmeden, gönlünü verebilendir.
Çevresindekilerin aynısı olmak yerine
birbirlerinin aynası olmaktır sevmek.
Ancak kirli aynaları temizlemek gerek…