Ankapark: Devasa İsrafın Çürüyen Mirası ve Belirsiz Geleceği

Ankara’nın simge projelerinden biri olması hedefiyle yola çıkılan Ankapark, Melih Gökçek döneminin en tartışmalı yatırımlarından biri olarak tarihe geçti. 801 milyon 288 bin 824 dolar gibi astronomik bir bütçe ile inşa edilen tema park, kısa sürede iflas ve işlevsizlikle gündeme geldi. Bugünse halkın vergileriyle finanse edilen bu devasa yapı, çürümeye terk edilmiş durumda.

Büyük Hayaller, Devasa Kayıplar

2013 yılında inşasına başlanan Ankapark, dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “vizyon projelerinden” biri olarak lanse edildi. Gökçek, projeyi Ankara’yı uluslararası bir cazibe merkezi haline getirecek bir adım olarak sundu. Parkın, Disneyland’ı andıran yapısıyla hem turistik hem de ekonomik katkı sağlayacağı iddia edilmişti. Ancak bu hedefler hiçbir zaman gerçekleşmedi.

2019 yılında açılışı yapılan park, aynı yılın Eylül ayında haciz işlemleriyle karşı karşıya kaldı. Elektrik kesintileri ve işletme sorunları nedeniyle kapılarını kapatan Ankapark, yalnızca birkaç ay aktif kalabildi. 2020’nin Şubat ayında tamamen kapanan park, günümüzde atıl halde, çürümüş ve bakımsız bir miras olarak duruyor.

Günümüzdeki Durum: Çürüyen Yapılar ve Alternatif Planlar

Kapalı kaldığı süre boyunca bakım yapılmayan Ankapark, her geçen gün biraz daha çürümeye terk ediliyor. Metal aksamların paslanması, elektronik ekipmanların kullanılamaz hale gelmesi ve oyuncakların zarar görmesi, parka yapılan devasa yatırımın boşa gittiğini gösteriyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, mevcut durumu değerlendirerek park alanını halka açık bir yeşil alana dönüştürmeyi planlıyor.

Belediye Başkanı Mansur Yavaş, parkın oyuncaklarının özel işletmelere kiralanabileceğini, alanın ise halka ücretsiz açılacağını duyurdu. Bu plan, kamu kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılabileceğine dair bir umut ışığı yaktı. Ancak projenin dönüşümü için gereken maliyet ve zaman hala tartışma konusu.

Melih Gökçek Döneminin Mirası: İsraf, Yolsuzluk ve Hesap Vermezlik

Ankapark, Melih Gökçek yönetiminin israf ve yolsuzluk iddialarıyla anılan sembolik projelerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Gökçek, projeyi savunurken eleştirileri reddetmiş ve Ankapark’ın Ankara için “prestij” sağlayacağını öne sürmüştü. Ancak, projenin başlamasından itibaren planlama eksiklikleri ve şeffaflık sorunları dikkat çekti. İhalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiaları ise bugün hâlâ yargı süreçlerinde tartışılmaya devam ediyor.

Mansur Yavaş’ın göreve gelmesinin ardından Gökçek dönemine ait borçlar, israf projeleri ve yolsuzluk iddiaları sık sık gündeme taşındı. Yavaş, belediye yönetiminde hesap verilebilirliği artırma sözü verirken, Ankapark gibi kamu kaynaklarını boşa harcayan projeleri eleştirmeyi sürdürüyor.

Kamuoyunda Tepki: Vergiler Çürüyor

Ankapark, sadece Ankara halkının değil, tüm Türkiye’nin gözünde devasa bir israf örneği olarak tartışılmaya devam ediyor. Projenin maliyeti, halkın vergileriyle finanse edilen diğer öncelikli ihtiyaçların ihmal edildiği bir dönemde gerçekleşti. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi kritik alanlarda harcanabilecek yüz milyonlarca doların bir tema parkı için heba edilmesi, kamuoyunda derin bir öfke yarattı.

Projeye yönelik yargı süreçleri devam ederken, parkın çürümeye terk edilmesinin ekonomik boyutları da kamu bütçesi üzerindeki yükü artırıyor. Uzmanlar, bu tür projelerin uzun vadeli işletme planları olmadan hayata geçirilmesinin, yerel yönetimlerde ciddi kaynak israfına yol açtığını vurguluyor.

Gelecek: Bir Yeniden Doğuş Mümkün mü?

Mansur Yavaş yönetimi, Ankapark’ın yeniden işlevsel hale getirilmesi için alternatif çözümler sunmaya çalışıyor. Oyuncakların işletmecilere kiralanması, park alanının mesire alanına dönüştürülmesi ve halkın ücretsiz hizmetine sunulması bu planlar arasında. Ancak bu dönüşümün maliyeti ve başarısı, mevcut kaynakların etkin yönetimine ve halkın ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesine bağlı.

Ankapark, Türkiye’deki yerel yönetimlerin kamu kaynaklarını nasıl kullandığını sorgulatan bir vaka olarak, derslerle dolu bir geçmişe işaret ediyor. Bu projenin hem ekonomik hem de sosyal etkileri, Türkiye’de şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamu kaynaklarının doğru kullanımı üzerine önemli bir tartışma zemini yaratabilir.

  • NHY / DW Türkçe, Sözcü, T24, BBC Türkçe, Hürriyet, Ankara Büyükşehir Belediyesi