Türkiye’de gıda fiyatları yükselmeye devam ederken, temel bir protein kaynağı olan yumurta bile lüks tüketim haline geldi. Osmaniye’den gelen haberler, artan maliyetlerin ve zamların yurttaşların en temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılamasını zorlaştırdığını ortaya koyuyor. Yumurta artık “taneyle” alınıyor, bu da halkın alım gücündeki dramatik düşüşün bir başka göstergesi.
Zamlarla Gelen Kriz
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde esnaf ve yurttaşlar, 15 gün içinde yumurta fiyatlarının %45 oranında artmasından şikayetçi. Yumurta satıcısı Aytekin Topbaş, artışı şöyle özetliyor:
“15 gün önce 3 liraya sattığımız yumurta bir anda 5-6 liraya çıktı. İnsanlar artık taneyle yumurta almaya başladı. Bu işin önü alınamazsa halk daha büyük sıkıntılarla karşılaşacak.”
Başka bir esnaf, İsmail Yaren ise zamların gerekçesi olarak gösterilen kuş gribi iddialarına dikkat çekerek, “Bu bahaneyle fiyatlar yükseltildi, vatandaş haklı olarak tepkili” ifadelerini kullandı.
Alım Gücündeki Düşüş ve Gıda Erişimsizliği
Temel gıdalar üzerindeki zamlar yalnızca yumurta ile sınırlı değil. Topbaş, peynir fiyatlarındaki artışa da dikkat çekiyor:
“En ucuz peynir 200-250 lira oldu. İnsanlar artık peynir değil, çökelek alıyor. Çökelek bile 50 lira olmuş durumda. Alım gücü o kadar düştü ki vatandaş en temel protein kaynaklarına bile ulaşamıyor.”
Bir diğer yurttaş ise artan fiyatlar karşısındaki çaresizliği şu sözlerle anlatıyor:
“Eskiden 60 liraya pazara çıkardık, şimdi bin lirayla pazara gidiyoruz, yine yetmiyor. Yumurtanın tanesi 10 lira olacak gibi görünüyor. Kimse buna el atmıyor, halk ne yapacak?”
Gıda Krizinin Derinleşen Etkileri
Türkiye’de ekonomik krizin en somut göstergesi, halkın en temel ihtiyaçlara ulaşamamasıdır. Yumurta, düşük gelirli aileler için uygun fiyatlı bir protein kaynağı olarak kritik bir öneme sahip. Ancak artan fiyatlar, bu temel ihtiyacın bile karşılanmasını zorlaştırdı. Gıda krizi, enflasyonun ve gelir eşitsizliğinin derinleştiği bir ortamda daha da görünür hale geliyor.
Zamların gerekçesi olarak sunulan kuş gribi gibi iddialar ise yeterince şeffaf bir şekilde açıklanmıyor. Fiyat artışlarının üretim maliyetlerinden mi yoksa fırsatçılıktan mı kaynaklandığı konusunda kamuoyunda büyük bir güvensizlik var. İktidarın bu süreçte üreticilerden tüketicilere uzanan zincirde denetim mekanizmalarını devreye sokmaması, fiyat artışlarının kontrolsüzce devam etmesine neden oluyor.