Acıklı şeylerle alay edilmez…

Herkes birbirini yargılıyor; herkes şikâyetçi, herkes mağdur, herkes kurban!

Katil kim peki? Sorsan hiç kimse. Herhalde uşak.

Ortada bu kadar çok kötülük, çürümüşlük dururken habire birileri birilerini hedef gösterip kişisel tercihlerinden, sorunlarından, zaaflarından ya da engellerinden vurarak linç ediyor.

Şayet bir sosyal paylaşım sitesinde bulunuyor ise, teşhircilik ve röntgencilik gibi sorunsallı bir durumun altına kafadan imza atmış olduğu gerçeğiyle yüzleşmelidir öncelikle herkes. Evet evet, istendiği kadar inkâr edilsin, burada yaşanan şeyin özcesi budur.

Herkes hiçbir şey yapmasa, hayata bakışını ifade eden paylaşım tercihleriyle ve cümleleriyle ruhunu teşhir ediyor buralarda. Bu noktada kim kimi ya da neyi ne hakla yargılayabilir? Feysbuk ya da herhangi bir sosyal paylaşım sitesinde tek bir vesikalık fotoğraf paylaşımının bile pornografik davranış olduğunu savunan sosyologlar var.

Yok efendim, “ben sadece politik yorumlar yapıyorum da, öteki niye kıçını gösteriyor?” “Ben dünyayı kurtarıyorum da o niye habire kendi dertlerini çığırıyor?” “Ben kocamanım da o niye ufacık?”

Sana ne kardeşim! Herkes sahip olduğu kadarını sunar hayata. Sana bir zararı var mı? Onun sayfasını ziyaret etmezsen görmeyeceğin, ona çemkirmezsen maruz kalmayacağın, listenden çıkarırsan rahatlıkla haber akışına düşmesinden kurtulabileceğin şeyler bunlar, farkında mı değilsin acaba? Sanki sen büyüksün de neye yarıyor; yaptığın bu çirkinlikle herkesten çok daha ufak olduğunu kanıtlıyorsun haberin yok.

Kaldı ki, senin belki tek bir kişisel fotoğrafın bile yok sayfanda ama çarşaf çarşaf gırtlak kesme, deri yüzme, tecavüz, çocuk cinayeti, katliam fotoğrafı paylaşıyorsun örneğin. Biliyor musun, sözde “duyarlı insan” olmak adına yaptığın bu şey, pornografinin dibidir! Ve üstelik, uzun vadede vahşeti kanıksatarak legalize eden, kitleleri sindiren, tam da sistem mühendislerinin ekmeğine yağ süren, son derece çarpık bir eylemdir. Keşke poponu göstersen; ondan herkeste bir tane var zaten ve emin ol senin yaptığın şey kadar sorun teşkil etmez.

Koca koca aydın, solcu hatta devrimci, marksist vs. geçinen adamlar, kadınlar doluyorlar dillerine misal zavallı bir kadını, yok neden ıvır zıvır paylaşıyormuş, yok bedeninden başka kuracak bir cümlesi yok muymuş?

Ya da bir yazarı kendileri gibi düşünmüyor, insanlarla onlar gibi yoz ilişkiler kurmayı reddediyor diye en belden aşağısından vurarak, en insanî değerleri ayakları altında çiğneyerek linç ediyorlar.

En kolay hedefleri ise ise onlar gibi kallâvi vizyonları olmayan küçük, dertli insanlar. Hem bir yandan halkı kutsuyor, hem de öte yandan her fırsatta halka “ebleh”, “peyk-uydu” gibi aşağılayıcı sıfatlar takmaktan geri durmuyorlar sırıta sırıta.

Hepsi istiyor ki herkesin çıtası kendisininkinin yüksekliğinde olsun. Herkesin endazesi elindeki cetvelin boyu kadar. Değilse, allah yarattı demiyor.

Yaşadığımız coğrayada yargılanacak onca alçaklık dururken, insanların kendilerini ifade ediş yöntemlerine kaldı bütün mesele. Kendini sözde değiştirmeye soyunduğu şeyden farklı bir şeye dönüştürmeyi beceremeyen yurdum yarıaydını, nefrette buldu çareyi.

Üstelik de öylesine basitler ki zannedersin hepsi dünyayı kurtaran en kahraman rıdvan, diğer insanlar çöp. Bir klavyenin arkasına gizlenmiş, çamur attıkları insanların kendilerine ulaşamayacağının kalleşçe rahatlığıyla sıvıyorlar da sıvıyorlar kendi içlerindeki pisliği etrafa.

Oysa ki hiç kimsenin doğru dürüst bir halta yaradığı yok burada kendini kandırmaktan başka. Her gün takvimlerden bir acı indirip asıyoruz duvarımıza, ama çok daha beterlerinin listeye eklenmesinin hiçbir şekilde önüne geçemiyoruz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de hayatımızı bu şah olmadan şahbaz olmuşlar kirletiyor olanca vicdansızlıklarıyla.

Hepimiz bizi yok etmeye, iğdiş etmeye kurgulanmış hayata karşı “biz de varız,” demeye çalışıyoruz bütün sosyal paylaşım sitelerinde, o kadar! Kimimizinki az kimimizinki çok, ama çaresizlikten kaynaklı bir zavallılıktır bu aslında.

Sokaklardan sürgün edilmiş, faşist tehditlerle bastırılmış isyanlarımızı kimi kez sahte isimlerle bir ekrana bağırmak acıklıdır.

İnsanın hastalığını hiç tanımadığı insanlarla paylaşarak kimsesizliğini gidermeye çabalaması acıklıdır.

Ayrıldığı sevgilisini arayamayıp, “ben burdayım ne olur gel beni bul,” anlamına gelen yer bildirimleri yapması acıklıdır.

Ağlaması, derdini hayatında hiç görmediği ve görmeyeceği insanlara dökmesi acıklıdır.

Yıllarca birlikte yaşadığı insanlara, sevdiğine gündelik hayatta ağzıyla kuş tutsa anlatamadıklarını ya da söylemeye cesaret edemediklerini buradan göndermeler yaparak anlatmaya çabalaması acıklıdır.

Evinde kuru ekmeği yokken, pahalı kafelerde fotoğraflar çektirerek yoksulluğunu gizlemeye çalışması acıklıdır.

Gençliğini kaybetmiş kırışık yüzünün fotoğrafını filtreleyerek paylaşıp, hayata bir küçük feyk atmaya çabalaması acıklıdır.

Maruz kaldığı hainlikler karşısında tek başına çırpınması acıklıdır.

İki cümle, üç dize karalayıp sonra dönüp dönüp beğenenleri sayması acıklıdır.

Diyelim ki gerçekten histerik, ilgi delisi, hayatı ağır travmalarla geçtiği için kalbinde büyük bir yoksunluk duygusu ile yaşayan biri olsun karşımızdaki ve bize sürekli bunların yansımalarını hissettirsin, bu çok daha acıklıdır.

BÜTÜN BU İNSAN HALLERİ ASLINDA ÇOK ACIKLIDIR VE ACIKLI ŞEYLERLE ALAY EDİLMEZ!

Yaşamak, hele ki böylesine birbirine yabancılaşmış hatta nefretle kutuplaştırılmış insanlardan oluşan bir toplumun içinde var olmaya çalışmak, yalnız kalmamaya, kendin olmaya direnmek acıklıdır!

ACIKLI ŞEYLERLE ALAY ETMEK İSE ALÇAKLIKTIR!

Başkalarının alanına girerek saldırmadığı, taciz etmediği şiddet ve nefret propagandası yapmadığı sürece hiç kimsenin hiç kimseyi kendi kişisel alanındaki kişisel tercihlerinden ya da davranış kalıplarından dolayı yargılayıp hedef göstermeye, alay etmeye hakkı yoktur.

Bu uçsuz bucaksız sosyal medya alanında kimse kimsenin şakağına kendisi ile muhatap olması için silah dayamıyor.

KENDİLERİNE BENZEMEYEN İNSANLARIN KEDERLERİNE TÜKÜRENLERİN, GÜN GELİR SURATINA TÜKÜRÜLÜR!

*Resim çalışması: İbrahim Balaban

Rabia MİNE
Latest posts by Rabia MİNE (see all)