ABD’nin yeni Ortadoğu politikası, Arap Ülkeleri ile Esad arasında yakınlaşma

‘Arap ülkelerinin Suriye’yle diplomatik ve ekonomik ilişkileri yeniden canlandırma adımlarını’ analiz eden Reuters, ‘ABD’nin Çin’e odaklanıp Ortadoğu’dan çekilmesi ve ekonomik hesapların yanısıra Suriye’de İran ve Türkiye’nin kendilerine rol biçerek oluşturdukları nüfuza nasıl karşı konulacağı endişesinin de bunda rol oynadığını’ yazdı.

ABD’nin Afganistan’dan tümden çekilmesi, Irak’tan muharip askerlerini yıl sonunda çekeceğini açıklaması, Suriye’yle ilgili benzer beklenti yaratırken, Arap ülkeleri de Şam yönetimine yönelik baskı ve tecrit politikalarından çark adımları atıyor. ABD, Britanya, Fransa ile bölgesel müttefiklerinin vekalet savaşına karşı zafer kazanmış pozisyondaki Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la ‘Arap ülkelerinin diplomatik ve ekonomik ilişkileri yeniden canlandırma adımlarına’ dair analiz yayımlayan Londra merkezli Reuters haber ajansı, “Esad’ın 20 yıllık başkanlığını mayıstaki seçimle uzatması, Batılı devletler tarafından dışlanmışlık statüsünü kırmaya yetmedi, ancak Arap liderler, iktidardaki sağlam hakimiyetini kaybetmeyeceği gerçeğiyle uzlaşmaya gidiyor” dedi.

‘ABD’nin Afganistan’dan çıkış kaosu karşısında kendi rotalarını çizmeleri gerektiği kanaatine varan ve Çin’in meydan okumasıyla meşgul Washington’ın Ortadoğu’dan elini ayağını iyice çekmesini bekleyen Arap liderlerin, yıllardır süren çatışmalar ve Kovid-19 pandemisinden darbe üzerine darbe yemiş ekonomileri nasıl yeniden canlandıracakları gibi kendi öncelikleri tarafından yönlendirildiğine’ dikkat çeken analizde şu yorumlar yapıldı:

“Kahire, Amman ve Abu Dabi gibi Arap başkentlerinde siyasi değerlendirmeler de büyük önem taşıyor. Bunlar arasında Esad’ın en güçlü destekçisi olan ve Suriye’nin yeniden bütünleşmesi için bastıran Rusya’yla olan bağları ve Suriye’de İran ve Türkiye’nin kendilerine rol biçerek oluşturdukları nüfuza nasıl karşı konulacağı da yer alıyor. Türkiye ile bölgedeki Sünni İslamcılara desteği – Esad’ın kontrolünün dışında kalan kuzey Suriye’nin bir bölümü de dahil olmak üzere – İslamcı gruplara karşı Şam’la ortak davada buluşabilecek Arap yöneticiler için özellikle endişe kaynağı. Ancak Arapların Şam’la yakınlaşmasının işaretleri artarken -Ürdün Kralı Abdullah 10 yıldan beri ilk kez bu ay Esad’la telefonda konuştu- ABD politikası karmaşık bir etken olmaya devam edecek. BM Güvenlik Konseyi kararında belirtildiği gibi siyasi geçiş talep ettiği Suriye’ye yönelik politikasında herhangi bir değişiklik olmadığını söyleyen Washington’ın Şam’ı hedef alan ve Başkan Donald Trump döneminde sıkılaştırılan yaptırımları, ticaretin önünde hala ciddi engel teşkil ediyor. Ancak Suriye’nin Başkan Joe Biden için dış politika önceliği olmadığını söyleyen Washington’daki analistler, Çin’e karşı koymaya odaklanan Biden yönetiminin Esad üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla geçen yıl yürürlüğe giren Sezar Yasası kapsamında henüz yaptırım uygulamadığını belirtiyor. Trump yönetiminin Şam’la muhatap olmamaları yönünde uyardığı Arap devletleri de şimdi bu talep için yeniden bastırıyor”.

Reuters’e konuşan Teksas’taki Trinity Üniversitesi’nden Suriye uzmanı David Lesch, “ABD’nin Arap dünyasındaki müttefikleri, Washington’u Şam’a ablukayı kaldırması ve Arapların aile ocağına yeniden katılmasına izin vermesi için teşvik ediyor. Biden yönetimi bir dereceye kadar dinliyor gibi görünüyor” dedi.

‘Bunun Suriye’nin Arap Birliği’nden ihraç edildiği ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi devletlerin Esad’a karşı savaşan (cihatçı) örgütleri desteklediği savaşın ilk yıllarından bir kaymaya işaret ettiğine’ dikkat çeken Reuters, “Esad karşıtı örgütler, Türkiye’nin desteğiyle kuzeyde hâlâ bir dayanak noktasına sahipken, doğu ve kuzeydoğu, ABD destekli Kürtlerin liderliğindeki güçler tarafından kontrol ediliyor” hatırlatması yaparak şöyle devam etti:

“Suriye’nin güneydeki komşusu Ürdün, ekonomik sorunlar ve zengin Körfez komşusu Suudi Arabistan’la ilişkilerindeki sarsıntının eşliğinde Arap siyasetindeki kaymaya liderlik ediyor. Geçen ay Suriye-Ürdün sınırı ticarete tümüyle açılırken, ABD’nin de onayını almışa benzeyen Amman, Suriye üzerinden Lübnan’a Mısır gazı pompalanması anlaşmasının gerisindeki itici güç oldu. Ürdün devletine bağlı el Mamlaka haber kanalına konuşan eski Ürdünlü bakan ve siyasi analist Semih el Meytah ‘Ürdün bu hızla bariyerleri yıkıp bağları yeniden tesis ettiğinde izinden gidecek başka ülkeler de olacaktır’ dedi. Suriye-Ürdün sınır kapısına, bir zamanlar günde Avrupa, Türkiye ve Körfez arasında mal taşıyan yüzlerce kamyon yığılırdı. Ticareti canlandırmak, Ürdün ve ekonomisi derin krizdeki Suriye’ye olacak. Aynı zamanda modern tarihin en keskin ekonomik bunalımlarından birini yaşayan Lübnan’a da yardım edecek”.

“Trump dönemindeki ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jim Jeffrey, Reuters’e verdiği demeçte, “Ürdünlülerin ABD’nin yaptırım uygulamayacağını düşündüklerinden kesinlikle eminim. Bölgedeki medya ve dostlar arasında, ABD’nin artık Sezar Yasası veya başka şeyler kapsamında Esad’a saldırgan şekilde yaptırım uygulamadığına dair muazzam bir spekülasyon dönüyor” dedi.”

Reuters, “Bu ruh hali, Mısır ile Suriye dışişleri bakanlarının 10 yıldır ilk kez bir araya geldiği geçen ayki BM Genel Kurulu ve Suriye ile BAE ekonomi bakanlarının ikili iş konseyinin yeniden canlandırılmasını ele aldığı Expo 2020 Dubai Fuarına da yansıdı” dedi.

Reuters’e teması ‘Birlikte Yükseleceğiz’ olan Suriye pavyonunda konuşan Suriye’nin BAE Büyükelçisi Hasan Abbas, ‘rejimi şeytanlaştırma’ girişimlerine rağmen BAE’nin Suriye’yi Expo 2020’ye davet ettiğini söyleyip “Suriye ile iştigal etmelerinde yeni bir yaklaşım var mı? Evet’ diye ekledi. Bölgedeki birçok ABD müttefiki Şam ile yeni ilişkiler peşinde koşarken, bölgenin ağır sıkleti Suudi Arabistan hala tereddütlü görünüyor. Oklahoma Üniversitesi’nin Suriye uzmanı Joshua Landis, ‘En büyük çaba Suudi Arabistan ile Suriye’yi bir tür uzlaşmaya sokmak ve bence Suudiler yelkenleri indirip yaklaşıyor, sadece ABD’yi beklemedeler’ izlenimini aktardı.

Reuters’e konuşan Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nün Araştırma Direktörü Aaron Stein, “Biden yönetiminin ‘bölgesel hükümetlerin rejim karşısında en iyi olduğunu düşündükleri şeyi yapmasını engellemek için diplomatik sermaye harcamakla ilgilenmediğini’ söyleyerek “ABD’nin Suriye politikası artık IŞİD militanlarıyla savaşmaya ve insani yardıma odaklanıyor” dedi.

Bir ABD Dışişleri Sözcüsü ise Reuters’e şunları söyledi:

“Yapmadığımız ve yapmayacağımız şey, acımasız diktatör Beşar Esad’ı normalleştirme veya rehabilite etme çabalarına desteğimizi ifade etmek, Suriye’ye yönelik tek bir yaptırımı kaldırmak veya Suriye’nin yeniden inşasına karşı tutumumuzu değiştirmek, ta ki siyasi çözüme doğru geri dönüşü olmayan bir ilerleme sağlanana kadar”.