Zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını kaydedenlerin sayısı artıyor…

Güneydoğu’da zırhlı araçla yaşamını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor. 7 Haziran 2023 tarihinde, Yüksekova ilçesinde Van yolu güzergahında ilerleyen bir range tipi zırhlı araç, yol kenarında annesi ve kız kardeşiyle yürüyen 5 yaşındaki Erdem Aşkan’a çarptı. Çocuk olay yerinde hayatını kaybetti. Araç sürücüsü olan uzman çavuş gözaltına alındı. Bu olay, bölgede yaşayan insanların zırhlı araçlara karşı duyduğu öfke ve korkuyu bir kez daha ortaya çıkardı.

Zırhlı araç çarpmalarının en çok yaşandığı iller arasında Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Batman yer alıyor. Çarpma olaylarının büyük bir kısmında polis veya askerlerin kullandığı zırhlı araçlar, yayaların üzerine sürülüyor veya kavşaklarda kural ihlali yaparak diğer araçlara çarpıyor. Bu olaylar sonucunda ölen veya yaralananların çoğunluğunu ise kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oluşturuyor.

Zırhlı araçlar, terörle mücadele kapsamında güvenlik güçlerinin kullandığı ağır tonajlı ve çelik zırhla kaplı araçlardır. Bu araçlar, geçmişte daha çok kırsal alanda ve yüksek riskli operasyonlarda kullanılırken, 2015 yılında başlayan hendek olaylarından sonra şehir merkezlerinde de yaygınlaştı. Güvenlik yetkilileri, bölgede terör tehdidi olduğu için zırhlı araç olmadan görev yapmanın mümkün olmadığını savunuyor. Ancak bu araçlar, sivil yerleşim yerlerinde ve trafiğe açık yollarda seyrettiği için birçok kazaya ve ölüme neden oluyor.

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) yayınladığı rapora göre, son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. Bu olayların sonucunda 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplamda 36 kişi hayatını kaybetti. Bu olaylarda yaralanan 81 kişiden bazıları ise fiziksel kayıplarla yaşamını sürdürmek durumunda kaldı. Ölüm ve yaralanmaların en çok çocuk ve yaşlı yetişkinleri etkilediği görülüyor.

Bu ölümlerin en son kurbanlarından biri olan Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, Zırhlı aracın çarptığı beş yaşındaki Erdem Aşkan öldü. Konuya ilişkin konuşan çocuğun babası Erdal Aşkan, “Bilerek vurup öldürdüler oğlumu, bu kasten gerçekleşmiştir, bir kaza değildir. Oğlum o yolda annesi ve kız kardeşiyle beraber yan yana yürürken ne hikmetse sadece oğluma çarpıp öldürüyor” ifadelerini kullandı.. Aşkın’ın tek isteği, sorumluların cezalandırılması ve adaletin yerini bulması.

Ancak bu istek pek de kolay gerçekleşmiyor. Zira zırhlı araç kazalarında cezasızlık politikası uygulanıyor. İHD raporuna göre, bu tür olaylarda soruşturma açılmıyor, açılan soruşturmalar ise takipsizlikle sonuçlanıyor. Zırhlı araç sürücüleri ise genellikle gözaltına alınmıyor, alınsa bile serbest bırakılıyor. Bu durum, mağdurların ve yakınlarının adalet arayışını zorlaştırıyor.

Zırhlı araçların sivil yerleşim yerlerinde kullanılmasının yasal bir dayanağı yok. Makine Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Mehmet Emin Tümür, zırhlı araçların Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne uygun olmadığını söylüyor. Tümür, bu araçların ağır tonajlı, yüksek ve geniş olduğunu, görüş açısının kısıtlı olduğunu, fren mesafesinin uzun olduğunu ve hız sınırını aştığını belirtiyor. Tümür, zırhlı araçların sadece operasyonel amaçlarla kullanılması gerektiğini, devriye veya asayiş hizmetlerinde kullanılmasının hem hukuka hem de mühendislik kurallarına aykırı olduğunu ifade ediyor.

Zırhlı araçlar can almayı sürdürürken, bölgede yaşayan insanlar ise bu duruma tepkili. Zırhlı araçların şehir merkezlerinden çekilmesini isteyen vatandaşlar, bu araçların kendilerini güvende hissettirmediğini, tam tersine korku ve endişe yarattığını söylüyor. Zırhlı araçların sivil yerleşim yerlerinde kullanılmasının bir güvenlik önlemi değil, bir baskı aracı olduğunu düşünen insanlar, bu konuda yetkililerin duyarlı olmasını ve acil önlem almasını talep ediyor.