Türkiye’ye baktığımda kötümser bir ruh haline sürükleniyorum. Duygusal olarak çöküntü içinde bu ruh halinden nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Yok, asla çıkamam. Kolay değil. Üstelik sağ beynini çalıştıran bir insansan bu daha da zor! Yine de olmak istediğim ruh haline odaklanıyorum.
Eyleme geçiyorum.
Durun hemen telaşlanmayın, heyecanlanmayın, devrimci eylem değil. Parti başkanlığını bıraktığım günden beri devrimci eylemim olmadı. Yazılarım, yazdığım kitaplar şiirler devrimci eylem sayılır mı acaba?
Karşılaştığım talihsiz olaylarla başa çıkabiliyorum, ruhumda esen şiddetli rüzgârları, fırtınaları da atlatabiliyorum. Fakat sokağa çıktığımda “yalancı dünya” iyiliklerinden çok kötülüklerle, kötülerle dolu. Beynimde çarpışan şu sözcükleri haykırmak istiyorum; vicdansız halinizden anlaşılıyor; savaştan, mültecilikten zerrece haberdar değilsiniz. Yazarınızdan doktorunuza, politikacınıza bakıyorum da aklınızı yitirmişsiniz. Saçma sapan sözleriniz, açıklamalarınız, utanmazca yazdığınız makaleleriniz beni kahrımdan öldürecek.
Dilerim bir gün mülteci olursunuz!
Suriyeli mülteciler gelmeden önce sanki et ucuzdu.
Suriyeliler gelmeden önce sanki bu ülkede huzur vardı.
Suriyeliler gelmeden önce sanki hırsızlık yapmıyordunuz.
Suriyeliler gelmeden önce sanki Türkiye güllük gülistanlıktı da Suriyeliler geldi, bağınız bahçeniz kurudu.
Yazıklar olsun!
Siz bunu hep yapıyorsunuz.
1991-1992 Körfez savaşında Saddam zulmünden kaçan Kürt mültecilere yaptıklarınızı hatırlayın. Katliam korkusuyla sınıra yığılan.1,5 milyon Kürt mülteciye de aynı sözleri söylemiştiniz. Yağmur, çamur altında, yersiz yurtsuz dağlarda yağmur, çamurla cebelleşen çocukları, hamile kadınları görmezden gelmediniz mi? Sınırları kapatın demediniz mi?
Dilerim mülteci olduğunuzda sığınacak tek liman, tek ağaç kovuğu bulamazsınız.
Türkiye’nin Doğu’sunda deprem ya da her hangi bir felaket olduğunda da aynı ırkçı tepkiyi gösteriyorsunuz.
Bu sözleri sağ beynim söylüyor. Sol beynim çok az çalışıyor. Hesap kitaptan, paradan puldan anlamaz. Ben duygu insanıyım fakat depremin sebebini bilecek kadar çalışır sol beynim. Yine de sağ beynim der ki depremde evleri yıkılan insanlar gelsin ülkemize. Yüreğim onların yurdudur gelsin otursunlar. Savaş mültecilerine asla defolun gidin demez beynim. Gelsin otursunlar yüreğime, yüreğim yurtlarıdır.
Sadece bunlar da değil, sokakta zorla dilendirilen çocukları, şiddete uğrayan kadınları, ya da acı çeken bir insan gördüğümde açarım yüreğimin kapılarını. Hep uyarılırım bu konuda “Yahu Cennet açma yüreğini her mağdur sandığına.” Mağdur insandan ne zarar gelecek ki? Varsın otursun yüreğime.
- Yazar Takdir bekler mi? - 14 Ağustos 2024
- Kör İnanç ve Terör - 4 Ekim 2023
- Z Kuşağı ve Deprem! - 9 Şubat 2023