Kadim Işığın Gölgesinde: Zerdüştlüğün Yükselişi, Düşüşü ve Sessiz Direnişi

Binlerce yıl önce İran coğrafyasında doğan Zerdüştlük, bugün hâlâ hem inanç hem de kimlik mücadelesinin bir parçası. Ahura Mazda’nın iyilik ilkesiyle Angra Mainyu’nun kötülüğü arasındaki ezeli savaş, yalnızca dini bir anlatı değil; aynı zamanda tarihin ve siyasetin de derin izlerini taşıyor.

Zerdüştlüğün Doğuşu: Tek Tanrı, İyilik ve Aydınlanma

Zerdüştlük (Zoroastrianizm), İslamiyet öncesi İran’ın en eski dinlerinden biri olarak kabul ediliyor. Öğretileri Avesta adlı kutsal metinlerde toplanan bu inanç sistemi, Zarathuştra Spitama —Batı dillerinde bilinen adıyla Zoroaster— tarafından kurulmuştu. Zerdüştlük hem tek tanrılı hem de düalist bir yapıya sahip: Evrenin iyilik ilkelerini temsil eden Ahura Mazda, kötülüğün simgesi Angra Mainyu’ya karşı ezeli bir mücadele veriyor.

Zarathuştra’nın doğum tarihi kesin olmamakla birlikte, araştırmalar onu MÖ 1200–600 yılları arasına yerleştiriyor. Doğduğu coğrafya, bugünkü İran’ın kuzeydoğusu veya Afganistan’ın batısı olarak tahmin ediliyor. Zerdüştlük, çoktanrılı bir toplum yapısında tek tanrı inancını savunarak devrim niteliğinde bir dini reform başlatmıştı. Zerdüşt, hem soyluların hem de din adamlarının halk üzerindeki baskısına karşı çıkarak adalet, akıl ve hakikat temelinde yeni bir dünya anlayışı önerdi.

İnanç Sisteminin Kalbi: Ahura Mazda ve Kutsal Erdemler

Zerdüştlüğün merkezinde Ahura Mazda bulunur. O, “Bilge Rab” anlamına gelir ve evrendeki iyiliğin kaynağıdır. Ahura Mazda’nın karşısında ise kötülüğün ruhu Angra Mainyu (Ahriman) yer alır. Bu düalist yapı, yalnızca dini bir metafizik değil, aynı zamanda etik bir duruşu da yansıtır: İnsanlar, yaşamları boyunca iyi veya kötü eylemleriyle kendi kaderlerini belirler.

Zerdüştlükte ayrıca altı kutsal erdemi temsil eden Ameşa Spenta kavramı yer alır. Bunlar; iyi düşünce (Vohu Mana), doğruluk (Asha Vahishta), kutsal bağlılık (Spenta Ameraiti), adaletli yönetim (Khashatra Vairya), sağlık (Hauravatat) ve ölümsüzlük (Ameretat) ilkeleridir. Bu erdemler, hem bireyin hem de toplumun etik yaşamını şekillendirir.

Doğaya zarar vermemek de Zerdüştlüğün temel ilkelerinden biridir. Bu nedenle birçok araştırmacı, Zerdüştlüğü “dünyanın ilk ekolojik dini” olarak tanımlamaktadır. Ateş ise bu inanç sisteminde ilahi bilgeliğin, saflığın ve aydınlanmanın sembolüdür.

Bir İmparatorluğun Dini: Yükseliş ve Altın Çağ

Zerdüştlük, Pers Ahameniş İmparatorluğu döneminde resmî din haline geldi. Büyük Kiros (Cyrus the Great), bu inancı benimseyen ilk hükümdarlardandı. Kiros, Zerdüştlüğü dayatmadan imparatorluğu yönetmiş; farklı inançlara hoşgörü göstererek siyasi bir denge kurmuştu. Bu yaklaşım, özellikle Yahudi halkı için büyük bir anlam taşıyordu: Kiros’un Babil esaretinden kurtardığı Yahudilere Kudüs’e dönme izni verdiği tarihsel bir gerçek olarak kabul edilir.

Bu dönem, Zerdüştlüğün Orta Asya’dan Anadolu’ya, Mısır’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyada yayılmasına zemin hazırladı. İpek Yolu üzerindeki kültürel alışveriş sayesinde bu inanç, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi büyük dinleri de dolaylı biçimde etkiledi.

Arap İstilası ve Sessiz Çöküş

Ancak Zerdüştlüğün hâkimiyeti 7. yüzyılda Arap İslam ordularının Pers topraklarına girmesiyle son buldu. 633–651 yılları arasında gerçekleşen fetihlerle Sasani İmparatorluğu yıkıldı. Yeni yönetim, Zerdüşt inancını baskı altına aldı; yüksek vergiler, sosyal ayrımcılık ve idari baskılarla topluluklar yavaş yavaş İslam’a geçmeye zorlandı.

Bu süreçte binlerce Zerdüşt ya dininden vazgeçti ya da göç etmek zorunda kaldı. İran’da kalan küçük cemaatler ise inançlarını gizli ya da sınırlı bir şekilde sürdürdü. Zerdüştlüğün büyük kısmı bu dönemde Hindistan’a göç ederek yeni bir yaşam kurdu. Bu diaspora topluluğuna “Parsi” (Farslı) adı verildi.

Zerdüştlük Bugün: Sessiz Bir Direniş

Günümüzde Zerdüştlüğün dünya genelinde 100.000 ila 200.000 arasında takipçisi bulunuyor. En büyük topluluk Hindistan’daki Parsi cemaatidir. İran’da ise yaklaşık 25.000 civarında Zerdüşt yaşamaktadır. Ancak İran’daki bu topluluk, Şii teokratik yönetim altında sistematik baskılara ve ayrımcılığa maruz kalıyor.

Zerdüştler ayrıca Irak Kürdistanı, ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya, Tacikistan, Özbekistan ve Körfez ülkelerinde küçük ama örgütlü topluluklar halinde yaşamlarını sürdürüyor. Zaman içinde kimliklerini koruyabilmek için geleneklerini, dini ritüellerini ve dilsel miraslarını diaspora içinde yaşatmayı başardılar.

Bir Dinin Ötesinde: Kültürel ve Etik Miras

Zerdüştlük yalnızca bir inanç sistemi değil; aynı zamanda İran kültürünün, Orta Doğu tarihinin ve dünya düşünce mirasının önemli bir bileşenidir. İyilik-kötülük ikiliği, ahlaki sorumluluk, özgür irade kavramları ve doğaya saygı ilkesi, hem antik dünyada hem de modern etik anlayışta derin izler bırakmıştır.

Bugün bu kadim inanç, devlet baskısı, modernleşme ve diaspora koşullarına rağmen yaşamaya devam ediyor. Sessiz ama köklü bir dirençle…


Kaynakça:

  • Encyclopedia Britannica – Zoroastrianism
  • Boyce, Mary. Zoroastrians: Their Religious Beliefs and Practices. Routledge, 2001.
  • Foltz, Richard. Spirituality in the Land of the Noble: How Iran Shaped the World’s Religions. Oneworld, 2004.
  • Avesta – Zerdüştlüğün Kutsal Metinleri.
  • Nokta Haber Yorum, analiz derlemesi.