Yargıtay 3. Ceza Dairesi, cezaevinde bulunan Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği ikinci hak ihlali kararına da uymadı.
Daire kararında AYM’ye yönelik sert ifadeler yer aldı ve şu değerlendirmelere yer verildi:
“Meşruiyeti kamuoyunda tartışılır hale gelmiş ve Dairemizin 08.11.2023 tarihli kararında da açıkça izah edildiği üzere Anayasa hükümlerini ihlal ettiği belirlenen Anayasa Mahkemesi’nin bir hak ihlali kararına ilişkin Anayasa’nın 154. Maddesi kapsamında verilen Yargıtay’ın tespit niteliğindeki bir değişik iş kararının mahiyetinin hukuk sisteminde tanımlanıp tanımlanmadığına, Anayasa Mahkemesi tarafından karar verilemeyeceği gibi (…) her değişik iş kararının içeriğinin mevzuatta açık şekilde tanımlanmış olması gibi bir zorunluluk da mevcut değildir.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararı, esasında bir tespit niteliğinde olduğu için derece ve temyiz mahkemeleri tarafından verilen ihlali meydana getiren hükmü, kendiliğinden ortadan kaldırma gücüne sahip değildir.”
Kararda bireysel başvuruyu “olağanüstü kanun yolu” olarak nitelendirmek mümkün olmadığı da belirtilerek, “Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurular sonucu önüne gelen dosyalarda süper temyiz merci gibi davranmak suretiyle kendisi gibi yüksek mahkemeler olan Yargıtay ve Danıştay’ın, Anayasal yetki ve görev alanlarına müdahale etmesi halinde, ortada hukuki değerden yoksun ve yasal yetkiler aşılmak suretiyle verilen bir karar bulunacağından; ihlal kararının mahiyeti değerlendirildikten sonra Anayasa’yı ihlal eden Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uyulmayacaktır” denildi.
Dava süreci
Gezi Davası’nda yargılanan sekiz sanıktan biri olan Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştı. Mahkeme, Can Atalay hakkında TCK’nin 312. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçuna “yardım eden” sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapis cezası vermişti.
Cezaevinde tutuklu bulunurken TİP’ten aday olan Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Hatay milletvekili seçildi. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti. Daire, 28 Eylül 2023 tarihinde Osman Kavala, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mader, Tayfun Kahraman’ın cezasını da onadı.
Bunun üzerine Can Atalay’ın avukatları “hak ihlali” gerekçesiyle AYM’ye başvurdular.
AYM, 25 Ekim’de AYM’nin kararı Hatay Milletvekili Can Atalay’ın “seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiği” yönünde karar verdi. AYM’nin kararının gerekçesi 27 Ekim’de Resmî Gazete’de yayımlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay’ın tahliye istemiyle yaptığı başvuruyu reddederek, vardığı kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
3. Daire, Can Atalay hakkında talep edilen tahliye kararına uyulamaması yönünde karar aldı. Ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, “Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası” için suç duyurusu yaptı.
Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu.
Atalay’ın avukatları yeniden AYM’ye başvurdular ve yüksek mahkeme 21 Aralık’ta ikinci kez hak ihlali kararı verdi.