Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek olan gençler, maalesef bugün hayal kırıklıkları ve umutsuzluklarla karşı karşıya. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe’nin dikkat çektiği veriler, ülkemizin genç nüfusu için alarm zillerinin çoktan çalmaya başladığını gösteriyor. Ne eğitimde ne de istihdamda olan (NEET) gençlerin sayısı 4,7 milyona ulaşmış durumda ve bu sayı, İzmir dahil 79 ilin nüfusundan daha büyük. Bu, yalnızca ekonomik bir kayıp değil; aynı zamanda toplumsal bir krizdir.
NEET Nedir ve Türkiye’deki Boyutu Neden Bu Kadar Büyük?
“Ne eğitimde ne istihdamda olan” (NEET) gençler, ekonomik sistemin ve eğitim politikalarının yarattığı en acı sonuçlardan biri. Türkiye’de NEET gençlerin oranı yüzde 25,8 ile Avrupa ortalamasının (yüzde 11,2) çok üzerinde. Almanya’da bu oran yalnızca yüzde 8,8 iken, Türkiye’nin Avrupa’da cinsiyet farkının en büyük olduğu ülke olması da dikkat çekiyor. Kadınlarda NEET oranı yüzde 36,4 ile erkeklerin iki katından fazla.
Bu tablo, genç kadınların istihdam ve eğitim sisteminde daha derin ayrımcılıkla karşılaştığını ortaya koyuyor. Kadınların hem ekonomik hem de toplumsal hayata katılmasını engelleyen politikalar, Türkiye’nin yalnızca bireyler üzerinde değil, toplum genelinde bir “kayıp nesil” yaratma riski taşıdığını gösteriyor.
Eğitim ve Ekonomi Politikalarının Yetersizliği
Bu dramatik tabloyu yaratan iki temel sorun öne çıkıyor: eğitim sistemindeki nitelik kaybı ve güvencesiz iş piyasası. Eğitim politikalarının sürekli değişmesi, gençleri dezavantajlı bir şekilde hayata atıyor. Gençler, nitelikli eğitime ulaşmakta zorlanırken, mevcut ekonomik düzen de onları güvencesiz işlere mahkûm ediyor.
Üniversite mezunu olmak bile artık bir çözüm değil. Nitelikli eğitim ve istihdam bağlantısının kopması, gençlerin hayal ettikleri hayatı kuramamalarına neden oluyor. Bu durum, beyin göçü olarak bilinen yetenekli gençlerin ülkeyi terk etmesine zemin hazırlıyor.
Gençlerin Yurt Dışına Yönelimi ve Beyin Göçü
Yapılan araştırmalar, eğitime devam eden gençlerin en az yüzde 53’ünün yurt dışında yaşamak istediğini ortaya koyuyor. Bu, yalnızca bireysel bir tercih değil; ülkenin eğitim, ekonomi ve sosyal politikalarının gençleri hayal kırıklığına uğrattığının bir göstergesidir. Gençler, kendi ülkelerinde hak ettikleri yaşamı göremediği için geleceğini başka bir yerde arıyor.
Beyin göçü, Türkiye’nin zaten zor durumda olan ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına bir darbe daha indiriyor. Genç nüfus, ülkenin en önemli kaynağıdır. Ancak bu kaynağın sürekli olarak yurt dışına yönelmesi, Türkiye’nin geleceğini tehdit eden bir sorundur.
Gençlik, yalnızca bir demografik grup değil; toplumun yarınlarıdır. Türkiye’de 4,7 milyon NEET gencin varlığı, geleceğimizi tehdit eden bir krizdir. Bu kriz, yalnızca gençleri değil, tüm toplumu ilgilendirir. Eğer bugün gençlerin hayallerine cevap veren bir ülke yaratamazsak, yarın ne ekonomik ne de toplumsal bir başarıdan söz edebiliriz. Gökçe’nin belirttiği gibi, bu kayıp nesli yeniden kazanmak için daha adil, eşitlikçi ve umut dolu bir Türkiye inşa etmeliyiz.
- Rusya ve Putin Suriye’de Kaybedenler Listesinde mi? - 11 Aralık 2024
- Türkiye’nin Kaybolan Gençliği: NEET Sorunu ve Gelecek Tehditleri - 7 Aralık 2024
- Suriye’deki Büyük Oyun: Türkiye’nin Rolü ve Küresel Satranç - 5 Aralık 2024