Türkiye’de temmuz ayından itibaren en düşük emekli maaşı 3.500 TL oldu. En düşük memur emekli aylığı ise 6 bin 78 lira.
Resmi rakamlara göre yıllık enflasyonun yüzde 80’leri aÅŸtığı ülkede gıda ve konut zamları karşısında dayanmak özellikle dar gelirli aileler için günbegün zorlaşıyor.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÃœRK-Ä°Åž) eylül ayı hesaplamalarına göre, Türkiye’de dört kiÅŸilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 245,18 TL, yoksulluk sınırı ise 23 bin 599,93 TL.
72 yaşındaki emekli öğretmen Nabi BelekoÄŸlu 7.500 TL emekli aylığı alıyor ve bu miktarın 5.500 TL’sini kiraya veriyor.
Kirasını ödedikten sonra cebinde iki bin lira kalan emekli öğretmen Nabi Belekoğlu açlık sınırının altında. O nedenle gıda, doğal gaz, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarını gidermesi pek kolay olmuyor.
Bazı temel gıdalardan vazgeçtiğini anlatan Belekoğlu, ucuz gıda için de dolaşmak zorunda kaldığını anlatıyor.
”Benim bu parayla ayakta kalabilmem için yaÅŸama ÅŸeklimi deÄŸiÅŸtirmem gerekiyor. Ucuz gıda için dolaÅŸmaya baÅŸladım en ucuz olan domatesi alıyorum. Ya da almıyorum. Yani pek çok ÅŸeyi almaktan vazgeçtim. YoÄŸurt yiyemiyorum, kayısı alamıyorum, balık tüketemiyorum. En ucuz balık 60 lira olmuÅŸ, balığa ya da ete selam vermiyorum. Bu yeterince beslenememek demek. Bütün emekliler bu durumda.”
Henüz soğuk havalar kendisini hissettirmedi ama Nabi Belekoğlu doğal gaz faturasını nasıl azaltacağını düşünüyor:
”DoÄŸal gazı az kullanacağım, evin içinde montumu giyeceÄŸim. Suyu az tüketeceÄŸim, elektriÄŸi karanlık bastırmadan kullanmayacağım. Kiralar çok pahalı, insanlar tersine göçe baÅŸladı. Hayat pahalı.”
60 yaşındaki emekli Zehra Ulusoy için de durum benzer. O da artan enflasyon karşısında evinde ve mutfağında bir dizi tedbir almak zorunda kalmış.
Ulusoy, durumunu şu şekilde özetliyor:
‘‘Son yıllarda artan elektrik, doÄŸal gaz ve su faturalarına karşı boÄŸazımızdan kesmeye baÅŸladık. Aldığımız maaÅŸlar yetmiyor. Artık bir çeÅŸit yemekle doymaya çalışıyoruz. Çünkü fatura ödemek zorundayız. Eskiden lambalar açıkken rahatsız olmazdım. Ama ÅŸimdi fazladan bir lamba açık kalsa hemen kapatıyorum. Geceleri prizlerdeki fiÅŸleri çekmeye baÅŸladım. Evimdeki elektrikli aletler bozulacak diye çok korkuyorum. Dikkat ediyorum, buzdolabım bozulsa alamam. Yakın zamanda salonun perdesini yıkadım, makineden parçalanarak çıktı. OÄŸlum doÄŸduÄŸunda aldığım perdeydi. Ve ben ÅŸimdi nasıl yeni perde alacağım diye düşünüyorum. Bunlar küçük bir örnek ama yaÅŸam kalitemiz düşüyor.”
Åžimdiden doÄŸal gaz tüketimini nasıl azaltacağını düşünen Ulusoy, “sadece oturduÄŸum salonun kaloriferini açacağım” diyor.
İmam Balsever de ülkedeki ekonomik krizden etkilenenlerden. Aldığı maaşı söylemek istemiyor ama kısa bir süre önce ekonomik sorunlardan dolayı önce arabasını satmak zorunda kalmış sonra da daha küçük bir eve taşınmış.
Bu yazı köyünde geçirmiÅŸ olmasına raÄŸmen, gelen yüksek faturalardan ÅŸikayetçi. Zehra Ulusoy ve Nabi BelekoÄŸlu’un aksine, Ä°mam Balsever doÄŸal gazı açmayacağını söylüyor.
”DoÄŸal gazı açmayacağız, net olarak söyleyeyim. Sobaya döneceÄŸiz, evimde bi bacam var. AkÅŸam bi soba yakacağım. Çünkü doÄŸal gaz artık lüks. Ãœzerimize battaniye atacağız bu sene. Sadece doÄŸal gaz deÄŸil faturalar üçe katlandı. Biz bunu hak etmiyoruz, otuz yıl çalıştım. Vergi verdim, emekliliÄŸi hak ettim. Ä°nsan gibi yaÅŸamamız gerekirken, yalvarır duruma geldik.”
”Bu yıl peynirimi, yağımı memleketimden getirdim. Çünkü artık buradan alamıyorum”
Gıda enflasyonuna karşı bir çok üründen vazgeçtiğini anlatan emekli Balsever, artık günlük alışveriş yaptığını ifade ediyor.
”Bu yıl memleketimden peynirimi, yağımı getirdim. Buradan alamıyorum, her ÅŸey çok pahalı. Bir kilo domates yerine iki tane alıyorum.
Biber alamıyorum artık. Zaten bir aydır markette acı biber yok. Satamıyoruz diyorlar ve o nedenle markete acı biber getirilmiyor. Market getiremiyorsa, ben evime nasıl alayım? Bir yıldır yeÅŸil sebze almadım. Çok pahalı. Günlük tüketiyoruz her ÅŸeyi. Zaten etiketler her gün deÄŸiÅŸiyor. Denetleme de yok.”
Uzun yıllar devlet kurumlarına emek verdiklerini anlatan emekliler, enflasyon karşısında ezilmek istemiyor ve bu nedenle yetkililerden insanca yaşamanın koşullarının sağlanmasını talep ediyor.
Türkiye’de yaÅŸayan emekli sayısı 13 milyondan fazla
Türkiye genelinde 8 milyon 615 bin işçi emeklisi, 2 milyon 718 bin esnaf emeklisi ve 2 milyon 389 bin memur emeklisi olmak üzere toplam 13 milyon 722 bin kişi emekli aylığı alıyor.
Türkiye Emekliler Derneği’nin haziran ayında yaptığı bu araştırmaya göre İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde hemen hemen her beş kişiden biri emekli. Ve bu üç ildeki emekli sayısı neredeyse 5 milyonu buluyor.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- AkÅŸener, ErdoÄŸan’dan Ne Ä°stedi? - 7 Haziran 2024