Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti

“Çocukların çalışmak zorunda kaldığı bir dünyada, insanlık kaybetmiştir.”

Son yıllarda Türkiye’de çocuk işçiliği sorunu, toplumsal bir yara olarak varlığını sürdürmekte ve çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini derinden etkilemektedir. Özellikle son bir yıl içerisinde en az 66 çocuğun iş yerlerinde hayatını kaybetmesi, bu sorunun boyutlarını gözler önüne sermektedir. Çocuk işçiliği, sosyolojik bir fenomen olarak ele alındığında, toplumsal yapının ekonomik, kültürel ve politik unsurlarıyla yakından ilişkilidir. 

Çocuk işçiliği, toplumsal eşitsizliklerin ve ekonomik yoksulluğun doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, ailelerin ekonomik zorluklar nedeniyle çocuklarını çalıştırmak zorunda kalması, bu sorunun temel sebeplerinden biridir. Sanayi devriminden bu yana, özellikle yoksul ailelerin çocukları, eğitimden uzaklaştırılıp iş gücüne dâhil edilmiştir. Türkiye’de de benzer bir şekilde, kırsal ve kentsel kesimlerde ekonomik sıkıntılar çeken aileler, çocuklarının çalışmasına bir gereklilik olarak bakmaktadır. Bu durum, yoksulluk döngüsünün devam etmesine neden olmaktadır.

Eğitim, bir çocuğun geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Ancak, çocuk işçiliği, çocukların eğitim hayatından kopmalarına ve geleceklerinin tehlikeye girmesine yol açmaktadır. Türkiye’de zorunlu eğitim süresi, çocukları belirli bir yaşa kadar eğitimde tutmayı hedeflese de, birçok çocuk ekonomik nedenlerden dolayı okulu bırakıp çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, çocukların hem eğitim hayatını hem de gelecekteki iş olanaklarını olumsuz etkilemektedir. Eğitimden uzaklaşan çocuklar, çoğunlukla düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalmakta, bu da sosyoekonomik dengesizlikleri derinleştirmektedir.

Son bir yılda çalışırken hayatını kaybeden en az 66 çocuk, iş cinayetlerinin ne denli ciddi bir problem olduğunu göstermektedir. Bu ölümler, çocuk işçiliğinin sadece ekonomik bir sorun olmadığını, aynı zamanda çocukların can güvenliğini tehdit eden bir mesele olduğunu gözler önüne sermektedir. Güvencesiz çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği kurallarının yetersizliği, denetim eksiklikleri ve işverenlerin maliyetleri azaltma çabaları, çocuk işçilerin hayatını tehlikeye atmaktadır. Çocuk işçilerin, tehlikeli işlerde çalıştırılmaları, yaşlarına ve fiziksel kapasitelerine uygun olmayan ağır iş yükleriyle karşı karşıya kalmaları, iş kazalarına ve ölümlere zemin hazırlamaktadır.

Türkiye’de çocuk işçiliği, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir sorundur. Geleneksel aile yapısı ve toplumsal normlar, çocukların küçük yaşta iş hayatına atılmalarını normalleştirmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde, çocukların erken yaşta çalışmaya başlamaları, bir sorumluluk olarak kabul edilmekte ve ailelerin çocuklarını çalıştırmaları toplum tarafından desteklenmektedir. Bu durum, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen bir kültürel yapı oluşturmaktadır.

Çocuk işçiliği sorununun çözümü, kapsamlı ve çok boyutlu politikalar gerektirmektedir. Öncelikle, çocuk işçiliğiyle mücadelede etkin denetim mekanizmalarının kurulması ve iş sağlığı ve güvenliği yasalarının çocuk işçiler için sıkı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, yoksul ailelerin ekonomik durumlarını iyileştirmeye yönelik sosyal yardım ve destek programlarının hayata geçirilmesi, çocukların eğitim hayatından kopmalarının önüne geçebilir. Eğitim sisteminin kalitesinin artırılması ve çocukları iş gücüne yönlendiren toplumsal normların değiştirilmesi de uzun vadeli çözümler arasında yer almaktadır.

Çocuk işçiliği, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda çocukların geleceğini karartan, toplumsal bir problemdir. Çocukların eğitim hayatından uzaklaştırılıp iş gücüne dahil edilmeleri, onların fiziksel ve psikolojik sağlığını tehdit ederken, toplumsal eşitsizliklerin de derinleşmesine yol açmaktadır. Türkiye’de son bir yılda çalışırken hayatını kaybeden çocukların sayısı, bu sorunun aciliyetini ve çözüm gerekliliğini bir kez daha vurgulamaktadır.


Kaynakça

1-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 Çocuk İşgücü İstatistikleri

2-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Raporları

3-UNICEF Türkiye, Çocuk Hakları ve Çocuk İşçiliği Araştırmaları

Arslan ÖZDEMİR