ABD Başkanı Donald Trump ile Kanada Başbakanı Justin Trudeau arasında yaşanan gergin telefon görüşmesi, iki ülke arasındaki ticaret savaşlarını yeniden alevlendirdi. Trudeau, Trump’la yaptığı ve “renkli” olarak nitelendirdiği görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında gözyaşlarına boğuldu. Ancak bu duygusal anların arka planında, hem uluslararası ticaret gerilimleri hem de Kanada’daki derinleşen gelir adaletsizliği yatıyor.
Trump’ın ‘Ghostlama’ Alışkanlığı ve Ticaret Savaşları
ABD’nin The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre, Trump, Kanada’ya yönelik yüzde 25’lik gümrük vergisini yürürlüğe sokmadan saatler önce Trudeau’nun telefon görüşmesi talebini reddetti. Bu, Trump’ın bir lideri “ghostlaması” (görmezden gelmesi) anlamına geliyordu. Trudeau ise bu hamleye, ABD’ye karşı gümrük vergisi uygulayarak misilleme yaptı. İki lider, nihayet çarşamba günü bir araya geldi, ancak görüşme beklenildiği gibi dostane geçmedi.
WSJ’ye konuşan bir kaynak, Trump ve Trudeau arasındaki görüşmenin “hararetli” geçtiğini ve hatta küfürlerin de yer aldığını belirtti. Trump, daha önce de Kanada’yı “ABD’nin 51’inci eyaleti” olarak nitelendirmiş ve Trudeau’dan “Vali Trudeau” diye bahsetmişti. Bu tür söylemler, iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırıyor.
Trudeau’nun Gözyaşları: Ticaret Savaşları ve İç Politika
Trudeau, Trump’la yaptığı telefon görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında duygusal anlar yaşadı. Kanada’nın ABD’ye karşı “güçlü ve kararlı” bir duruş sergileyeceğini belirten Trudeau, Kanadalıların birliğinin, kendilerinden çok daha büyük bir ticaret ortağına karşı durmalarını sağlayan en önemli şey olduğunu vurguladı. Ancak Trudeau’nun gözyaşları, yalnızca ticaret savaşlarıyla ilgili değildi.
Trudeau, basın toplantısında çocuk bakımı konusunda hükümetinin son politikalarını açıklarken duygusallaştı. “Çocuk bakımı bir adalet meselesidir. Ekonomimizi güçlendirir, onu daha dirençli kılar, bu şu anda daha önce hiç olmadığı kadar önemli” ifadelerini kullanan Trudeau, görevde olduğu 10 yıl boyunca Kanadalıları öncelik olarak “ilk sıraya koyduğunu” söyledi. Ancak bu sözler, Kanada’daki derinleşen gelir adaletsizliği ve sosyal eşitsizlikler karşısında yetersiz kalıyor.
Kanada’da Gelir Adaletsizliği: Trudeau’nun Duygusal Anlarının Arkasındaki Gerçek
Trudeau’nun gözyaşları, yalnızca Trump’la yaşadığı gergin görüşmenin değil, aynı zamanda Kanada’daki iç politik sorunların da bir yansımasıydı. Kanada, son yıllarda artan gelir adaletsizliği ve sosyal eşitsizliklerle mücadele ediyor. Özellikle COVID-19 pandemisi sürecinde, düşük gelirli kesimler daha da yoksullaşırken, zenginlerin servetleri artmaya devam etti.
Trudeau hükümeti, çocuk bakımı ve sosyal yardımlar konusunda adımlar atsa da, bu politikaların yetersiz kaldığı eleştirileri sıkça dile getiriliyor. Özellikle yoksul aileler, çocuklarının eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, ultra zenginler lüks tüketim ve yatırımlarına devam ediyor. Bu durum, toplumun farklı kesimleri arasındaki uçurumu daha da derinleştiriyor.
Ticaret Savaşları ve Gelir Adaletsizliği İkilemi
Trudeau’nun Trump’la yaşadığı gergin telefon görüşmesi ve ardından düzenlediği basın toplantısındaki duygusal anlar, hem uluslararası ticaret savaşlarının hem de Kanada’daki gelir adaletsizliğinin bir yansımasıydı. Trudeau, ABD’ye karşı güçlü bir duruş sergilemeye çalışırken, ülke içindeki sosyal ve ekonomik eşitsizliklerle mücadele etmekte zorlanıyor.
Kanada’nın ticaret savaşlarındaki pozisyonu ne olursa olsun, ülke içindeki gelir adaletsizliği ve sosyal eşitsizlikler, Trudeau hükümetinin öncelikli olarak çözmesi gereken sorunlar olarak öne çıkıyor. Trudeau’nun gözyaşları, bu sorunların ne kadar acil ve derin olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kanada’nın geleceği, yalnızca uluslararası ticaret savaşlarında değil, aynı zamanda ülke içindeki adaletsizliklerle mücadelede de şekillenecek.