İklim Değişikliğinin Ekonomik Etkileri: 38 Trilyon Dolarlık Küresel Zarar

İklim değişikliği, dünya genelinde ekonomik yapıları ve geleceğimizi tehdit eden en büyük faktörlerden biri haline gelmiştir. Yakın tarihli bir araştırma, iklim değişikliğinin yıllık ekonomik zararının “devasa” bir rakam olan 38 trilyon dolara ulaştığını ortaya koymaktadır. Bu, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gerekli emisyon azaltma maliyetlerinin altı katından daha fazla bir miktarı ifade etmektedir.

2049 yılına kadar beklenen ekonomik zararlar, dünya genelinde gelirlerin yüzde 19 oranında düşmesine yol açabilir. Nature dergisinde yayınlanan bu araştırma, özellikle tarihsel olarak sera gazı emisyonlarına en az katkıda bulunan tropik bölgelerdeki yoksul ülkelerin bu durumdan en çok etkileneceğini belirtiyor.

İklim Değişikliği ve Ekonomik Büyüme

Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’nden iklim bilimci Anders Levermann’ın çalışmaları, iklim değişikliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini daha detaylı bir şekilde incelemektedir. Araştırmalar, sıcaklık değişimleri ile ekonomik büyüme arasında güçlü bir korelasyon olduğunu göstermektedir. Ancak, iklim değişikliğinin yağış desenlerini de etkileyerek kuraklık, fırtına ve sel gibi doğal afetlerin sıklığını artıracağı öngörülmektedir.

Araştırmacılar, iklim simülasyonları ve geçmiş verilerden elde edilen bilgileri kullanarak, 2049 yılına kadar dünya çapında gelirin yüzde 11 ile 29 arasında düşeceğini tahmin etmektedirler. Bu, önceki tahminlerden daha yüksek bir düşüş oranıdır ve ekonominin karşı karşıya olduğu ataleti göz önünde bulundurduğunda, net sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için gereken büyük değişikliklerin zaman alacağını göstermektedir.

Bu ekonomik büyüme kaybı, aynı zamanda halkların daha da yoksullaşması anlamına gelmektedir. Ekonomik büyümenin yavaşlaması, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşam standartlarının düşmesine ve gelir eşitsizliğinin artmasına yol açacaktır.

Ekonomik Zararların Eşit Dağılımı

Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelede acil eylem gerekliliğini vurgulamaktadır. Emisyon azaltma çabalarının hızlandırılması ve adaptasyon stratejilerinin geliştirilmesi, gelecekteki ekonomik kayıpları en aza indirgemek için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, iklim değişikliğinin ekonomik etkileri sadece finansal kayıplarla sınırlı değildir; sosyal adalet, sağlık ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri de göz ardı edilemez.

Yoksul ülkeler, zengin ülkelere kıyasla yüzde 61 daha fazla gelir kaybına uğrayacak. İklim değişikliğine nispeten daha az katkıda bulunan ülkeler de orantısız bir şekilde etkilenecek: Tarihsel olarak düşük emisyona sahip ülkeler, yüksek emisyona sahip ülkelere kıyasla yüzde 40 daha fazla gelir kaybına uğrayacak.

Adaptasyon ve Belirsizlikler

Coronese, çalışmanın tahminlerinde çok fazla belirsizlik olduğunu kaydediyor. İklim simülasyonları, ortalama sıcaklıkların artacağını güvenle tahmin ediyor, ancak iklim değişikliğinin bölgesel yağışlar üzerindeki etkileri daha belirsiz. Ekonomik modeller de insanların nasıl davranacağını tahmin edemiyor. Eğer dünya hızlı ve agresif bir şekilde iklim adaptasyon stratejilerini uygulamaya koyarsa, ekonomik zararlar daha düşük olabilir.

Bir başka bilinmeyen ise özellikle kurak geçen bir yıl gibi belirli bir hava olayının bir ekonomiyi ne kadar süreyle etkileyeceği. Levermann, bazı araştırmacıların iklimle ilgili ekonomik zararların yıldan yıla devam ettiğini varsaydığını, diğerlerinin ise insanların ve sistemlerin hızla adapte olmasıyla hızlı bir iyileşme olduğunu varsaydığını belirtiyor. Levermann ve meslektaşları, sıcaklığa bağlı ekonomik zararların yaklaşık 10 yıl, yağışa bağlı olanların ise 4-8 yıl sürdüğüne dair iyi kanıtlar olduğunu söylüyor.

Sonuç

İklim değişikliği, ekonomik zararlar açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu zararların önlenmesi ve azaltılması için adaptasyon stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Yoksul ve düşük emisyonlu ülkeler, iklim değişikliğinden orantısız şekilde etkilenirken, küresel işbirliği ve dayanışma, bu ülkelerin adaptasyon sürecinde desteklenmesi için kritik öneme sahip. Levermann’ın da belirttiği gibi, “Maliyetlerden kaçınmak, zararlar için ödeme yapmaktan çok daha ucuzdur.”

Bu bağlamda, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve adaptasyon stratejilerini hızla hayata geçirmek, hem ekonomik hem de insani açıdan bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

NHY, Eda Kaya

Kaynaklar: Habertürk, İklim Haber, HSE Türkiye, IndyTurk, Ajans Bizim