Özgür Özel Gaziosmanpaşa’dan Seslendi: “Kasadan Bir Lira Çıkmışsa Siyaseti Bırakırım”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Düzce’de düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginin ardından İstanbul’a gelerek Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde açıklamalarda bulundu. Sabah saatlerinde belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı polis operasyonlarını değerlendiren Özel, “Eğer o kasadan bir kuruş para çıkmışsa bugün siyaseti bırakıyorum” sözleriyle sert tepki gösterdi.

Özel’in açıklamaları, yalnızca güncel bir soruşturmaya değil, aynı zamanda yerel seçimlerden bu yana sürdürülen sistematik bir baskı dalgasına işaret ediyor. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alınmasını, “Kayyum atama amacı güden bir kumpasın yeni halkası” olarak niteleyen Özel, süreci Esenyurt’tan İBB’ye uzanan bir siyasi kuşatma olarak değerlendirdi:

“213 gündür süren kumpasların yeni bir halkasındayız. Seçimle alamadıkları belediyeleri iftirayla, yalanla, yargı yoluyla ele geçirmeye çalışıyorlar. Ama biz bu tezgâha boyun eğmeyeceğiz.”

Bu sözler, yalnızca bir parti liderinin tepkisi değil; Türkiye’de son yıllarda sıkça tanık olunan, halkın sandıkla ortaya koyduğu iradeyi yok sayma çabalarının açık bir teşhiri niteliğinde. Özellikle CHP’li belediyelere yönelik yürütülen soruşturmaların çoğunda, gizli tanık ifadeleri, belirsiz deliller ve kamuoyuna servis edilen manipülatif görsellerin kullanılması dikkat çekiyor. Bu çerçevede Gaziosmanpaşa’daki kasadan çıkanların yalnızca belediye mührü ve eski bir hard disk olduğu ortaya konmuşken, bunun kamu yayıncısı TRT tarafından “yolsuzluk” şüphesi gibi sunulması, basının da bu kuşatma siyasetine nasıl dâhil edildiğini gösteriyor.

Özgür Özel, bu çarpıtmalara karşı sert konuştu:

“TRT Genel Müdürü’ne ve o görüntüleri servis edenlere sesleniyorum: Eğer orada bir lira varsa ben siyaseti bırakıyorum. Ama yoksa, bu yalanın bedelini siz ödeyeceksiniz.”

Söz konusu gelişmeler, yalnızca CHP’nin belediye yönetimlerine karşı değil, demokratik işleyişin tamamına yönelmiş bir müdahaleyi işaret ediyor. Nokta Haber Yorum’un daha önce defalarca altını çizdiği gibi, iktidarın seçimle kazanamadığı yerel yönetimlere yönelik saldırıları, artık sistematik bir devlet politikası görünümü taşıyor. Hukukun araçsallaştırılması, kolluk güçlerinin siyasi amaçlarla seferber edilmesi ve medyanın bu sürece gönüllü ortaklığı, Türkiye’de “hukuksuzlukla şekillenen yeni bir otoriter model”in yerleştiğini gösteriyor.

CHP lideri Özel’in Gaziosmanpaşa’dan yükselen sesi ise bu otoriter kuşatmaya karşı verilen mücadelenin sesi oldu:

“Belediyeleri kumpasla değil, sandıkla kazanırsınız. Halk iradesini yok saymaya çalışırsanız, biz de o iradeyi sonuna kadar savunuruz.”

Türkiye’de önümüzdeki dönemin, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda çok daha derin bir demokratik meşruiyet krizine gebe olduğunun işareti olan bu gelişmeler, iktidarın gücünü sandıktan değil, yargı ve emniyet aygıtının zorundan almaya yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor.