Türkiye’nin Dindarlık Haritası Değişiyor: Ateist ve İnançsızların Oranı 17 Yılda Dörde Katlandı

KONDA Araştırma Şirketi’nin uzun yıllara yayılan “Hayat Tarzları Araştırması”, Türkiye toplumunun inanç yapısında önemli bir dönüşüme işaret ediyor. 2008 yılından bu yana periyodik olarak yürütülen araştırma, 2025 verileriyle birlikte Türkiye’de dindarlığın azaldığını, buna karşın ateist ve inançsız bireylerin oranının dikkate değer şekilde arttığını ortaya koydu.

Dindarlık Azalıyor, İnançsızlık Yükseliyor

Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri, ateist ve inançsız bireylerin oranındaki dikkat çekici artış. 2008 yılında kendisini ateist ya da inançsız olarak tanımlayanların oranı yalnızca %2 seviyesindeyken, 2025 itibarıyla bu oran %8’e yükseldi. Bu, 17 yıl içinde dört katlık bir artış anlamına geliyor. KONDA’nın verileri, bu yükselişin lineer değil, son on yılda ivmelenen bir seyir izlediğini gösteriyor.

Dindarlık ise gerileme eğiliminde. 2008 yılında nüfusun %55’i kendisini “dindar” olarak tanımlarken, bu oran 2025’te %46’ya düştü. Yaklaşık %9’luk bu gerileme, Türkiye toplumunda dini aidiyetin daha bireysel ve sorgulayıcı bir düzleme kaydığına işaret ediyor.

İnançlılar Artıyor, Ama Daha Az Dindar

Araştırmada bir başka dikkat çeken başlık ise “inançlı” olarak tanımlanan kesimdeki artış. 2008’de %31 olan inançlı bireylerin oranı, 2025’te %34’e yükseldi. Ancak KONDA, bu artışın, dini pratikleri sıkı sıkıya uygulamayan ama Tanrı inancını sürdüren bireyleri kapsadığını vurguluyor. Yani inançlılık artarken, geleneksel anlamda “dindar” davranış biçimlerinin azaldığı bir tablo ortaya çıkıyor.

Sofuların Sayısı Sabit

KONDA’nın inanç düzeyine göre kategorize ettiği bir diğer grup ise “sofu” olarak adlandırılan, dini kuralları en katı şekilde uygulayan bireyler. Araştırmaya göre, bu grubun oranı 2008’den bu yana %12 seviyesinde sabit kaldı. Yani toplumun en muhafazakâr kesiminde belirgin bir değişim yaşanmazken, dönüşümün daha çok orta ve genç kuşaklarda etkili olduğu söylenebilir.

Toplumsal Değişim ve Sekülerleşme

KONDA’nın araştırması, Türkiye toplumunda giderek daha belirgin hâle gelen sekülerleşme eğilimini de gözler önüne seriyor. Artan kentleşme, dijitalleşme, bireyselleşme ve eğitim düzeyindeki yükselme gibi faktörlerin, inanç biçimlerini dönüştürdüğü görülüyor. Özellikle genç kuşaklar arasında dini aidiyetin yerini daha kişisel ve sorgulayıcı yaklaşımların aldığı dikkat çekiyor.

Araştırma, Türkiye’de dinin toplumsal etkisinin hâlen güçlü olduğunu gösterse de, bu etkinin biçim değiştirdiğine ve bireylerin dinle kurduğu ilişkinin daha kişisel ve seçici hale geldiğine işaret ediyor.

Dindarlık Azalıyor, Çeşitlilik Artıyor

KONDA’nın 17 yıla yayılan verileri, Türkiye toplumunun dini yapısında tek yönlü bir sekülerleşmeden ziyade, çeşitlenen ve farklılaşan bir inanç evrenine doğru ilerlediğini gösteriyor. Dindar nüfus azalırken, inançlı ama dini ritüellere mesafeli bireylerin sayısı artıyor. Ateist ve inançsız bireylerin oranı ise toplumun artık göz ardı edilemeyecek bir kesimini temsil eder hale geliyor.

Bu bulgular, Türkiye’nin sosyokültürel dönüşümünü anlamak isteyen araştırmacılar, siyaset yapıcılar ve toplum bilimciler için önemli ipuçları sunuyor.