Avrupa Birliği’nin Göçmen Anlaşması Raporunda Türkiye’ye Yönelik Eleştiriler

Avrupa Birliği (AB) denetçileri tarafından yayınlanan bir rapor, Türkiye-AB göçmen anlaşmasının etkinliğinin insan haklarına ilişkin endişeler ve ekonomik unsurlar tarafından baltalandığını ortaya koydu. 2016 yılında imzalanan bu anlaşma, AB’nin Türkiye’deki mültecilere mali destek sağlaması karşılığında, Türkiye’nin Avrupa’ya geçmeye çalışan göçmenleri geri almayı kabul etmesini içeriyordu.

Raporda, 2016 darbe girişiminden bu yana Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının (STK) faaliyet koşullarının kötüleştiği ve bu durumun STK’ların projeleri yürütme kabiliyetini zayıflattığı belirtiliyor. Ayrıca, AB denetçileri, 6 milyar euro kaynak ayrılan anlaşmadaki projelerin uygulanması konusunda STK’ların kapasiteleri hakkında endişelerini dile getirdi.

Bu eleştiriler, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde, AB’deki yasadışı göç sorununun ana konulardan biri olduğu bir dönemde gündeme geldi. AB, Türkiye ile benzer anlaşmaları Tunus, Mısır ve Moritanya gibi diğer ülkelerle de yapmıştı. Ancak, rapor, AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun maliyetlere ilişkin yeterli bir analiz sunmadığını ve yardım sona erdiğinde projelerin geleceğinin ne olacağının belirsiz olduğunu vurguluyor.

Avrupa Sayıştayı’nın raporu, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve hukukun üstünlüğü ile temel haklar konusunda yaşanan gerilemelerin, AB yardımını yönetme sürecinde zorluklara yol açtığını belirtiyor. Bu durum, AB’nin insan hakları gibi önemli konulara odaklanmasını zorlaştırıyor ve gelecekteki göç politikaları üzerinde etkili olabilecek bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Bu rapor, AB’nin göçmen politikaları ve Türkiye ile olan ilişkileri hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. İnsan hakları ve ekonomik faktörlerin, göçmen anlaşmalarının etkinliği üzerindeki etkisi, uluslararası ilişkiler ve göç politikaları açısından dikkate alınması gereken kritik bir konudur.

NHY/ Sözcü, Gazete Oksijen, Reuters