Erzincan’ın İliç ilçesinde yaşanan maden faciası, 41 günü aşkın bir süredir devam eden kurtarma çalışmalarıyla Türkiye’nin yüreğini ağza getiriyor. Ancak bu süreç, işçi hakları ve güvenliği konusunda derin yaralar açıyor ve toplumsal vicdanı sorgulamaya itiyor. 13 Şubat’ta meydana gelen ve 9 maden işçisinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bu trajedi, madencilik sektöründeki ihmallerin ve eksikliklerin acı bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor.
Kazanın ardından başlatılan ve hala sonuçsuz kalan arama kurtarma operasyonları, maden güvenliği standartlarının yetersizliğini ve işçi sağlığının ne derece ihmal edildiğini gözler önüne seriyor. İşçilerin, çatlakları fark etmelerine ve yetkilileri uyarmalarına rağmen, alınan önlemlerin yetersiz kaldığı ve bu yüzden hayatlarını kaybettikleri iddiaları, madencilik sektöründe ciddi bir güven bunalımına yol açıyor.
Bu olay, maden işletmeciliği yapan firmaların ve ilgili denetim mekanizmalarının, işçi can güvenliğini ikinci plana atarak, kar maksimizasyonuna odaklandıklarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. İşçilerin hayatlarını hiçe sayan bu anlayış, sadece İliç’te değil, tüm madencilik faaliyetlerinde bir tehlike çanı olarak çalıyor.
Maden kazasının soruşturması sırasında ortaya çıkan bilgiler, işçilerin uyarılarının dikkate alınmadığını ve yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını gösteriyor. Tutuklanan şirket yöneticileri ve sorumlu personel hakkındaki iddialar, madencilik sektöründe sistematik bir sorunun varlığını işaret ediyor. İşçi haklarının göz ardı edilmesi, sadece bu olayla sınırlı kalmayıp, genel bir endüstri pratiği haline gelmiş gibi görünüyor.
İliç’teki maden faciası, iş sağlığı ve güvenliği konusunda atılması gereken adımları ve alınması gereken tedbirleri bir kez daha gündeme getiriyor. Bu olay, işçi haklarının korunması ve güvenliğin sağlanması konusunda acil eylem çağrısında bulunuyor. İşçilerin yaşam hakkının, her türlü ekonomik çıkarın üzerinde tutulması gerektiği bu olayla bir kez daha anlaşılıyor.
Kayıp işçilerin aileleri ve tüm Türkiye, adaletin yerini bulmasını ve benzer trajedilerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını bekliyor. İliç’teki maden kazası, işçi haklarının ve emeğin savunulması adına bir mücadele alanı olarak kalmamalı, aynı zamanda madencilik sektöründe köklü değişikliklerin yapılması için bir milat olmalıdır.
NHY, Deniz Çınar