Yoksulluk gölgesinde kaybolan çocukluklar: Çocuk işçiliği gerçeği ve acil çözüm arayışları

Yoksulluk ve çocuk işçiliği, toplumumuzun üzerine karanlık bir gölge gibi çökmüş durumda. Her geçen gün artan ekonomik zorluklar, birçok aileyi ve onların masum çocuklarını çaresizliğe itiyor. Bu çocuklar, yaşamlarının en parlak çağında, okul sıralarında değil, sokaklarda çalışarak geçiriyorlar günlerini. Bu acı gerçeği elimizden geldiğince görmezden gelmemeliyiz. Ancak gözlerimizi kapatarak sorunun üstünü örtemeyiz, çünkü bu çocuklar sessiz çığlıklarıyla yardım bekliyorlar.

TÜİK’in 2023 verilerine göre, Türkiye’de 5-17 yaş grubunda 785 bin çocuk işçi bulunuyor ve bu sayı, son iki yılda %8,8’lik bir artış gösterdi. Aynı verilere göre, okula gitmeyen çocukların sayısı da 450 bine ulaşmış durumda ve bu rakam, %18,4’lük bir artışı temsil ediyor. Bu sayılar sadece rakamlarla ifade edilen soğuk bir gerçeklik değil, aynı zamanda milyonlarca çocuğun hayatını etkileyen derin bir sorunun göstergesi.

Diğer yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 yılı verilerine göre, denetlenen işyerlerinde 1.780 çocuk işçi tespit edildi. Bu sayının gerçekte çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2023 yılı raporuna göre ise, küresel çapta 160 milyon çocuk işçi var ve bu çocukların %70’i tarımda, %17’si hizmet sektöründe ve %10’u sanayi sektöründe çalışıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2022 yılı verilerine göre, denetlenen işyerlerinde 1.524 çocuk işçi tespit edilmiş, ancak bu sayının gerçekte çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Ancak bu sadece rakamlarla ifade edilebilen soğuk bir gerçeklik değil. Sokaklarda çalışan çocuklar, yoksulluğun ve çaresizliğin somut göstergeleri haline gelmiş durumda. Çiçek satan, simitçilik yapan, ayakkabı boyayan bu çocuklar, sadece gelir elde etmek için değil, aynı zamanda ailelerine destek olmak zorunda oldukları için bu zorlu yaşamın içerisindeler. Ancak bu, onların temel haklarının gasp edilmesine ve çocukluklarının çalınmasına mazeret değil.

Artan çocuk işçiliği, ciddi sonuçlar doğuruyor. Eğitimden mahrum kalan çocuklar, geleceklerini kendi elleriyle yok ediyorlar adeta. Sağlık sorunlarıyla boğuşuyorlar, sosyal dışlanmanın pençesine düşüyorlar ve en kötüsü, suç ve sömürü riski altında yaşıyorlar. Bu çocuklar, sadece iş gücü olarak değil, aynı zamanda suç çetelerinin de avı olabiliyorlar.

Çocuk işçilerin büyük bir kısmı okula gidemiyor veya eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalıyor. Bu durum, onların gelecekte daha iyi bir iş bulma ve hayatlarını kurma imkanlarını da yok ediyor. Sağlıklı ve güvenli olmayan ortamlarda çalışan çocuk işçiler, birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor.

Çocuk işçiliği, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın yüzleşmesi gereken ciddi bir sorundur. Çocukların eğitim ve sağlık haklarından mahrum bırakılması, onların ve toplumun geleceğini tehdit ediyor.

NHY, Deniz Çınar