Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, son basın toplantısında belediye yönetiminde karşılaştığı zorlukları ve bu süreçteki kararlılığını gözler önüne serdi. Yolsuzluklara karşı yürüttüğü mücadele ve aldığı tehditlere karşı boyun eğmeyeceğini belirten Zeyrek, hem siyasi hem de ekonomik alanda dirayetli bir duruş sergiliyor. Bu açıklamalar, Türkiye’de yerel yönetimlerin karşılaştığı sistematik zorlukların ve kişisel risklerin açık bir örneği olarak değerlendirilebilir.
Zeyrek’in en dikkat çekici açıklamalarından biri, yolsuzluklara karşı duruşunun bir sonucu olarak aldığı tehditlerle ilgiliydi. Belediye başkanı, rant düzenine karşı verdiği mücadele nedeniyle hedef alındığını ve buna rağmen geri adım atmayacağını belirtti. “Yolsuzluk yapanların karşısında Spil Dağı gibi duracağım” ifadesi, bu kararlılığın güçlü bir simgesi oldu. Ancak daha çarpıcı olan, yolsuzluk dosyalarının İçişleri Bakanlığı tarafından hâlâ soruşturma iznine tabi tutulmamasıdır. Bu durum, merkezi otoritenin yerel yönetimlere yönelik yaklaşımı hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Belediye Borçları: Bir Başarı Hikayesi mi?
Göreve geldiğinde belediyenin 2,4 milyar TL borcu bulunduğunu belirten Zeyrek, bu miktarı 1,6 milyar TL’ye indirmeyi başardıklarını ifade etti. Bu, özellikle ekonomik sıkıntıların yoğun olduğu bir dönemde yerel yönetim açısından dikkate değer bir başarı olarak öne çıkıyor. Ayrıca, sosyal yardımların ve hizmetlerin kesintisiz bir şekilde sürdüğünü vurguladı. Ancak belediyelerin SGK ve vergi borçları konusunda uygulanan yaptırımların, vatandaşların hizmetlere erişimini kısıtladığını belirterek merkezi hükümetin bu politikalarını eleştirdi.
Zeyrek, tehditler konusunda CHP Genel Başkanı ile görüştüğünü ve bu tür durumların yerel yönetimlerde sıklıkla yaşandığını aktardığını söyledi. Ancak Genel Başkan’ın bu tehditleri “olağan” olarak değerlendirmesi, muhalefet partisi içinde de yerel yönetimlerin yalnız bırakıldığı algısını doğurabilir. Bu noktada, Zeyrek’in “doğru bildiği yolda yürümeye devam edeceğim” şeklindeki açıklaması, bağımsız ve cesur bir liderlik anlayışını temsil ediyor.
Yerel Yönetimlerde Sistemik Sorunlar
Zeyrek’in açıklamaları, Türkiye’de yerel yönetimlerin karşılaştığı sistemik sorunlara ışık tutuyor. Belediyelerin borç yükünün artırılması, merkezi hükümet tarafından denetim süreçlerinin yavaşlatılması ve rant düzenine karşı çıkan başkanların tehdit edilmesi gibi meseleler, demokratik işleyiş açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’nin yerel yönetim sistemi, merkezi otoritenin baskısı altında ezilen bir yapıya dönüşmüş durumda.
Ferdi Zeyrek’in açıklamaları, yerel yönetimlerin yalnızca hizmet üretme sorumluluğu değil, aynı zamanda adalet mücadelesi verme zorunluluğunu da taşıdığını gösteriyor. Zeyrek’in yolsuzluk karşısındaki net duruşu, hem cesaretin hem de adaletin simgesi olarak değerlendirilmelidir. Ancak, bu tür mücadelelerin yalnız bir başkanın omuzlarına yüklenmesi, muhalefet partilerinin yerel yönetimlerde daha güçlü bir dayanışma ve destek mekanizması kurması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu tablo, yerel yönetimlerin yalnızca seçim dönemlerinde değil, sürekli olarak kamuoyu desteğine ihtiyaç duyduğunu ve Türkiye’nin demokrasi mücadelesinin yerelden başlaması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.