Türkiye siyasetinde tarikat ve cemaatlerin her zaman etkisi vardı. Seçim dönemlerinde Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, Erbakan’dan Tansu Çiller’e birçok politikacı oyları garantilemek için bu cemaatlerin kapısını çalmış, desteğini almıştır. Özellikle sağ siyasetteki cemaat- parti ilişkisi kritik birçok seçime etki etti ve ediyor.
AKP döneminde ise bu cemaatler görünür hale geldi. AKP – Fetullah Gülen Cemaati koalisyonunda birçok tarikat ve cemaat öne çıkarken, kimisi ise Fetullahçılar’ın gazabına uğramıştır iktidar dalaşlarında. Hatırlarsınız AKP- Fetullah Gülen Cemaati Koalisyonu döneminde İsmailağa Cemaat’inin hocalarından Ahmet Mahmut Ünlü tutuklanmıştı. Ahmet Mahmut Ünlü yani nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca.
AKP kuruluşu itibariyle bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısıdır. AKP, ” hüzünlü gurbetçi Hoca Efendi Hazretleriyle” yani Fetullahçılarla kavgaya tutuşunca bu defa diğer cemaatler yükselişe geçti.
Hatırlayınız, Fetullahçıların darbe girişimi sonrası, kaçırılıp boynuna kemer bağlandığı iddia edilen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Cübbeli Ahmet Hoca’nın o fotoğrafını… Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”inde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Cübbeli Ahmet Hoca’nın samimi fotoğrafı dikkat çekmişti.
Ahmet Mahmut Ünlü yani Cübbeli, “yanında bir boşluk oluştu ben de kendisine bir selam vereyim dedim. Malzeme arıyorlar ya. Haber yapmışlar.” diyerek kamuoyu tepkisini geçiştirse de işin aslının o kadar masum olmadığı aşikar. Özellikle bu süreçte tarikat ve cemaatlerin, devlet içinde koltuk kapma yarışını düşünürsek sanırım durumu açıklamaya yeter.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gülen Cemaati’ne ‘İnlerine gireceğiz inlerine’ diyerek kılıç çekmesinden sonra İsmailağa Cemaati gözle görünür bir yükseliş yaşadı ve yaşıyor. Bir de Fetullah Gülen’in, Cübbeli’yi tutuklatması, aralarındaki husumet meselesi var. Velhasıl Fetullahçılar’ın tasfiye süreci Cübbeli Ahmet Hoca’ya yaradı. AKP iktidarının Gülen Cemaati’yle ilişkilerinin kopmasının ardından İsmailağa Cemaatiyle daha yakınlaştığı görülüyor. AKP ile Gülen Cemaati’nin çatışmasının başlangıcından itibaren, 7 Şubat MİT krizi ( Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması) sürecinden beri diğer tarikat ve cemaatlerin öne çıkarıldığı bir süreç başladı. Fetullahçıların tasfiye sürecinden sonra ise bu cemaatler devlet içinde kadrolaşarak yeni bir güç elde etmeye başladılar.
Geçen haftaki yazımda Menzil tarikatının kadrolaşmasını ve tarikat yapısını yazmıştım. Bu hafta ise yükselişe geçen İsmailağa Cemaat’ini tanıyalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17-25 Aralık operasyonları öncesi Pensilvanya’ya selam gönderip,neredeyse her konuşmasında “okyanus ötesine selam” derken, ” bu hüzünlü gurbet bitsin artık” diyerek Fetullah Gülen’e Türkiye’ye dönmesi çağrısında bulunurken sonrasında işler sarpa sardı, kılıçlar çekildi. O günden sonra İsmailağa Cemaati ön plana çıkmaya başladı.
Hatırlayınız, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimine bir gün kala sosyal medyaya dikkat çekici bir fotoğraf karesi düştü. O dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın, İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nu ziyaret ederken çekilmiş bir fotoğraf. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı koltuğuna oturduktan sonra Başbakan olan Davutoğlu, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun oğlu ile yan yana poz verdi. Tarikat ve cemaatlerin Türkiye’deki etki gücü düşünüldüğünde, Tayyip Erdoğan’ın, İsmailağa cemaati lideri ile fotoğraf vermesinin bir anlamı var.
Mahmut Ustaosmanoğlu’nun kardeşi İsmail Ustaosmanoğlu öldüğünde, Fatih- Çarşamba’daki Yavuz Sultan Selim Camii avlusunda cenaze töreninde, başında takke ile Davutoğlu saf tuttu. Yine bu süreçte Abdullah Gül’ün, Mahmut Ustaosmanoğlu’nu ziyaret ettiği fotoğraflar medyada yer aldı.
Peki, kimdir bu İsmailağa Cemaati? Devletin en üst kademesindeki isimlerin ziyaret ettiği Mahmut Ustaosmanoğlu kim? Ekonomik güçleri nedir?
İsmailağa Cemaati, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun, İstanbul Fatih’de bulunan Çarşamba semtindeki İsmailağa Cami merkezli oluşturduğu, Nakşibendiliğin Halidiye koluna bağlı bir cemaattir.
Manevi olarak cemaatin lideri, cemaat müritleri tarafından Efendi hazretleri olarak anılan, 1954 yılından emekli olduğu 1997 yılına kadar İsmailağa Camii’nin imamlığını yapmış olan Mahmut Ustaosmanoğlu’dur.
Mahmut Ustaosmanoğlu, 1929’da Trabzon’un Of kazasının Miço ( Tavşanlı) köyünde doğdu. “Mahmut Hoca” olarak bilinen İsmailağa Cemaati’nin şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu, Ahıskalı Ali Haydar Edendi ile Zahid Kotku’nun talebesidir. Mahmut Hoca, icazet aldığı Zahit Kotku’nun cenaze namazını da kıldırır.
Cemaatin kökü, semtteki İsmet Efendi tekkesine dayanıyor. Tekkenin şeyhi Ahıskalı Ali Haydar Efendi’nin onardığı İsmailağa cami, Mahmut Osmanoğlu 1960’lı yıllarda şeyhlik makamına geçip burada imam olduktan sonra cemaatin merkezi haline geldi. İsmailağa Cemaati, Fatih’de geniş bir hakimiyet bölgesi oluşturdu.
Cemaatin erkek üyeleri arasında uzun sakallar, cübbeli ve şalvarlı kıyafetler ve sarıklar, kadın üyelerinde ise kara çarşaf yaygındır. Cemaatin yarısının ise modern kıyafetler giydiği söyleniyor.
Cemaatin önde gelen isimlerinden Hasan Kılıç’ın oğlu Hüsnü Kılıç: “Cemaat üyelerinin sayısı 100 bine yakın. Çok sayıda iş adamı ve akademisyen de var.” Marmara Üniversitesi İlahiyat ve Edebiyat bölümlerinden mezun olan Kılıç, Arma Yayıncılık’ın sahibi.
Menzil tarikatı gibi İsmailağa cemaatininde dergileri, yayınevleri, televizyonları var.
Cemaat içinde Rize ve Trabzonluların yoğun olduğu biliniyor. Nakşibendiliğin bir kolu olduğundan Kürtleri de içinde barındırabilen bir cemaat. Cemaatin İBDA/ C’ye yakın olduğuna dair iddialarda var. Cemaat bu iddiayı yalanlasa da Mahmut Efendi’ye İBDA’cıların saygı duyduğunu belirtiyorlar. Nitekim, Nakşi kaynaklı İBDA/C’nin bu cemaate yakın olması pek tuhaf bir durum değil. Cemaatin içerisinde çok sayıda İBDA’cı olduğu söyleniyor.
Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca), Abdülmetin Balkanlıoğlu, Mustafa Özşimşekler, Hüsamettin Vanlıoğlu, Mehmet Talu, Mahmud Eren, Muhammed Yelkenci, Abdullah Hiçdönmez, Fatih Kalender, İsmail Hünerlice gibi isimler cemaatin tanınmış hocalarıdır.
Merkezleri Fatih’deki Çarşamba Mahallesi’nde olan cemaat, ilk olarak adını İsmailağa Camisi’nde işlenen cinayet ve medyada sık sık boy gösteren “Cübbeli Ahmet Hoca” lakaplı Ahmet Mehmet Ünlü’nün icraatıyla duyurdu.
1998 yılında Mahmut Ustaosmanoğlu’nun damadı ve cemaatin önde gelen hocalarından olan Hızır Ali Muratoğlu’nun İsmailağa camiinde öldürülmesi ve 2006 yılında yine cemaatin önde gelen hocalarından emekli imam Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesi cinayetleriyle gündeme gelmiştir. Dua sırasında bıçaklanan Bayram Ali Öztürk, bıçaklı saldırıda hayatını kaybederken, saldırgan ise çıkan arbedede linç edilerek öldürülür. Bayram Ali Öztürk, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun talebelerindendir.
İsmailağa Cemaati, AKP kurulana kadar Milli Görüş Hareketi’ni yani Necmettin Erbakan’ı desteklemiştir. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Refah Partisi’nden ayrılıp AKP’yi kurmasından sonra ise AKP’yi desteklemiştir.
Araştırmacı yazar Faik Bulut, Numan Kurtulmuş’un AKP’ye geçme sürecine dikkat çekiyor. Faik Bulut; “Aslında her şey Numan Kurtulmuşlarla başladı. Cemaatle ilk problemler çıkarken Refah Partisi’nden kopuş olmasına rağmen Milli Görüş geleneğinden gelen kişiler transfer edildi. Milli Görüş çizgisinde olan kesimleri ve eskiden Milli Görüş’ü destekleyen cemaatleri kendisine çekerek hem Gülen Cemaati’ni kuşatmış hem de doğan boşluğu doldurmuş oluyor. Cemaatler sadece gönül bağıyla değil rant karşılığı destek verirler. Genel olarak söylemek gerekirse İsmailağa Cemaati’nin etki gücü genişliyor. Sadece İsmailağa değil, diğer cemaatleri de yanına alarak devlet kademesinde bir yer veriyor; ya da ekonomik olarak onlara kolaylıklar sağlıyor.”
İsmailağa Cemaati’nin, Milli Görüş’ten bu yana sağ siyaset içerisinde çok ciddi ağırlıkları var. İsmailağa Cemaati’nin, Patrikhane’ye karşı konumlandığı belirtilir.
RedHack’in Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğunu açıkladığı maillerin içinde İsmailağa cemaatinden olduğunu belirten bir kişi, bu mailden beş gün sonra 13 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameyle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na atanan 3 müşavirden biri oluyor.
Menzil tarikatı gibi İsmailağa Cemaati’de devlet içinde kadrolaşıyor. AKP, Gülen Cemaati’nin tasfiyesinin ardından doğan boşluğu Menzil, İsmailağa ve diğer tarikatlarla dolduruyor.
- Şam Düşerken - 9 Aralık 2024
- Puslu Havada “Etki Ajanlığı” Yasası - 2 Kasım 2024
- Bahçemizi Yetiştirelim - 12 Ekim 2024