Gezer Fabrikası’ndaki İşten Çıkarma Krizi ve Sendikal Haklar

Bolu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Gezer fabrikasında, Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası’na (TEKSİF) üye olan 63 işçi işten çıkarıldı. İşçilerin sendikalaşma hakkını kullanarak toplu sözleşme yetkisi için gereken sayıya ulaştığı belirtilirken, işverenin bu süreci işten çıkarmalarla yanıtladığı ifade edildi.

TEKSİF’ten Fabrika Önünde Protesto

TEKSİF Teşkilatlandırma Uzmanı Bayram Erdoğan, Gezer fabrikasının önünde yapılan protestoda, yaşananları “hak ihlali ve yasaların açıkça çiğnenmesi” olarak nitelendirdi. Erdoğan, işverenleri sert bir dille eleştirerek, “Siz işçilere ekmek verdiğinizi iddia ediyorsunuz, ama bu işçiler olmasa ne patron ne de müdür olabilirsiniz. İşçiler sizin emeğinizin kaynağıdır” dedi.

Protestoya Eğitim-Sen, Belediye-İş yöneticileri ve Emek Partisi de destek verdi. Yapılan açıklamalarda, işverenlerin işçi sınıfına karşı sergilediği bu tutumun Türkiye’deki genel emek koşullarının bir yansıması olduğu vurgulandı.

İşçilerden Çalışma Koşullarıyla İlgili Sert Eleştiriler

İşten çıkarılan işçilerden Barış Gül, fabrikanın çalışma koşullarını ve işverenin sendika düşmanı politikalarını eleştirdi. Gül, performans düşüklüğü gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını iddia eden fabrikanın gerçekte sendikalaşma faaliyetlerini cezalandırmak için bu yolu kullandığını belirtti. Çalışma koşullarının son derece ağır olduğunu, kimyasal maddelere temas ettiklerini ve asgari ücret dışında hiçbir sosyal haklarının olmadığını ifade etti.

Ayrıca, fabrikanın maliyeti düşürmek için makinelerin bir kısmını cezaevlerine göndererek burada mahkûmlara iş yaptırdığı, hatta daha ucuz iş gücü sağlamak adına yurtdışından işçi getirdiği öne sürüldü. Gül, “Hindistanlı ya da Afrikalı işçilerle çalışmayı planlıyorlar. Daha ucuz iş gücü için çirkin yöntemlere başvuruyorlar” diyerek, fabrikadaki işleyişi eleştirdi.

Türkiye’de Sendikal Haklar ve Emek Mücadelesi

Gezer fabrikasında yaşananlar, Türkiye’de sendikal haklara ve işçi haklarına yönelik baskıların güncel bir örneği olarak değerlendiriliyor. Anayasayla güvence altına alınmış sendikalaşma hakkının bu tür ihlallerle karşılaşması, işçi sınıfı mücadelesinde ciddi sorunlar yaratıyor. TEKSİF’in fabrika önünde başlattığı protestonun, işçilerin haklarını savunma ve toplumsal farkındalık yaratma açısından önemli bir adım olduğu ifade ediliyor.

Bu durum, sadece Gezer fabrikasında değil, Türkiye genelinde emek ve sermaye arasındaki güç mücadelesinin devam ettiğini gösteriyor. İşçi haklarının ihlal edilmesine karşı verilen mücadele, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.