Avrupa Komisyonu’nun Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Vera Jourova, Avrupa’da demokratik gerilemenin şok edici seviyelere ulaştığını belirterek, üye ülkeler arasındaki liberal olmayan politikaların bulaşıcılığına dikkat çekti. Lüksemburg’da 15 Ekim 2024 tarihinde düzenlenen bir etkinlikte konuşan Jourova, 10 yıllık görev süresi boyunca yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Jourova, 2019’dan Kasım 2024’e kadar görev yaptığı süre boyunca, bazı üye devletlerde hukukun üstünlüğüne yönelik ihlallerin arttığını vurguladı. Özellikle Macaristan ve Polonya’daki durumlara dikkat çeken eski Komiser, diğer ülkelerin bu yasaları taklit etme eğilimini “şok edici” olarak nitelendirdi.
AB’nin Değerler Temeli Tehlikede
Avrupa Birliği’nin kurucu anlaşması olan Lizbon Antlaşması’nın 2. maddesi, insan onuruna saygı, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması gibi temel değerleri garanti altına alıyor. Ancak Jourova, bu değerlerin bazı ülkelerde sistematik olarak ihlal edildiğini belirtti.
Macaristan’da 2021 yılında yürürlüğe giren ve çocukları pedofili gibi tehditlerden koruma amacı taşıdığı iddia edilen “Çocuk Koruma Yasası”, LGBT topluluğunu hedef alması nedeniyle AB tarafından eleştirildi. Avrupa Komisyonu, 2022 yılında bu yasa nedeniyle Macaristan’a dava açtı ve dava Avrupa Adalet Divanı’na taşındı.
Kasım 2024 itibarıyla 15 AB ülkesi, Avrupa Komisyonu’nun Macaristan’a karşı açtığı davaya katılım gösterdi. Macaristan’ın yanı sıra Bulgaristan ve Slovakya’da da LGBT haklarını kısıtlamaya yönelik girişimler endişe yaratıyor. İtalya ve Romanya’daki gelişmeler ise LGBT haklarının yanı sıra medya özgürlüğü konularını da gündeme getiriyor.
Medya Özgürlüğü Yasası: Bir Çözüm Umudu
Jourova, Avrupa’daki demokratik gerilemeyi durdurmanın anahtarı olarak AB’nin Ağustos 2025’te yürürlüğe koymayı planladığı Medya Özgürlüğü Yasası’nı işaret etti. Yasa, basın özgürlüğünü garanti altına almayı, gazetecilerin bağımsızlığını korumayı ve casus yazılım kullanımını engellemeyi amaçlıyor. Kamu hizmeti medyasının bağımsız işleyişini de desteklemeyi hedefleyen yasa, dezenformasyon çağında güvenilir bilgiye erişim açısından kritik bir öneme sahip.
Eski Komiser, özellikle kamu hizmeti medyasının kanıta dayalı gerçekleri halka sunmadaki rolünü vurgulayarak, “Politikacılar rahatsız olduğunda ya bütçeleri kısıyorlar ya da siyasi talimatları yerine getirecek yöneticiler atıyorlar,” dedi.
Bulaşıcı Liberal Olmayan Politikalar
Jourova, Macaristan’ın yasalarının başka ülkelerde benzer düzenlemelere ilham vermesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Bu durumun önüne geçmek için ülkelerle erken diyaloğun önemine dikkat çeken Jourova, yasal taslakların Avrupa değerlerine uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası Basın Enstitüsü, Slovakya’daki medya özgürlüğünün giderek kötüleştiğini ve düşmanca bir ortam oluştuğunu raporladı. Bu durum, Avrupa’nın genelinde medya özgürlüğü ve demokratik değerler açısından kırmızı alarm olarak değerlendiriliyor.
Avrupa’nın demokratik değerlerinin korunması için hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğü gibi konularda daha sıkı adımlar atılması gerektiğini savunan Jourova, Medya Özgürlüğü Yasası’nın bu sürecin dönüm noktası olabileceğini ifade etti. Ancak, AB içindeki bazı ülkelerdeki mevcut politikalar, bu sürecin kolay olmayacağını gösteriyor. Avrupa Komisyonu’nun bu zorluklara karşı nasıl bir tutum sergileyeceği ise merakla bekleniyor.