Almanya’da yapılan bir araştırma, dindar insanların dindar olmayanlara göre daha fazla çocuk sahibi olmak istediklerini ortaya koydu. Peki bu durumun nedenleri neler? Bu yazıda, araştırmanın bulgularını ve dini inancın doğurganlık üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.
Araştırma, Almanya’da Federal Nüfus Araştırmaları Enstitüsü (BiB) tarafından 2008 yılından beri yürütülen Alman Aile Paneli (pairfam) adlı aile araştırma projesinin verilerine dayanıyor. Bu projede, 14-46 yaş arası 12 binden fazla kişiye çeşitli konularda sorular soruluyor. Bu sorular arasında, kendilerini ne kadar dindar hissettikleri, kaç çocuk sahibi olmak istedikleri, evlenme planları ve yaşam memnuniyetleri gibi konular da var.
Araştırmaya göre, kendilerini dindar olarak tanımlayan 15 yaşındaki kız ve erkeklerin ortalama 2,1 çocuk sahibi olmak istedikleri belirlendi. Buna karşılık, kendilerini inançsız olarak tanımlayan aynı yaş grubundaki gençlerin ise ortalama 1,7 çocuk sahibi olmak istedikleri görüldü. Bu farkın ilerleyen yaşlarda da devam ettiği ve dindar insanların daha yüksek doğurganlık oranlarına sahip olduğu tespit edildi.
Peki bu farkın nedenleri neler? Araştırmacılar, bunun birçok faktörle ilgili olduğunu belirtiyor. Öncelikle, birçok dini inançta üremenin, yaşamın merkezi bir bileşeni olarak görüldüğünü ve bu nedenle dindar insanların çocuk sahibi olmaya daha fazla önem verdiklerini söylüyorlar. Ayrıca, dindar insanların evlenme eğiliminin daha yüksek olduğunu ve evlilik içinde çocuk sahibi olmanın daha kolay olduğunu vurguluyorlar. Bunun yanında, dindar insanların yaşam memnuniyetinin daha yüksek olduğunu ve bu durumun da doğurganlığı artırdığını ifade ediyorlar.
Sonuç olarak, araştırma, dini inancın doğurganlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Dindar insanların daha fazla çocuk istemelerinin hem kültürel hem de sosyal nedenleri var. Bu durumun gelecekte de devam edip etmeyeceği ise ilginç bir soru olarak karşımızda duruyor.
NHY/ DW Türkçe