IKBY “Irak Kürdistanı’nda yapılan referandumun sonuçlarının askıya alındığını” açıkladı.
Böylece Katalonya’dan sonra IKBY’de de; merkezi yönetimlerin sahip oldukları hükümranlık araçlarını kullanarak ambargo ve ablukalar uygulamaları; Kürdistan’da yıkıcı bir savaş tehdidi ve toplumsal çöküş tehlikesi kapıya dayanması; buna karşılık AB ve ABD’nin bu toplumların meşru istemlerine sırtını dönerek yönetimlerle birlikte halkların özgürlük istemlerinden dolayı cezalandırılmasına seyirci kalmaları, bölge yönetimlerini geri adım atmak zorunda bıraktı.
Bu kararın “ortak” olarak alındığı ortada. Buna karşın on gündür yaşanan kaos, bilgi kirliliği, bozgun havası, demoralizasyon, suçu rakibine yükleyerek krizden fayda sağlama, nefret söylemi ve iç çatışma yaratma tehlikesine meydan vermeden, halkın karşısına dirayetle ve açık sözlülükle çıkıp durum anlatılamaz mıydı? Bunu da siyaset sınıfının ağır yanlışları hanesine not etmeli.
Elbette her iki yerde de siyaset kurumlarının, partilerin, süreci iyi yönetemediklerini ve daha başka bir çok zaaf ve eksikliklerinden bahsedilebilir. Bütün bunların öngörülebileceğini, Katalonya ve Kürdistan’daki bölge yönetimlerinin, halkın ulusal duygu ve taleplerini iç politika malzemesi olarak kullanıp maceraya sürüklediklerini; kazanımların riske edilmesine neden oldukları vb.. eleştirileri yapılabilir.
Fakat burada esas sorun Katalonya ve Kürdistan’da halkların kendi geleceklerini tayin haklarını en barışçıl, demokratik ve hukuksal yollarla ifade edilmesinin, özgürlük ve bağımsızlık taleplerinin uluslar arası sistem tarafından cezalandırmış olduğu gerçeğidir.
Ancak “bizim istediğimiz zaman ve bizim istediğimiz kadar özgür olabilirsiniz” mesajını dayatıyorlar!..
Kürdistan, Katalonya veya dünyanın başka herhangi bir yerinde, herhangi bir halkın kendi kaderini tahin hakkı’nın barışçı ve yasal yollarla bile ifade edilmesinin bastırılması, yok edilmeye çalışılması meşru mudur, sorusu cevapsızdır. Bu toplumların özgürlük iradeleri ne zamana ve nereye kadar bastırılabilir, inkar edilebilir. Savaş ve Şiddet yolunun doğru olmadığını savunanlar, bu ifadenin barışçıl biçimlerin bastırılmasını nasıl savunacaklar?
Bu durum, bölge yönetimlerinin sorgulanmasından daha çok dünyada özgürlük istemlerini acımasızca cezalandıran egemen sistemi sorgulanmasına yol açacağına; bu adaletsizliğe öfke duygusunu büyüteceğine kuşku duymuyorum.
(Katalonya seçimleri için Tasos Anastasias’ın çizimini kendimize uyarladım. Öncekinde referandum sandığının dibinde İspanya bayrağı ortaya çıkıyordu; bizde ise sonu belirsiz dipsiz bir çukur gözüküyor…)
- Ağrı Kesiciler ve Uyuşturular - 12 Mart 2023
- Yardım Ekipleri Ayrılırken - 14 Şubat 2023
- Ukrayna işgali, Tarihin Aynası - 26 Şubat 2022