Ahlak sosyolojisi, toplumlardaki sosyal gruplardaki ahlâkî ölçü ve kuralların, özellikle toplum bütünü içindeki yeri ile oluşum, işleyiş ve değişimini, düzenlilikleri içinde inceleyip açıklamayı hedefleyen Sosyolojinin bir alt dalıdır.
Öjeni (Eugenics) Galton’un “iyi tür” anlamında eski Yunancadan ürettiği bir kelimedir.20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda taraftar toplayan, engelli, hasta, insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğaltılması yoluyla bir insan ırkının “ıslah edilmesi” anlamına gelen kuramdır.
İstenen özelliklere sahip bireylerin daha hızlı üremesini teşvik çalışmaları olumlu öjeni, daha az istenen ya da istenmeyen özelliklere sahip bireylerin üremesini engelleme olumsuz öjeni olarak adlandırılmaktadır.
Öjeni anlayışı ilk defa Platon(Eflatun) Devlet adlı eserinde görülmektedir. Platon devlet adlı eserinde ütopik(hayali) bir devlet tasarlamış ve bu devlette sadece sağlıklı doğan çocukların yaşaması gerektiğini belirtmiştir.
Modern anlamıyla ilk olarak Galton tarafından ortaya atılmıştır. Galton sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarının aranması, bilimsel ve felsefik olarak tartışılması gerektiğini söylemiştir.
Her ne kadar Öjeni doruk noktasını Almanya’da Hitler ile yaşamışsa da, pek çok ülkede, göçmenlere yönelik ayrımcılıktan, kısırlaştırmaya, Yahudi soy kırımına, orta sınıfta doğumu teşvik etmekten, arî ırkın oluşturulmasına kadar farklı düzeylerde uygulanmıştır.
Günümüz dünyasında Modern biyoteknolojinin gelişmesine koşut olarak üreme teknolojilerindeki hızla gelişmeler, her konudaki yerleşik düşünceleri kökten sarsmakta ve yeni tanımlamaları/anlamlandırmaları gerekli kılmaktadır. Doğum, ölüm, haklar ve müdahaleler, en doğal olanla yapay olarak düzenlenmiş olanın kaçınılmaz birlikteliği insanlığın karşısına mevcut sorunlara ek yeni sorunlar çıkarmaktadır.
Habermas ’ın ifade ettiği gibi; pre-implantasyon teşhisi sayesinde dördüncü hücre bölünme aşamasındaki embriyoyu genetik bakımdan kontrol etmek, herhangi bir hastalığa yol açıp açmayacağına bakmak mümkündür. Ancak saptanan bu bozuklukların tedavileri henüz uygulanmadığı gibi, ileride toplumsal açmazlara neden olup olmayacağı da kesin bir şekilde bilinmemektedir.
Bu alandaki gelişmelerle pek çok etik tartışmaya konu olan olası uygulamaların toplum tarafından nasıl değerlendirildiği ve bu değerlendirmelerin ilgili akademik tartışmalar ışığında yorumlanması önem taşımaktadır.
Ailelere yeni üreme teknolojileri tarafından sunulan alternatifler:
-Hastalıksız bir çocuğun laboratuvar ortamında özel yöntemlerle ‘seçilmesiyle’ istenilen özellikte çocuk sahibi olmak veya
-Hamilelik esnasında yapılacak olan testlerle çocuğun genlerinde aranan hastalık riskinin yüksek oranlarda tespit edildiği zaman gebeliği sonlandırmaktır.
Bu tartışmayı geliştirmek adına yeni bir ayıklama/Öjeni biçimi olarak pre-implantasyon genetik tanı ve kürtaj yöntemleri, “istenilen” ve “istenmeyen nitelikte bebek” sahibi olma ve bütün bu uygulamaların bir sonucu olarak “Öjeni” tartışılmıştır. Yeni üreme teknolojilerinin, anne-babaların tek gen hastalıklarını erken teşhis etme; belirli hastalıklardan arınık veya belirli hastalıklara sahip – örneğin, işitme engelli anne-babanın aile içi uyum sağlama gerekçesiyle kendileri gibi işitme engelli– bebek sahibi olma isteklerini karşılayabildiği bilinmektedir. Ancak bu bilginin toplumun farklı kesimlerince ne kadar desteklendiği somut araştırmalara dayanan veriler ışığında tartışılarak anlaşılabilir.
Teknolojinin sağladığı bu olanaklardan yararlanmak ve onun olumlu biçimde kullanılması kuşkusuz arzulanan bir durumdur. Ancak, teknolojinin olumlu yönleri olmasına karşın, uygulamalarına bağlı kullanım biçimleri sonucunda yeni sorunlara yol açmaktadır ki; üreme teknolojilerinin denetimsiz kullanımı, bir kâbusa dönüşebilecek sonuçlara yol açabilecektir.
Üreme teknolojilerinin Öjeni kâbusuna yol açabilecek denli kötü kullanımı konusundaki görüşünü Fukuyama, “genetik bilimi alanının tümü üzerinde Öjeni biliminin hayaleti dolaşır; Öjeni seçilmiş bir kalıtımsal niteliği geliştirmek için insanların bilinçli biçimde istenen türde nesiller üretmek üzere yetiştirilmesidir” biçiminde ifade etmektedir.
Yapılan tartışmalarda olumlu Öjeniden çok olumsuz Öjeni aracının kullanılacağını düşünüldüğü görülmektedir. “Olumlu Öjeni genellikle etik bakımdan kabul edilemez bir şey olarak görülür; olumsuz Öjeni ise etik tartışmanın yapılabileceği bir alan olarak görülmektedir”.
Ahlak sosyolojisi açısından Genetik tarama ve testleri, genetik öneriler (counselling), ön-genetik tanı testi ve gamet toplama, depolama ve kullanma gibi konular tarafından kışkırtılan etik, sosyal ve legal tartışmalar, konuların genişliği ve karmaşıklığının mirasıdır. Bu tartışma konuları toplumsal yaşamın bütün alanlarını etkilemektedir, etkilemeye devam edecektir.
- Siyasal Partilerin Sosyolojik Tabanı ve Figüranlık Sorunsalı - 31 Ocak 2025
- Ahlak Yoksa Yasalar Hiçbir İşe Yaramaz (Leges sine moribus vanae) - 17 Ocak 2025
- Anlamını Yitiren Kavramlar - 6 Ocak 2025