Halihazırdaki Almanya baÅŸbakanı, İngiltere baÅŸbakanı ve CIA baÅŸkanı üç çelik kadın taa çocukluktan kankalarsa ve o yıllardan kalma aynı karede sırıtan 16’lık pozlarının olduÄŸu bir fotoÄŸrafları varsa, bu dünyadaki oyun çok büyüktür. Teyit Org. iddianın doÄŸrulanamadığını ama yalanlanamadığını da belirtirken, bunun tarihler itibariyle gerçek de olabileceÄŸine vurgu yapıyor. Kaldı ki o kadar uzaÄŸa gitmemize gerek yok; TC bürokratlarının çoÄŸunun hangi kesimden olurlarsa olsunlar daha ilk gençlik yıllarından kanka olduklarını biz bir çok kez somut delilleriyle gördük. Evet, oyun çok büyük.
Bu dünya daha 24 yıl önce Ruanda Soykırımı’nı seyretti. Silah alacak paraları olmayan radikal Hutuların Çinde neredeyse bedavaya yaptırdığı satır ve palalarla 100 gün içinde 1 milyon Tutsi’yi ve ılıman Hutu’yu kesmesine, nehirlerin kızıl akmasına seyirci kaldı. 19’uncu yüzyılın başında sömürge olarak Almanya’ya verilen Ruanda’yı Almanya yoksul olduÄŸu için istemeyince, ülke 1. Dünya Savaşı’nın ertesinde kâğıt üstünde Belçika’nın hâkimiyetine teslim edildi. O sömürgeci Belçika ki egemenliÄŸi altındaki 3’üncü dünya ülkelerinde daima yapay ırk ayrımı siyaseti güden bir katil devletti. Nitekim, o güne dek aralarında hiçbir fark olmayan Ruanda insanını da kafatasını ölçerek Tutsi ve Hutu diye kendi elleriyle ikiye ayırdı. Elitlerden, yakışıklılardan ve güzellerden az miktarda seçtiÄŸi Tutsileri her türlü olanağı sunarak elitleÅŸtirir ve ülkenin ancak yüzde 9’unu oluÅŸturan bu sözde “ari ırktan” insanları ülkeyi yönetmek için kullanırken, Hutuları on yıllar boyunca ikinci sınıf bırakıp müthiÅŸ bir kin biriktirterek yıllar sonra kendi planladığı soykırımda kardeÅŸlerini doÄŸramasını saÄŸladı ve bu korkunç katliamı kılını kıpırdatmadan izledi. Üstelik de ne hikmettir ki, soykırımdan sonra Ruanda’nın yönetimi yine saÄŸ kalan elit Tutsilere teslim edildi.
Ne kadar tanıdık bir tablo değil mi? Acaba sadece benim aklıma mı Cumhuriyetin kuruluş aşamasında ülkeye ismi de verilerek herkesin sahibi ilan edilen Ari beyaz Türkleri ve karşılarında etnik kimlikleriyle aşağı sınıf olarak belirlenen, her türlü dînî ritüelleri, başlarını örtmeleri yasaklanarak ötekileştirilen ve sonunda bugün birbirlerini doğrama noktasına getirtilen diğerlerini getirdi.
Evet, oyun çok büyük!
Bu büyük oyunun küçük piyonları olan bizler ise sürekli servis ettikleri şişirme kahramanlık destanları ve umudumuzu yitirmeyelim diye mostralık olarak bıraktıkları bir kaç masal ülkesinin gazıyla milyon milyon ölüme gideriz gözümüzü kırpmadan. Tek yaptığımız, senaryodaki figüran rolümüzü yerine getirmektir oysa. Figüran olduğumuzu çakıp oyundan çıkmamamız için habire yıldız muamelesi çekerler bize! Kahramansın sen derler; bu vatan senin, öl, öldür! Halkının umudu sensin, öl, öldür! Ölürsen şehit, yaşarsan gazi olursun! Her şekilde kahramansın öl, öldür! Ucuz kahraman!
Oysa hiçbir zaman ölürsen aÄŸlayan bir anadan, kalırsan kalan hayatın boyunca nereye koyacağını bilemeyeceÄŸin kanlı bir çift elden ve kararmış bir yürekten baÅŸka hiçbir ÅŸeye sahip olamazsın! SavaÅŸtığın insanlarla aynı silah fabrikalarından satın alınarak attığın her bomba, sıktığın her mermi sahiplerin kasasını doldurur, onların büyük oyundaki elini, restini belirler o baÅŸka… Asıl baÅŸrolde olanlar görünmez, figüran bile deÄŸildir onlar sahnede. Senin oyunundur bu sözde, senin parlak ışığın! Verirler gazı sana, verirler gazı sana! Yıldızı sensin bu oyunun derler, hadi öl ya da öldür kahraman! Ucuz kahraman!
Sen insanlıktan çıkarken, onlar sana yasakladıkları saÄŸlıklı gümüş çatal bıçak takımlarıyla porsiyonu 80-100 euroya ıstakoz yemektedirler o sırada; yanında özel sıkım üzümlerden 300 euroluk beyaz ÅŸaraplarıyla… Seni ise tıpkı o ıstakozu canlı canlı bağırtarak haÅŸladıkları gibi atmışlardır kaynar kazana. Aranızda iki fark vardır ıstakozla; ıstakoz senden çok daha pahalıdır ve kahraman olmadığını bilir; üfleyerek ısırdıkları ucuz kahraman sen ise, verdikleri gaz sayesinde ne olmadığını anlamazsın asla!
Umut yok bu dehşetengiz yaşama kurgusunda! En ufak bir umut dahi yok! Öleceğiz kendimizi kahraman sana sana.
Ucuz kahraman!
- Zübükler Her Yerdedir - 9 Mart 2024
- Hepimiz Dilberiz - 28 Ocak 2024
- Bu Kadar Åžuursuzluk Akla Ziyan – Rabia Mine - 19 Ekim 2023