Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Devlet Bahçeli’nin Gazetecilere Yönelik Tehditlerine Sert Tepki

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili haber yapan gazetecilere yönelik tehditvari açıklamaları üzerine sert bir tepki gösterdi. Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihinde partisinin grup toplantısında Halk TV’de program yapan gazetecilere hitaben kullandığı “Ayağınızı denk alın” sözleri ve gazetecilere yönelik açık tehditleri, basın özgürlüğü savunucuları ve medya çevreleri tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

Olayın Arka Planı: Sinan Ateş Cinayeti ve Basının Üstlendiği Rol

Sinan Ateş, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı olarak tanınan ve suikaste kurban giden bir siyasi figür. Onun öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturmalar ve olayın üzerindeki soru işaretleri uzun süredir Türkiye’de gündemin önemli maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Bu süreçte, özellikle Halk TV başta olmak üzere bazı medya kuruluşları ve gazeteciler, cinayetin arkasındaki bağlantıları araştırmaya ve olayın perde arkasını aydınlatmaya çalışıyor.

Ancak MHP lideri Devlet Bahçeli, bu gazetecilerin soruşturmaları ve yayınları hakkında sert açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Sinan Ateş suikastı ile ilgili program yapan gazetecileri doğrudan hedef alarak, Halk TV ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik şu sözleri sarf etti:

Halk TV ve CHP, ayağınızı denk alın. Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın. Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, akbabaların da kanatlarını yolarız. Dört soytarı muhabir ile MHP’yi sorgulayamazsınız.”

Bu sözlerle Bahçeli, Halk TV’de “Kayda Geçsin” programını yapan gazeteciler Timur Soykan, Murat Ağırel, Barış Pehlivan ve Şule Aydın’ı açıkça tehdit etmiş oldu. Bu doğrudan tehdit, gazetecilik mesleğini icra edenler ve basın örgütleri tarafından sert şekilde kınandı.

TGC’den Net Mesaj: Gazetecilere Yönelik Tehditler Kabul Edilemez

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yayımladığı açıklamada, Bahçeli’nin gazetecilere yönelik sözlerine sert bir dille karşı çıktı. Açıklamada, siyasetin amacının gazetecileri tehdit etmek değil, aksine onların can güvenliğini sağlamak olduğuna dikkat çekildi. TGC açıklamasında, gazetecilerin siyasi cinayetleri araştırma ve kirli ilişkileri gün yüzüne çıkarma sorumluluğunun altı çizilerek şu ifadeler yer aldı:

Gazetecilerin görevi, siyasi cinayetleri, olayların arkasındaki kirli ilişkileri aydınlatmak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre gazeteci, kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkından sorumludur. Türkiye’de siyasetçiler tarafından hedef gösterildikleri için bugüne kadar 67 gazeteci öldürülmüştür. Ülkemizde gazeteciler neredeyse her gün tehdit edilmekte, saldırıya uğramakta ve bu saldırılar çoğunlukla cezasız kalmaktadır. Sinan Ateş cinayetiyle ilgili haber yapan meslektaşlarımız da sürekli olarak siyasetçiler tarafından tehdit edilmektedir.”

Açıklamada, Türkiye’de gazetecilerin sık sık hedef gösterilmesinin uzun yıllardır devam eden bir sorun olduğuna dikkat çekildi. Özellikle siyasi cinayetler gibi hassas konuları araştıran gazetecilerin bu tür tehditlere maruz kaldığı vurgulandı ve Türkiye’de bugüne kadar 67 gazetecinin öldürüldüğü hatırlatıldı.

“Gazetecileri Tehdit Etmekle Kimse Bir Yere Varamaz”

TGC, açıklamasında gazetecilere yönelik tehditlerin kabul edilemez olduğunu ve gazetecilik mesleğinin korunması gerektiğini şu ifadelerle belirtti:

Gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek, yaralayarak ve öldürerek kimse bir yere varamamıştır. Cinayetleri işleyenler gazeteciler değildir. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü, demokratik toplumun temelidir.”

Bu ifadelerle, gazetecilere yönelik tehditlerin sadece bireysel bir saldırı olmadığı, aynı zamanda basın özgürlüğü ve demokratik bir toplumun temel ilkelerine de bir saldırı olduğu vurgulandı.

“Sorumluluk Siyasetçilerin Omuzlarındadır”

TGC açıklamasının devamında, basın ve düşünce özgürlüğünün korunması için iktidar ve muhalefete çağrıda bulunuldu. Gazetecilere yönelik tehdit ve saldırıların artmasının toplumda daha fazla gerilim yaratacağı ve bunun demokrasiye zarar vereceği ifade edildi. Ayrıca, gazetecilere yönelik her türlü olumsuz gelişmede, onları tehdit eden siyasetçilerin sorumlu tutulacağı açıkça belirtildi:

Meslektaşlarımızın başına gelecek her türlü olumsuzlukta, hedef gösterenleri sorumlu tutacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. İktidara ve muhalefete basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunması için sağduyu çağrısında bulunmayı sürdürüyoruz.”

TGC’nin açıklaması, gazetecilik mesleğinin tehdit edilmesine karşı verilen mücadeleyi güçlendirmeyi ve basın özgürlüğünü koruma çabalarını vurgulamaktadır. Son olarak TGC, gazeteciliğin suç olmadığını belirterek, kamuoyuna ve siyasetçilere bu gerçeği hatırlattı:

“Gazetecilik suç değildir.”

Bu açıklama, Türkiye’de gazetecilerin can güvenliği ve çalışma özgürlüklerine yönelik tehlikelerin sürdüğünü ve siyasi otoritelerin bu konuda daha sorumlu davranması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.