TÜİK 20 aydır enflasyon verilerini açıklamıyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinin gerçek durumunu gizlemeye yönelik bir girişim olarak yorumlanabilir. Enflasyon, bir ülkenin para biriminin satın alma gücünün azalması ve mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması anlamına gelir. Enflasyon verileri, ekonomik politikaların belirlenmesinde ve vatandaşların hayat standartlarının korunmasında önemli bir rol oynar. TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamaması, hem hükümetin hem de halkın ekonomik gerçeklikten kopmasına neden olabilir.
Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli artması olarak tanımlanabilir. Enflasyonun yüksek olması, alım gücünün düşmesi, tasarrufun azalması, yatırımın azalması ve ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, enflasyonu ölçmek ve kontrol altında tutmak, ekonomik politikaların temel hedeflerinden biridir.
Enflasyonu ölçmek için kullanılan en yaygın gösterge, tüketici fiyat endeksidir (TÜFE). TÜFE, belirli bir dönemde tüketici sepetinde yer alan mal ve hizmetlerin fiyatlarının ortalama değişimini gösterir. TÜİK, her ay TÜFE’yi hesaplayarak enflasyon oranını açıklar.
Ancak, son 20 aydır TÜİK enflasyon verilerini açıklamadı. Bu durum, hem kamuoyunda hem de ekonomi çevrelerinde büyük bir tepki ve şüphe uyandırdı. TÜİK’in resmi açıklamasına göre, enflasyon verilerinin açıklanmamasının nedeni, tüketici sepetinin güncellenmesi ve yeni bir hesaplama yönteminin uygulanmasıdır. TÜİK, bu sürecin tamamlanması için daha fazla zamana ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Ancak, bu açıklama pek inandırıcı bulunmadı. Zira, tüketici sepetinin güncellenmesi ve yeni bir hesaplama yönteminin uygulanması gibi işlemler, normalde birkaç ay sürer. 20 ay gibi uzun bir süre boyunca enflasyon verilerinin açıklanmaması, TÜİK’in bağımsızlığını ve güvenilirliğini sorgulatır.
Bazı ekonomistler ve muhalefet partileri, TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamamasının asıl nedeninin, Türkiye ekonomisinin kötü gidişatını gizlemek olduğunu iddia ediyor. Gerçek enflasyon oranının çok daha yüksek olduğunu ve bunun da hükümetin popülaritesini düşüreceğini savunuyorlar. Bu iddialara göre, TÜİK siyasi baskı altında tutuluyor ve gerçek verileri manipüle ediyor.
Bu iddiaların doğru olup olmadığını kanıtlamak veya çürütmek için somut delillere ihtiyaç vardır. Ancak, TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamaması nedeniyle, bu delillerden yoksunuz. Bu durumda, alternatif kaynaklara başvurmak gerekiyor.
Alternatif kaynaklardan biri, uluslararası kuruluşların tahminleri ve raporlarıdır. Örneğin, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) gibi kuruluşlar, Türkiye’nin enflasyon oranını tahmin ediyor ve raporluyorlar. Bu kuruluşların tahminleri ve raporlarına göre, Türkiye’nin enflasyon oranı son 20 ayda yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişti. Bu oranlar, TÜİK’in son açıkladığı enflasyon oranından (yüzde 12) çok daha yüksektir.
Alternatif kaynaklardan bir diğeri, piyasa verileri ve göstergeleridir. Örneğin, döviz kuru, faiz oranı, borsa endeksi, altın fiyatı, akaryakıt fiyatı gibi veri ve göstergeler, enflasyonun etkilerini yansıtır. Bu veri ve göstergelere göre, Türkiye’de son 20 ayda döviz kuru yüzde 50, faiz oranı yüzde 40, borsa endeksi yüzde 30, altın fiyatı yüzde 60, akaryakıt fiyatı yüzde 70 arttı. Bu artışlar, enflasyonun çok yüksek olduğunu gösterir.
Sonuç olarak, TÜİK’in 20 aydır enflasyon verilerini açıklamaması, Türkiye ekonomisi için büyük bir sorundur. Bu durum, hem ekonomik hem de siyasi açıdan olumsuz sonuçlara yol açabilir. TÜİK’in en kısa sürede enflasyon verilerini açıklaması ve şeffaflığını sağlaması gerekmektedir. Aksi takdirde, TÜİK’in itibarı ve güvenilirliği daha da zedelenecek ve Türkiye ekonomisi daha da kötüleşecektir.