Söke, her mevsim esintisi olan bir kenttir. Bu esinti sayesinde yazları fazla sıkıntı yaşanmıyor. Ancak son yıllarda Söke’yi her yönde kuşatan fabrikalar, işletmeler, taş, kömür ve kil-kalker ocakları, bu esintiyi toz ve dumanları ile aşırı şekilde kirletmektedir. Bir taraftan toz ve partiküller, diğer taraftan ağır kokular, egzoz dumanı evlerin balkonlarını kullanılmaz hale getirmiştir.
Dünya Çevre Günü dolayısıyla Söke’mizin bu sorununu dile getirme ihtiyacı duyduk. Aslında bu sorun yeni bir sorun olmamakla birlikte, her geçen gün ağırlaşarak hayatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Tüm uyarı ve tepkilerimize rağmen, bunu duyan yok, önlem almaya çalışan yoktur.
Söke’nin Solunum yollarını tıkayan, o temiz esintilerini kirleten etmenlere gelince, şöyle sıralayabiliriz: Doğuda ülkenin en büyük çimento fabrikası, yanına kurulana Organize Sanayi Bölgesi bu konuda en önemli etkenlerdir. Normal koşullarda yerleşim yerlerinden uzak ve tarımsal alana zarar vermeyen yerlerde olması gereken bu işletmeler ve fabrikalar şehirle birleşmiş durumda. Sazlı ve Atatürk Mahalleleri arasında kalmış durumda. Birinci derece tarımsal alanda kurulmuşlar. Çimento fabrikasının baca dumanlarının yanına birde atıkla işletilen enerji santrali kurularak, atıkların külleri ve zehirli gazları ortama bırakmaktadırlar. OSB’de Seramik fabrikası, Balık Yemi Fabrikası, Çırçır fabrikası, Gaz Beton ve Yapı Malzemeleri fabrikaları, Beton Parke, Metal, çelik ve tarım makineleri Biokütle Enerji Santrali gibi 29 ayrı sektör işletmeye sıra ile açılıyor. Üstelik hala bunların arıtma tesisleri de devreye girmemiş. Bu işletmelerin hemen yanı başında birde Huzur evi bulunmaktadır. Huzur evinde yaşayan o güzelim insanlarımız buradaki o olumsuz hava koşullarına en fazla maruz kalanlardır. Yine İzmir Didim-Bodrum Çevre yolu şehrin içinde kalmış, Kuzeyden Güneye uzanarak, her mevsim yoğun trafiği ile egzoz gazı salınımı ile ayrı bir kirlilik yaratmaktadır. Kısaca şehrin doğusu hava kirliliğinin ana üssü şeklini almıştır.
Kuzeyinde Çimento Fabrikasının taş ocağı, gece gündüz çalışır durumda hem patlatma, hem de kıs bir mesafede olsa taşımada ortaya çıkan tozlar şehrin üstüne gelmektedir. Yine gürültü kirliliği de ayrı bir sorun olarak durmaktadır. Yakın mahallede oturanlar bu gürültüde sürekli rahatsızlıklarını dile getirmektedirler. Kuzey Batıda ise yine Çimento fabrikasının Kil ve Kalker ocağı var. Bu ocakta da büyük iş makineleri ile kazıma, yükleme ve taşıma sırasında ortaya yoğun toz bulutları çıkarmaktadır.
Batıda ise Kömür ocağı, Taş ocakları ve Gaz-Beton işletmelerinin tozları batıdan esen esintilerle şehrin üstüne gelmektedir. Yine Kuşadası ve Davutlar ve Güzelçamlı yollarının yoğun trafiği de burada yüksek oranda egzoz gazı ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kömür ocağında çıkarılan kömürlerin yıkanması ile açığa çıkan kömür karası suyu Söke’nin içinde akıp menderese gitmektedir.
İlçemizde bunların sorun olmasının en büyük nedeni, her mevsim Doğudan, Kuzeyden, Güneyden ve Batıdan esen rüzgarların etkisiyle her şekilde saydığımız işletmelerin açığa çıkardığı toz, partikül madde ve ağır metalli gazlar ve egzoz gazlarının şehrin üzerine doğru yayılması ve hem çevreyi kirletmesi, hem de soluma yoluyla insanları çeşitli hastalıklara açık hale getirmesidir. Artık toz ve kokular katlanılmayacak düzeyde artmıştır. Birde Ülkenin ve Avrupa’nın en büyük Atık kağıt fabrikasının devreye girmesi ve ona enerji sağlayacak Termik Santralin devreye girmesi ile sorun daha da katmerleşecektir. Bunlar birde aşırı su tüketiminden ve atık su açığa çıkarmasından dolayı ilçede su ve atık su sorunu da ortaya çıkacaktır. Bu kirlilik hem temiz hava hakkımızı ihlal etmekte, hem de temiz ve sağlıklı ürünlerin yetişmesini engelleyerek, temiz gıdaya erişimimizi engellemektedir. Neden temiz hava hakkımızın ihlali diyoruz. Tüm bu ortama yayılan 5 mikrondan küçük partikül maddelerin solunmasından dolayı, tedavisi mümkün olmayan hastalıklara neden olmaktadır.
İnsanlar tarafından solunan bu tozlar akciğerlere kadar inerek kılcal damarlarda kalınlaşma ve çözünenlerde kana karışarak çeşitli akciğer hastalıklarını tetikler. Bu taş, kil, kalker ve kömür işletmelerinde açığa çıkan partiküller silis içerikli olmalarından dolayı silikozis hastalığına da neden olmaktadır. Özellikle egzoz gazında bulunan ağır metaller daha çok sağlığı olumsuz etkileyenlerdir. Bu tür hastalıklar hemen ortaya çıkmasa da uzun süre buna maruz kalındığında ve aynı muhitte yaşama devam edildiğinde çok sık ortaya çıkabiliyorlar.
İşte tüm bu nedenlerden dolayı Temiz Hava Hakkımızı bu süreçte isteme ve haykırma hakkımızdır. Kimsenin temiz havayı kazanç elde etmek için kirletme lüksü yoktur. İnsan sağlığı her şeyin üstünde olmalıdır. Sağlığı ve doğayı olumsuz yönde etkileyen her girişime dur demeliyiz. Ve durdurulması içinde yoğun çaba göstermeliyiz. Yaşam hakkı kutsaldır. Bu kutsal hakka kimse keyfi zarar vermemelidir. Yetkilileri çevrenin, yaşam hakkının korunması için göreve çağırıyoruz. Söke’nin solunum yollarını kirleten ve tıkanmasına neden olan her işletme gerekli ve etkin önlemlerini almalıdır. Sökeli rahat nefes alsın. Temiz esintiler tekrar oluşsun.
Yine tüm bu işletmeler birinci derece tarım arazilerinin içine inşa edilmektedir. Bu yetmiyor birde tarım arazileri içine devasa malzeme yığma depoları inşa etmektedirler. Kısaca tarım arazileri de sanayiye kurban edilmektedir.
- Zeytinyağlı Yerim, Ama Zeytinliklerden Vazgeçemem! - 10 Nisan 2022
- Yasadışı Yaşamımdan Geçen Sekiz Yıl - 2 Nisan 2022
- Maden Şirketleri ;Rehabilite Değil, Cehennem Çukurlarını Arkalarında Bırakıyorlar!!! - 18 Mart 2022