Kazdağları, bir kez daha sermayenin ve madenciliğin iştah kabartan hedefi hâline geldi. Bayramiç ilçesine bağlı Kuşçayır Köyü sınırlarında Park Teknik Elektrik Madencilik A.Ş. tarafından planlanan kuvars ocağı projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gereklidir” kararı verildi. Şimdilik bir duraksama yaratan bu karar, bölgenin ekolojik tehditler karşısındaki kırılgan yapısını bir kez daha gözler önüne serdi.
Ciner Grubu Kazdağları’nda: Ormanlar, Arkeolojik Alanlar ve Köyler Tehdit Altında
Proje, Ciner Grubu’na bağlı Park Teknik’in girişimiyle, toplamda 23,45 hektarlık bir alanda gerçekleştirilmek isteniyor. Açık ocak yöntemiyle yılda 5 bin ton kuvars cevheri ve 500 ton atık madde çıkarılması hedefleniyor. Yaklaşık 20 yıl süreceği belirtilen proje, başlangıçta 23,98 hektarlık bir alanı kapsarken, meşe ve kızılçam ormanlarına vereceği zarar gerekçesiyle 23,45 hektara indirildi. Ancak bu indirimin, yerel ekosistemi korumak açısından yetersiz olduğu çevre örgütleri tarafından dile getiriliyor.
Söz konusu alan, uzun mesafeli koruma kuşağı içinde yer alıyor ve 1. derece arkeolojik sit alanına komşu konumda bulunuyor. Bayramiç Işıkeli Göleti sadece 4 kilometre uzaklıkta. En yakın yerleşim birimi olan Kuşçayır Köyü’ndeki evler ise proje sahasına yalnızca 400 metre mesafede. Bakanlık, ÇED raporu olmadan herhangi bir faaliyet yürütülemeyeceğini belirtmiş olsa da bölge halkı ve ekoloji örgütleri bu sürecin yalnızca zaman kazanmaya yönelik olduğunu vurguluyor.
Kazdağları Kuşatıldı: Yüzde 79’u Maden Ruhsatlarına Açılmış Durumda
TEMA Vakfı’nın yayımladığı rapora göre, Biga Yarımadası ve Kuzey Ege’yi kapsayan 1.697.000 hektarlık alanın %79’u maden ruhsatları ile çevrilmiş durumda. Her geçen gün yeni bir maden projesiyle kuşatılan Kazdağları, yalnızca doğasıyla değil kültürel mirası ve kırsal yaşam alanlarıyla da tehdit altında. Rapor, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin yalnızca çevreyi değil, geçimlik tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin yaşamlarını da doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor.
Bölge halkı ise kararlı: “Kazdağları bizim yaşam alanımız, burayı rant için yok etmelerine izin vermeyeceğiz.” Kazdağları Ekoloji Platformu ve yerel çevre örgütleri, projeye karşı hukuki ve fiili mücadeleyi sürdürüyor.
Ezine’de Akçansa’ya Dava: Zeytinlikler Kuruyor, Sular Tükeniyor
Kazdağları sadece kuvars madeni projeleriyle değil, aynı zamanda çimento ve taş ocaklarıyla da kuşatılmış durumda. Ezine ilçesindeki Akçansa Çimento Fabrikası’na ait şeyl ocağının kapasitesinin 50 kat artırılması planına dair verilen “ÇED olumlu” kararına karşı da yargı süreci başlatıldı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ile birlikte dört yurttaş, kapasite artışının iptali için dava açtı.
Davacı taraflar, fabrikanın yaydığı toz ve baca gazlarının çevredeki zeytinliklere zarar verdiğini, ağaçların kurumasına ve su kaynaklarının tükenmesine neden olduğunu belirtiyor. Derbentbaşı ve Çamlıca köyleri arasındaki ormanlık alanlarda yapılan faaliyetlerin kırsal yaşamı tehdit ettiğine dikkat çekiliyor.
Sermayeye Karşı Yaşamı Savunmak
Kazdağları’nda yaşanan bu gelişmeler, doğanın metalaştırılması sürecinin nasıl işlediğini ve yerelin nasıl dışlandığını açık biçimde gösteriyor. Sermaye gruplarının kâr hırsı, sadece doğayı değil, kırsal yaşamı, kültürel varlıkları ve toplumsal dokuyu da tehdit ediyor. “ÇED süreci” adı altında yürütülen prosedürler, halkın itirazını bertaraf etmek ve meşruiyet görüntüsü sağlamak için işlev görüyor.
Ancak Kazdağları’nda yaşamı savunanlar bu oyunun farkında. Ekolojik yıkıma karşı yükselen sesler yalnızca bir doğa savunusu değil; aynı zamanda adalet, eşitlik ve kamusal yarar mücadelesinin bir parçası.
- Barış Talebi Suç Değildir: Eğitim-Sen’den Barış Akademisyenleri ve KHK Mağdurlarına Destek Çağrısı - 25 Temmuz 2025
- CHP’li Yavuzyılmaz: Erdoğan’ın Yüce Divan’da Yargılanmasına Neden Olacak Belgeler Ortaya Çıktı - 25 Temmuz 2025
- Seyitgazi’de Orman Yangını Faciası: “Bu Bir Doğa Olayı Değil, Toplu İş Cinayetidir” - 25 Temmuz 2025