Fındıklı’da Altın Keşfi Krizi: Halk Doğasına Sahip Çıkıyor

Torba yasa sonrası şirketler harekete geçti, Fındıklılılar isyanda

Rize’nin Fındıklı ilçesinde, Kanadalı madencilik şirketi Eldorado Gold’un Türkiye iştiraki olan Tüprag Metal Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin keşif çalışmaları bölge halkının tepkisiyle karşılaştı. Meclis’te kamuoyunun ve muhalefetin tüm uyarılarına rağmen kabul edilen torba yasanın ardından maden şirketlerinin doğrudan harekete geçmesi, yasanın sermaye için “fiilen maden ruhsatı” anlamına geldiği yorumlarına yol açtı.

Sabah saatlerinde Çağlayan köyü Gürcüdüzü ve Çamlık yaylası mevkiine gönderilen keşif ekipleri, bölgede numune alma çalışmalarına başladı. Ancak bölge halkı, doğaya yönelik bu müdahaleye kayıtsız kalmadı. Vatandaşlar, yaylaya giderek “talanı kabul etmiyoruz” dedi ve şirketin barkodladığı taş numunelerine el koydu. Şirketin herhangi bir belediye veya kaymakamlık iznine dayanmadan bölgede faaliyette bulunduğu iddia edildi.

Sermayeye Ruhsat, Halka Baskı: Şirket Aracıyla Ezme Girişimi

Tüprag şirketiyle yurttaşlar arasında yaşanan gerilim, sadece sözlü değil, fiziki tehdide de dönüştü. Görgü tanıklarının ifadesine göre, keşif yapan şirket ekibi, aracını vatandaşların üzerine sürerek tepkiyi bastırmaya çalıştı. Bu girişim üzerine bölge halkı karakola giderek suç duyurusunda bulundu. Yurttaşlar, şirketin işlem ve uygulamalarının yasalara aykırı olduğunu, torba yasa kapsamında verilen ayrıcalıkların anayasal haklarını çiğnediğini belirtti.

Kısa sürede sosyal medya üzerinden yayılan haberler, ülke genelinde çevreci ve yerel direniş hareketlerinden de destek gördü. Sermayenin yasa kalkanıyla doğrudan halkın yaşam alanlarına müdahalesi, yerel ölçekte bir “doğa ve emek savunması” hattı oluşturmaya başladı.

Başkan Sahada, Meclis Sahnede: Yaşam Alanları İçin Mücadele

Bölge halkına destek olmak üzere Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ile VİÇEM Çevre Meclisi üyeleri de olay yerine geldi. Başkan Çervatoğlu, yaptığı açıklamada, “Halkın iradesini hiçe sayan, doğaya ve yaşama düşman bu tür şirket faaliyetlerini asla kabul etmeyeceğiz. Bu yaylalar, bu dağlar kimsenin özel mülkü değil. Maden yasasıyla kuralsız kılınan düzenin, halktan gizlenerek işletilmesine izin vermeyeceğiz,” dedi.

Çevre Meclisi üyeleri ise açıklamalarında, “Maden yasaları ile doğanın metalaştırılması, sermayeye hizmet eden yıkım politikalarının doğrudan sonucudur. Bu topraklarda üretim, yaşam ve doğa iç içedir. Kapitalist rant hırsı, yaşam alanlarımızı tehdit ederken susmayacağız,” ifadelerine yer verdi.

Yürüyüş ve Açıklama: Fındıklı Halkı Ayakta

Karakoldaki işlemlerin ardından Fındıklı halkı topluca bir yürüyüş gerçekleştirerek meydanda basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Maden şirketleri geldiğinde, su gider, toprak ölür, köy boşalır” diyen yurttaşlar, mücadeleyi sürdüreceklerini ilan etti.

Şirketlerin keşif faaliyetlerinin, torba yasadan hemen sonra başlaması, bu yasanın sadece hukuki değil, aynı zamanda sınıfsal bir niteliğe sahip olduğunu da ortaya koyuyor. Emekçilerin, köylülerin, yerel halkın yaşam alanlarını koruma mücadelesi, rant düzenine karşı direnişin somut ve güncel örneği olarak Fındıklı’da vücut buluyor.

Sermayeye Karşı Yaşam Cephesi Genişliyor

Fındıklı’da yaşananlar, doğa savunusunun artık sadece çevresel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve sınıfsal eşitlik meselesi olduğunu bir kez daha gösterdi. Toprak, su, hava gibi müştereklerin sermaye lehine gaspı, halkın örgütlü mücadelesiyle durdurulmadığı sürece, sadece yaylalar değil, gelecek de yok edilecek.

Fındıklılıların direnişi, yalnızca bir maden karşıtı tepki değil, aynı zamanda neoliberal tahribata, doğanın metaya indirgenmesine ve halkın iradesizleştirilmesine karşı yükselen bir toplumsal irade beyanıdır.