Şiir üzerine ele alınan eserlerin ilk ve en vurucu örneklerinden birisi Aristoteles’in Poetika yapıtında karşımıza çıkmaktadır.
Aristoteles, bu eserinde tragedya özelinde şiir üzerine düşüncelerini ifade ederken, “mimesis”, yani taklit kelimesini kullanır.
Ona göre şiir taklit işidir. Sanatçı doğayı, insanı, görüneni, görünmesini istediğini taklit etme, yansıtma yoluna gider.
Estetik felsefesinde de sanatın doğuşu noktasında 3 teori bulunur. Bu teorilerden birisi ise konumuzla ilişkili olarak “taklit olarak sanat” tır. Bu teoriye göre, ilkel insanlar gördükleri canlıları, hayvanları taklit ederek teatral şekilde dans eşliğinde sunmuştur. Bunun ardından ileriki dönemlerde sistemleşen bu eylemler sanatı doğurmuştur.
Sanatın doğuşu ve Aristoteles’in Poetika eserinde de görüldüğü gibi taklit sanatta/ şiirde önemli bir yere sahiptir.
İnsanın doğasında yer alan taklit etme eğilimi her alanda olduğu gibi şiirsel anlamda da kişiyi etkisi altına almaktadır.
Herhangi bir meslek alanında kendini geliştirmek isteyen kişiler ustalarının eline, elindeki malzemeyi dönüştürme eylemine bakarak onu taklit eder.
Çocuklara bakıldığında da çocukların anadilini, hayatı, ahlaki kuralları ve bunun gibi birçok unsuru, çevresini taklit ederek öğrendiğini gözlemleriz.
İşte şiir yolculuğunda yürümeye başlayan şair de okuduğu şiirlerin, poetik yazıların, izlediği filmlerin (özellikle edebi filmlerin) etkisi altında kalmaktadır.
Birçok şiirde özellikle Nâzım Hikmet ve Cemal Süreya gibi çok okunan şairlerin şiir anlayışlarının görülmesi, şiirsel anlamda da taklitle öğrenme, diğer bir ifadeyle etkilenmenin en açık örneğidir.
Kendi şiir dilini bulmak, özgün eserler üretmek isteyen birçok kişi ise etkilenme endişesi nedeniyle şiir için şiirden kaçma yolunu tercih etmektedir.
Şiir kitaplarını okumazsa yazdığı şiirlerin özgün olacağı yanılgısının heyecanlı adımlarını atar. Oysa, bana göre şairin kendi şiirini bulabilmesi için özellikle etkilenmesi gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi insanın doğası etkilenmeye, taklit etmeye eğimli bir donanıma sahiptir. Etkilenmenin olmadığı bir insan hayatı boşluğun hakim olduğu bir zaman dilimini yansıtıyor olmalı.
Sanatçı , duyumsadığı ve duyumsamanın ötesindeki şeylerden etkilenerek sanatsal bir üretim de bulunmaktadır.
Edip Cansever’in ünlü şiiri Mendilimde Kan Sesleri’ne bakıldığında gündelik hayattaki sahnelerin nasıl şiirsel bir etki oluşturduğunu gözlemleriz:
“İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket”
Mendilimde Kan Sesleri’nden verilen yukarıdaki bölümde Edip Cansever’in ağaç imgesi üzerinden insan sorunsalına bir köprü kurduğu görülür.
Yine şiirde dağılmış Pazar yerleri istasyona ve Türkiye’ye benzetilir. Görüldüğü gibi Edip Cansever, gördüğü manzaralardan etkilenmiş ve bu etkide şiirsel bir yan bulmuştur.
Bu örnekten de görüldüğü gibi insanın ve özellikle de gözlem yeteneği güçlü olan sanatçının duyumsadıklarından etkilenmeme gibi bir şansı yoktur. Burada önemli olan nokta ise söz konusu etkinin özgün bir imgeye evrilmesidir.
Bir şairin başka bir şairin şiirinden etkilenmesinin de aynı şekilde meydana geldiğini düşünüyorum. Başka bir şairin şiirinden etkilenen şair de o etkiyi özgün bir biçim ve izleğe dönüştürmenin yolunu aramalıdır.
Şiir için şiirden kaçma eyleminin edebiyata katkıdan çok zarar vereceğini düşünüyorum. Öyle ki her şairin farklı bir bakış açısına sahip olduğunu düşünürsek her şiir bambaşka bir biçim ve dünyayı yansıtmaktadır.
Şiir kitapları okuyan şair tüm bu bakış açılarını sentezleyerek ve etkilenmeleri dönüştürerek kendi şiirini kurar.
Tüm bu unsurları düşündüğümüzde, bana göre buradaki çıkar yol şiir için şiirden kaçmak yerine, şiir için her tür etkilenmeye rağmen şiire koşmak olmalıdır.
- Aşk Şiirlerinde Özne Yaratımı - 21 Mart 2021
- Şiirde Toplumsallık ve Anlaşılma Kaygısı - 21 Şubat 2021
- Şairler ile Çocuklar Arasındaki Benzerlik - 7 Şubat 2021