Seyitgazi ilçesinde geçtiğimiz gün yaşanan orman yangınında 5’i orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü olmak üzere 10 emekçinin yaşamını yitirmesi, Eskişehir’de toplumsal öfkeye dönüştü. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü önünde bir araya gelerek kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, ölümlerin “doğal afet” değil, göz göre göre yaşanmış bir “toplu iş cinayeti” olduğu vurgulandı.
Platform adına konuşan Ceren Kökoğlu, yangının büyümesinde ve ölümlerin yaşanmasında başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumlarının ciddi sorumlulukları olduğunu belirterek, “Yangına müdahalede geç kalındı, ekipman yetersizdi, personel eksikti. Bu nedenle bu ölümler önlenebilirdi,” dedi. Kökoğlu, başta Orman Bakanı İbrahim Yumaklı olmak üzere tüm sorumluların derhal istifa etmesini ve yargılanmasını talep etti.
“Yangınlarla Değil, Rantla Mücadele Ediliyor”
Açıklamada, orman yangınlarının nedeninin sadece iklim krizi değil, aynı zamanda siyasi tercihler olduğu ifade edildi. Ceren Kökoğlu’nun sözleri, konunun teknik değil, siyasal bir çerçevede ele alınması gerektiğini işaret ediyordu: “Dağları, ormanları, meraları rant alanına çeviren AKP iktidarı, ormanları korumak gibi bir niyet taşımıyor. Doğa, bu iktidarın gözünde yalnızca sermayeye dönüştürülebilecek bir kaynak.”
Platform, yangınlarla mücadele politikalarının sistematik biçimde zayıflatıldığını vurgularken, 2024 yılına ait Orman Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu’ndan çarpıcı bir veriye de dikkat çekti: Kurumun 29.461 kişilik kadrosu boş bırakılmıştı. Yangın uçaklarının satıldığı, enerji nakil hatlarının orman içlerinden geçirilmesine göz yumulduğu ve bakım-onarım yapılmadığı hatırlatıldı. Bu tablo, yalnızca idari ihmali değil, sınıfsal bir tercihin de işaretçisiydi: Emekçilerin hayatı yerine enerji şirketlerinin karı tercih edilmişti.
Yangına Giden İşçiye 53 Lira: “Sömürü Yanarak Öldürüyor”
Platform açıklamasında, orman işçilerinin kötü çalışma koşullarına da özel bir vurgu yapıldı. Eksik personelle, donanımsız ve eğitimsiz şekilde saatlerce alevlerin ortasına sürülen işçilerin yalnızca 53 TL yangın tazminatı aldığı belirtildi. “İktidar ormanları doğa varlığı olarak değil, para ve yandaş için imtiyaz alanı olarak görüyor. Ormanları korumaya çalışan işçilere ise sefalet reva görülüyor” denildi.
Bu tablo, çalışma yaşamında süregelen taşeronlaştırma, güvencesizlik ve örgütsüzleştirmenin ne kadar ölümcül sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gösterdi. Eğitim almamış, donanımı yetersiz işçiler, yangın sahalarına gönderilirken, liyakatli kadrolar oluşturulmadığı ve bilimsel müdahale stratejileri geliştirilmediği ifade edildi. İşçilerin çalışmayı reddetmeleri durumunda ise mobbing ve baskılarla susturuldukları iddia edildi.
“Bu Düzen İşçi Kanıyla Sulanıyor”
Emek ve Demokrasi Platformu’nun açıklamasında kapitalist sistemin doğa ve emek düşmanı karakteri de örtük bir biçimde hedefe kondu. “Ormanlarımız yanarken, işçiler ölürken ellerini ovuşturanların iktidarını birlikte devirelim” çağrısı, yalnızca AKP’ye değil, onun temsil ettiği rant merkezli siyasal ve ekonomik düzene karşı da bir meydan okumaydı.
Sistemin, doğayı sermayeye peşkeş çektiği ve emekçileri ölümle baş başa bıraktığı bir ortamda, çözüm olarak daha eşitlikçi, kamucu ve doğayla uyumlu bir siyaset önerildi. Yangınlara karşı alınması gereken önlemler ise net şekilde sıralandı: Eğitimli ve güvenceli kadrolar, taşeron sisteminin kaldırılması, enerji hatlarının yeniden düzenlenmesi ve orman ekosistemlerinin restorasyonu.
“Bu Cinayetin Hesabı Sorulacak”
Seyitgazi yangını, yalnızca bir doğa felaketi değil; mevcut tarım, enerji ve çevre politikalarının birleşik krizinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Her yaz yeni yangınlar ve yeni ölümlerle karşı karşıya kalınırken, sistemsel değişimin kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, açıklamasını şu çağrıyla sonlandırdı: “İşçi kanıyla sulanan bu düzenin sonunu hep birlikte getirelim. Ormanlarımızı, emeğimizi, yaşam hakkımızı birlikte savunalım. Bu cinayet düzeninin hesabını sormak boynumuzun borcudur.”
- NHY / Anadolu Ajansı, Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu Basın Açıklaması