Uluslararası Tahkim Mahkemesi Türkiye’yi 1,47 milyar dolar tazminata mahkûm etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine verdiği ve uzun süre kamuoyundan saklandığını iddia ettiği kararı açıklayarak, bu kararın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan’da yargılanmasının önünü açabileceğini öne sürdü. Yavuzyılmaz’ın kamuoyuyla paylaştığı belgelere göre Türkiye, Irak Merkezi Hükümeti’nin onayı olmadan Irak petrolünü Ceyhan Limanı üzerinden taşıdığı gerekçesiyle 1 milyar 471 milyon 390 bin 486 dolar cezaya mahkûm edildi. CHP’li Yavuzyılmaz, “Bu dosya kapatılamaz, bu yalnızca ilk tuğladır” ifadeleriyle, bu kararın bir siyasi ve hukuki hesaplaşmanın başlangıcı olabileceğini vurguladı.
Petrol sevkiyatı hukuksuzdu: 9 yıllık süreçte dev tazminat
Yavuzyılmaz’ın açıkladığına göre, 2014 ile 2023 yılları arasında Türkiye, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yaptığı ikili anlaşmalar doğrultusunda, Bağdat yönetiminin onayını almadan Türkiye-Irak boru hattı üzerinden ham petrol taşıdı. Bu sevkiyatlar, uluslararası hukuk açısından Irak’ın merkezi hükümetinin egemenlik haklarının ihlali anlamına geldiği gerekçesiyle Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne taşındı. Mahkeme, Türkiye’yi Bağdat’ın haklarını çiğnediği gerekçesiyle yaklaşık 1,5 milyar dolarlık tazminata çarptırdı. Yavuzyılmaz’a göre, bu karar kesinleşmiş durumda ve tahakkuk eden ceza her geçen gün işleyen faizlerle birlikte artıyor.
Bu durum yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasal bir sorumluluk tartışmasını da beraberinde getiriyor. Yavuzyılmaz, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yüce Divan’da yargılanmasına neden olacak belgeleri paylaşıyorum” diyerek bu dosyanın kişisel bir siyasi hesaplaşmanın değil, bir kamu hukukunun meselesi olduğunu vurguladı.
“Bu bir egemenlik ihlalidir”: Ankara ile Bağdat arasında kırılma
Kararın temelinde yatan sorun, Türkiye’nin IKBY ile yaptığı enerji anlaşmalarının Irak Anayasası’na aykırı biçimde merkezi hükümetin yetkilerini devre dışı bırakmasıydı. Bu yönüyle konu yalnızca bir “ticari sözleşme” değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde egemenlik hakkının açık bir ihlali olarak yorumlandı. Tahkim Mahkemesi, Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğünü ve enerji gelirleri üzerindeki merkezi yönetim hakkını yok saydığını belirterek, bu nedenle Bağdat lehine hüküm verdi.
Yavuzyılmaz, bu süreçte kamuoyundan gizlenen belgeleri ifşa ederek iktidarın şeffaflıktan uzak ve keyfi yönetim tarzına dikkat çekti. “AK Parti’nin Türkiye’ye verdiği zararın boyutu dehşet verici. Bu cezaya her geçen gün faiz de ekleniyor. Net ceza tutarı: 1.471.390.486 ABD Doları. Güncel kurla 60 milyar lira. Bu halkın sırtına yüklenen bir borçtur,” diyen Yavuzyılmaz, kamu kaynaklarının nasıl siyasi sadakat ilişkileri üzerinden yönetildiğini de gözler önüne serdi.
Hukuki değil, siyasal bir yargı süreci mi?
Yavuzyılmaz, “Bu Tahkim belgeleri yok edilemez, bu dosya kapatılamaz. Ve bu dosya, duvardaki sadece ilk tuğla” sözleriyle, ilerleyen süreçte siyasi sorumluların yargılanabileceği bir sürecin başlayabileceğine işaret etti. Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın ancak görev süresi bittikten sonra ve TBMM’nin üçte ikilik çoğunluğunun onayıyla Yüce Divan’da yargılanabileceği dikkate alındığında, bu açıklamanın hukuki olduğu kadar siyasal bir meydan okuma anlamı taşıdığı da söylenebilir.
Bu dava ve karar, kamu hukukuna karşı siyasal iktidarın müdahalesi, uluslararası yükümlülüklerin göz ardı edilmesi ve halkın ortak kaynaklarının keyfi biçimde kullanılması gibi temel sorunları ortaya koyarken, Türkiye’de ekonomik kriz ile yönetim krizi arasındaki bağların da giderek daha belirgin hale geldiğini gösteriyor.
- NHY / Deniz Yavuzyılmaz’ın kişisel sosyal medya paylaşımları